90’ların sonunda, ileride tüm zamanların en çok satan erkek müzik gruplarından biri olacak olan 'NSync’in solistlerinden biri ve en genç üyesi olarak ünlenen Justin Timberlake, 11 yıl aradan sonra yeniden İstanbul’daydı.

Kimilerinin modasının geçtiğini düşündüğü, R&B sevenlerin ise takipten asla vazgeçemediği Justin Timberlake, “Mirror” ile çıkıyor sahneye. Üzerinde siyah bol bir kumaş pantolon, siyah tişört ve siyah taş işlemeli bir bomber ceket var. Gözlerinde güneş gözlüğü, boynunda pırlanta kolyeler… Şu an 44 yaşında olan şarkıcının müthiş enerjisi ve sahne performansı hafta boyu konuşulan konulardan biriydi.

Justin Timberlake denilince akla şarkıları dışında, unutamadığımız aşkları da geliyor elbette. “Cry Me a River”… Bu çok ünlü şarkıyı, kalbi kırık Justin Timberlake eski aşkı Britney Spears’a yazmıştı. Popüler müzik tarihinde “diss atmanın” en zarif hali olabilir bu şarkı. Bu ikili, ilk kez 1993 yılında Mickey Mouse seçmelerinde karşılaştıklarında çocuk yaştaydılar. Daha sonra her ikisi de pop yıldızı oldu. Spears, The Woman in Me adlı anı kitabında, ilişkileri sırasında Timberlake’in kendisini kürtaj olmaya teşvik ettiğini ve daha sonra mesajla ayrıldığını öne sürmüştü. Bugün ilişkilerinden geriye sadece bu şarkı kaldı.

Kaset, plak, CD ya da her neyse, eski usul fiziki albümler satabilmiş şanslı kuşağı temsil eden şarkıcılardan biri Justin Timberlake. “Şanslı” diyorum çünkü müziğin para ettiği, insanların bugüne göre ciddi paralar verip beğendikleri sanatçıların albümlerini alabildiği yıllar bunlar. Bu insanlar hâlâ para ayırmaya devam ediyor.

Tam 11 yıl sonra Justin’i sahnede görmek isteyen binlerce hayranı ise İstanbul konserinde keşke 4-5 saat düzensiz kuyruklarda beklemek zorunda kalmasaydı. Sadece bu da değil üstelik; oldukça pahalı bir otopark ücreti, biletsiz geçişler gibi saymakla bitmeyecek şikâyetler, süperstarın performansının da önüne geçti. Bu arada organizatör firmadan da bir açıklama geldi konuya ilişkin. Konser öncesi bir terör tehdidinin olduğu, İstanbul Emniyeti'nin yoğun tedbir aldığı ve aksaklıkların bunun sonucu olduğu belirtildi. Aynı yerde 7 Ekim’de Robbie Williams sahnede olacak. Umarım bu sefer organizasyon bu kadar kötü olmaz.

Eylem Aslan 2-3

Yangın Çıkma İhtimali Her Zaman Var; Önemli Olan Hazırlıklı Olmak

Aposto sitesinden okuduğum kadarıyla, Maryland Üniversitesi’nin Yangın Araştırma Birimi’nin yakın zamanda güncellediği verilere göre, küresel ölçekte orman yangınları açısından en kötü beş yılın dördü 2020’den sonra yaşandı. 2024 yılı ise yanan 13,5 milyon hektar – yani Yunanistan büyüklüğünde – ormanlık alanla yangınların en yoğun yaşandığı yıl oldu. Bu miktar, 2023’te kırılan önceki rekor olan 11,9 milyon hektardan yaklaşık %13 daha fazla. Üstelik bazı uzmanlar, kayıtlara geçmeyen yangınlar da eklendiğinde 2024’teki reel kaybın daha da korkunç bir tablo çizdiğini belirtiyor. 2023-2024’te yıllık ağaç örtüsü kayıplarının %44’ü yangınlar nedeniyle yaşandı. Bu oran, 2001-2022 yıllarında ortalama %25 civarındaydı.

Tarım ve kereste üretimi gibi diğer ormansızlaşma faktörlerinin de etkisiyle orman kaybı, ülkelerin önlem taahhütlerine rağmen yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor. İklim değişikliğine hazırlanmak büyük bir görev çünkü dünya gitgide ısınıyor.

Mesela Portekiz'de yangın mevsimleri artık daha uzun sürüyor ve alevler de oldukça etkili. İşte bu sebeple, yangınların sıçramasını önlemek amacıyla yol kenarında 10 metre boyunca ağaçlar kesiliyor. Portekiz, %97 ile Avrupa Birliği'nin en yüksek özel arazi mülkiyet oranına sahip. Bu arazilerde ekilip biçilmeyen yabani otlar ve ağaçlar kendi kendine büyüyor. Keçilerin ve elektrikli testerelerin olmadığı yerlerde, Portekizliler yangınla mücadele için alevleri kullanıyor. Bazı riskli bölgeleri bilerek yakıyorlar. Bu yönteme “reçeteli yangın” deniliyor. Bu sayede yazın çıkabilecek olası yangınlar önlenebiliyor. Yeni kabul edilen yasayla birlikte, artık bu özel arazilere kesip biçme amacıyla itfaiye müdahale edebilecek.

Kış, ilkbahar ve sonbaharda yangınlardan korunmak için keçiler, ağaç kesimi ve reçeteli yangın gibi gerekli tüm önlemler alınıyor.
Ve evet; “Yangın çıkma ihtimali her zaman var; önemli olan hazırlıklı olmak” düsturuyla hareket ediliyor.