Son Mühür - Osman Günden / İzmir’in merkez ilçeleri Buca, Konak, Karabağlar ve Gaziemir, son aylarda ciddi bir hava kirliliği sorunu ile karşı karşıya. Kentin bu bölgelerinde hava kalitesinin hızla bozulması, sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda halk sağlığını tehdit eden bir kriz haline gelmiş durumda. Uluslararası hava kalitesi ölçüm platformu AQICN org’un verilerine göre, bu ilçelerde PM2.5 oranları 150 ila 200 arasında değişiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği güvenli sınırların çok üzerinde olan seviyeler, bölgedeki hava kalitesinin ciddi anlamda tehlike arz ettiğini gösteriyor.
PM2.5 değerleri sağlık için büyük risk taşıyor
PM2.5, yani 2.5 mikron çapındaki ince partiküller, solunum yoluyla doğrudan akciğerlere ulaşarak burada birikiyor ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uzmanlar, bu seviyedeki kirliliğin, astım ve KOAH gibi solunum hastalıklarının yanı sıra, kalp krizi, beyin kanaması ve felç gibi ani ve ölümcül sağlık sorunlarına da neden olabileceğine dikkat çekiyor. İzmir’deki hava kirliliği, özellikle risk altındaki bireyler için hayati tehlikeler oluşturuyor.
Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, bu konuda yaptığı açıklamada, "PM2.5 partikülleri, insan sağlığı için büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu seviyelerdeki kirlenme, sadece kronik solunum hastalıklarını değil, aynı zamanda kalp krizi, felç ve beyin kanaması gibi ölümcül sağlık sorunlarını da tetikleyebilir." diyerek durumun ciddiyetine vurgu yaptı.
Kirli havanın kaynağı: Denetimsizlik ve ilgisizlik
İzmir’deki hava kirliliğinin kaynağı, büyük ölçüde denetimsizlik ve çevreye karşı duyarsızlık. Bölgedeki maden ocakları, ruhsatsız inşaatlar ve kontrolsüz moloz alanları, hava kirliliğinin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle, asbest içeren tozların yayılması, havadaki kirleticilerin seviyesini daha da yükseltiyor.
Buca’da yaşayan bir vatandaş, "Bu tozlar, sadece çöl tozları değil, maden ocaklarından ve inşaatlardan gelen zararlı partiküller. Her gün bu havayı soluyoruz ve bunun bedelini sağlığımızla ödüyoruz." şeklinde şikayette bulundu.
Sağlık gösterge verileri endişe verici
İzmir’de yapılan sağlık taramaları, bölgedeki hava kirliliği ile sağlık sorunları arasındaki bağlantıyı net bir şekilde ortaya koyuyor. 2023 yılında 185 bin kişiye yapılan kanser taramasında, 220 kişiye kanser tanısı kondu. Ayrıca kalp krizi ve beyin kanaması vakalarında da ciddi bir artış gözlemleniyor. Bu sağlık sorunlarının büyük bir kısmının hava kirliliği ile ilişkili olduğu uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Dr. Zeynep Yılmaz, hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerine dair yaptığı değerlendirmede, "Hava kirliliği, yalnızca solunum hastalıklarını değil, kalp ve damar hastalıkları ile beyin kanamaları gibi ciddi sağlık sorunlarını da tetikliyor. İzmir'de artan kanser vakaları ve kardiyovasküler hastalıklar, bu durumun bir göstergesi." dedi.
Bu bir felaket çağrısı
İzmirli vatandaşlar, her geçen gün artan hava kirliliği nedeniyle büyük bir endişe duyuyor. Bölge halkı, "Nefes almakta zorlanıyoruz," diyerek yetkililere sesleniyor ve temiz hava talep ediyor. Bu sesler, sadece bir uyarı değil, gecikmiş bir felaket çağrısı olarak nitelendirilirken vatandaşlar, çevre ve şehircilik alanındaki yetkili kurumların acilen harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor. Hava kalitesinin düzeltilmesi, yalnızca çevresel bir gereklilik değil, halk sağlığını korumak için bir zorunluluk olarak görülüyor.
Buca'dan bir diğer vatandaş, "Temiz hava artık bir lüks haline geldi. Artık her gün bu kirli havayı soluyarak yaşamaya devam etmek zorunda kalıyoruz. Yetkililerden acil bir çözüm bekliyoruz." dedi.
Yetkili kurumlar acilen harekete geçmeli
İzmir’deki hava kirliliği, yalnızca çevreye zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda halk sağlığını da tehdit ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere, tüm yetkili kurumların bu soruna acilen çözüm üretmesi gerektiği vurgulanıyor. Yetkililerin hava kalitesi ölçüm istasyonlarını artırması, ruhsatsız faaliyetlerin denetlenmesi ve hava kirliliğiyle ilgili halkı bilgilendirecek etkin stratejiler geliştirmesi gerekiyor.
İzmirli vatandaşlar, yaşam kalitelerinin her geçen gün daha da düştüğünü ve bu sorunun çözülmesi için somut adımlar atılması gerektiğini ifade ediyor.






