Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 8 yaşındaki Narin Güran'ın hayatına son verilerek dere yatağına atılması olayına ilişkin mahkemenin verdiği kararlar, temyiz yoluyla Yargıtay'a taşındı. Cinayetle ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen ağabey Enes Güran'ın avukatları, kararın yeniden incelenmesi talebiyle 102 sayfalık bir dilekçeyi Yüksek Mahkeme'ye sundu.
Diyarbakır'ın Bağlar'ın kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024'te kaybolan Narin Güran'ın cansız bedeni, 19 gün süren aramaların ardından dere yatağında, 3 büyük taşla kapatılmış bir çuvalın içinde, çalılıkların arasına gizlenmiş halde bulunmuştu. Bu korkunç cinayetle ilgili Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Amca Salim Güran'ın aracında Narin'e ait DNA ve kıl örnekleri tespit edilirken, cinayetin ardından cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşu Nevzat Bahtiyar da şüpheliler arasındaydı. Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran hakkında 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.
Davanın 26-28 Aralık tarihleri arasında gerçekleşen ikinci duruşmasında, mahkeme Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'ı 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Komşu Nevzat Bahtiyar'a ise 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.
Sanık avukatları, müşteki baba Arif Güran'ın avukatları ile 'katılan' sıfatıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu'nun sunduğu istinaf dilekçeleri, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'ne iletildi. 17 klasörlük dava dosyası ve istinaf başvurularını titizlikle inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi, 26 Mayıs'ta verdiği kararla, yerel mahkemenin dört sanık hakkında verdiği hapis cezalarını oy çokluğuyla onadı.
Yargıtay başvurusunda çelişkili ifadeler ve hukuki ihlal iddiaları
Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının ardından Enes Güran'ın avukatları Mahir Akbilek ve Muhammet Fatih Demir, 102 sayfalık kapsamlı bir temyiz dilekçesi hazırlayarak Yargıtay'a başvurdu. Dilekçede, cinayetin tek tanığı olan Nevzat Bahtiyar'ın ifadelerindeki ciddi çelişkilere dikkat çekildi. Bahtiyar'ın soruşturma kapsamında 7 kez değişen beyanları olduğu, ilk ifadesi dışında diğerlerinde cesedi Salim Güran'dan alıp sadece gömdüğünü savunduğu belirtildi. Ayrıca, buluşma yeri, cesedin alınış şekli ve cinayet nedenine ilişkin ifadelerinin çelişkili olduğu iddia edildi. Dilekçede, "Mezkur dosya kapsamında müvekkilimiz dahil hiçbir şüpheli/sanık kendisine yöneltilen kasten öldürme suçlamasını kabul etmemiş ve masum olduğunu savunmuştur. Ancak Nevzat Bahtiyar olayın faili olarak Salim Güran'ı gösterirken, diğer sanıklar da Nevzat Bahtiyar’ın suçlu olduğunu belirtmişlerdir" ifadeleri yer aldı.
Tutanaklar ve hukuka aykırılık iddiası
Enes Güran'ın tutuklanma gerekçesi olarak gösterilen jandarma tutanaklarının hukuka aykırı olduğu da temyiz dilekçesinde belirtildi. Dilekçede, "kadınlar kavgası" ve "Enes'e nasıl yardımcı olabilirim?" isimli tutanakları imzalayan jandarma personelinin, tutanak içeriğine şahit olmadan imza attığı ve bu durumun CMK madde 210'a aykırı olduğu savunuldu. Yerel mahkeme ve İstinaf Özel Ceza Dairesi'nin bu tutanaklara dayanarak hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürüldü.
"Narin'in aziz hatırasına da zarar veriyor" iddiası
Dilekçede ayrıca, Enes Güran'ın mahkumiyetinin daraltılmış baz çalışması raporu, Nevzat Bahtiyar'ın beyanı ve anne Yüksel'le ilgili tutulan bir tutanağa dayandırıldığı ifade edildi. Avukatlar, kararda Enes Güran'ın suça iştirakini kanıtlar eylemlerinin tarif edilmediğini, varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşıldığını savundu. Enes Güran'ın kardeşini çok sevdiğini, kaybolduğunda arama çalışmalarına katıldığını ve cinayet için hiçbir motivasyonu olmadığını belirten dilekçe, "Müvekkilin maruz kaldığı muamele ve mahkum edildiği ceza, Narin'in aziz hatırasına da zarar vermekten başka bir sonuç doğurmamaktadır" cümlesiyle sonlandırıldı. Cinayet davası, Yargıtay'ın temyiz incelemesiyle yeni bir aşamaya girmiş oldu.





