Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde geçtiğimiz yıl ağustos ayında vahşice katledilen Narin Güran cinayetiyle ilgili yargı süreci, sanık avukatlarının mahkeme hakimini Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) şikayet etmesinin ardından yeni bir boyut kazandı. 'Suçluyu kayırma' suçlamasıyla yargılanan 6'sı tutuklu 15 sanık arasında yer alan Mehmet Selim Atasoy da avukatı aracılığıyla mahkeme başkanını HSK'ya şikayet ederek, yargılamanın adil yürütülmediği iddiasını yineledi.
Avukat Aslan'dan ağır eleştiriler
Avukat Mehmet Selim Aslan, müvekkili Mehmet Selim Atasoy'un tutukluluğunun haksız olduğunu savunarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aslan, "Ceza alt sınırı 6 yıl üst sınırı 14 yıl olan, iki kişiyi silahla yaralayan ve vücudunda kemik kırılmasına neden olan bir şahsı aynı gün içerisinde serbest bırakmasına rağmen, bizim müvekkilimizi serbest bırakmamaktadır," ifadelerini kullanarak mahkeme hakiminin çifte standart uyguladığını öne sürdü.
Ne olmuştu?
Bağlar'ın kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024 tarihinde esrarengiz bir şekilde kaybolan 12 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeni, yapılan yoğun arama çalışmalarının 19'uncu gününde bir dere yatağında bulundu. Üzeri ağır taşlarla örtülmüş ve çalılıklar arasına gizlenmiş haldeki çuval içindeki ceset, bölgeyi yasa boğdu. Cinayetle ilgili yürütülen soruşturma sonucunda 4 kişi hakkında Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bu davada Narin'in bazı aile üyelerine ağır cezalar verilirken, 'suç delillerini yok etme' suçundan bir sanık da hapis cezasına çarptırıldı.
'Suçluyu kayırma' davası genişliyor
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü ek soruşturmalar neticesinde, tutuklu bulunan Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Salim Güran'ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz bazı şüpheliler hakkında da 'Suçluyu kayırma' suçundan Diyarbakır 17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Şaşırtıcı bir şekilde, suça sürüklenen üç çocuk hakkında açılan benzer dava ise Diyarbakır 2'nci Çocuk Mahkemesi'nde görüldükten sonra ana davayla birleştirildi.
Güran ailesi avukatlarından ilk şikayet neydi?
17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasının ardından, Güran ailesinden bazı sanıkların avukatları da mahkeme hakiminin tutumunu HSK'ya şikayet etmişti. Şikayet dilekçesinde, sanıkların haklarının tam olarak hatırlatılmadığı, iddianamenin okunmadan savunmaya geçildiği ve tutukluluk sürelerinin yasal sınırları aştığı gibi gerekçeler sıralanarak hakim hakkında soruşturma talep edilmişti.
Savcıdan mütalaa
Davanın ilerleyen aşamalarında, savcı 6'sı tutuklu 3'ü çocuk 15 sanık hakkında 'Suçluyu kayırma' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep eden esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Ancak, tutuklu sanıkların tahliye talepleri mahkeme heyeti tarafından reddedildi ve duruşma, sanık avukatlarının savunmalarını hazırlaması için ileri bir tarihe ertelendi.
Avukat Aslan'dan ikinci HSK başvurusu
Dava sürecinde tutuklu bulunan Mehmet Selim Atasoy'un avukatı Mehmet Selim Aslan'ın HSK'ya sunduğu ikinci şikayet dilekçesi ise yargılamanın seyrine dair ciddi soru işaretleri yarattı. Dilekçede, sunulan delillerin dikkate alınmadığı, kararların sadece karşı tarafın beyanlarına göre verildiği ve hakimin tarafsızlığını yitirdiği öne sürüldü. Avukat Aslan, müvekkili hakkında somut bir suçlama olmamasına rağmen tutukluluğunun devamına karar verilmesinin kötü niyetli bir davranış olduğunu iddia ederek, hakimin CMK'nın ilgili maddesini göz ardı ettiğini savundu.
Avukat Aslan'dan çarpıcı karşılaştırma
Avukat Mehmet Selim Aslan, müvekkilinin durumunu daha çarpıcı bir örnekle karşılaştırarak, aynı mahkeme hakiminin 2024 yılında yaşanan ve güvenlik kameralarına yansıyan bir olayda iki kişiyi silahla ağır yaralayan bir şüpheliyi hiç tutuklamadan serbest bıraktığını dile getirdi. Her iki mağdurun da kemik kırığı yaşadığı ve öldürmeye teşebbüs suçunun işlendiği bu olayda şüphelinin serbest bırakılması, Atasoy'un tutukluluğuyla büyük bir çelişki oluşturuyor. Avukat Aslan, bu durumun hakimin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü ve emir-talimatla hareket ettiğini düşündüklerini belirterek, HSK'dan adil bir inceleme ve soruşturma talep etti.