31 Mart seçimlerinin en heyecanlı, en çekişmeli yerlerinden biri olmaya aday Kemalpaşa’da bir isim artık unutulmaya başlayan bir siyasi yöntemle her gün üstüne koya koya yol alıyor. Siyasi yaşamını ülkücü düşünce üzerine kuran Ülkü Ocakları başkanlığından AK Parti’de Yönetim Kurulu üyeliğine kadar uzanan siyaset yolculuğunda bu kez Mustafa Kandil’in hedefinde Kemalpaşa’da ‘hür ve bağımsız’ bir belediye başkanı olabilmek var.
Yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarı uzanan bir yolculuk…
‘Sessiz çoğunluğun sesi’ sloganıyla yola çıkan Mustafa Kandil, bir siyasi partinin tabelası arkasına saklanmaktan çok daha zor bir yolda ilerlemeye çalışıyor. Vatandaşın düğününde neşenin, cenazesinde acının paylaşanı olarak gece gündüz demeden sokakta vatandaşın yanında siyaseti gerçek mecrasına yeniden sokabilmek için mücadele eden bir isim Mustafa Kandil. Tarlada üreticinin, merada besicinin, hali sahada gençlerin yanında onlarla birlikte nefes alıp veriyor. Kandil bir anlamda siyasetin artık gerçek anlamını yitirip içi boş bir sloganı haline gelen ‘çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız’ ilkesini gerçek anlamda yaşama geçiriyor.
Bugüne kadar 22 otobüs dolusu insanı Ayasofya’ya, Çanakkale’ye ve Mevlana’ya götürürken bu adreslerin özellikle seçilmesi, bu toprakların düşüncesi sisteminin temel köşe taşları olduğu dikkat çekiyor. Kemalpaşa Bağımsız Belediye Başkan adayı Mustafa Kandil 80’lerin ve 90’ların unutulmaya yüz tutan yüz yüze siyasetinin meyvelerini 31 Mart’ta sandıkta görebilir mi sorusunun cevabını bugünden vermek zor. Ancak Kandil’in siyaset rotasının günümüz sosyal medyaya hapsolmuş siyasetine karşı bir başkaldırı olduğu da bir gerçek. Belki de sadece Kemalpaşa’nın değil Türkiye’nin her bir karış toprağının siyasetin bu sıcak ve içten yüzüne ihtiyacı olduğu gerçeği bir gün çok daha iyi anlaşılabilir. O gün gelene kadar bu mücadeleyi verenleri takdir etmekten başka bir yol yok gibi görünüyor.
