İzmir'in bir zamanlar kentin sosyal yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan hamamlar, artan işletme maliyetleri nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. İzmir Hamamcılar ve Banyocular Esnaf Odası Başkanı Nafi Karaca, giderler yüzünden hamam kültürünün İzmir'de yok olma tehlikesi ile karşılaştığını ifade ederek tepki gösterdi.
“Bir koyundan bir post çıkar”
Artezyen suyu kullanan tesislerde sayaç takma zorunluluğunun, hamam işletmelerinin mali yükünü artırdığını belirten İzmir Hamamcılar ve Banyocular Esnaf Odası Başkanı Nafi Karaca, “Artezyen suyu, en az 20 sene önceden atık su bedeli karşılığında saat bağlanacak denilerek bu hale geldi.
Ben de o zaman, "Saat taksanız ne olacak? Motoru yanacak, elektrik parası vereceğim, boşuna masraf yapacağım. Bir de siz üstüne atık su parası alacaksınız. Zaten atık suyu, çöp vergisini ödüyoruz. "Bir koyundan bir post çıkar," dedim. Bu işin yanlış olduğunu da belirttim” dedi.
“İzmir, neredeyse tamamen yok olmuş”
Ege Bölgesi'ndeki hamam kültürünün giderek kaybolduğuna dikkat çeken Naif Karaca, "Anadolu'ya, yani Ankara'dan iç bölgelere geçtikçe bu kültür kısmen artıyor ama İzmir ve çevresinde neredeyse tamamen yok olmuş.
Biz ise bu geleneği yaşatmak için gelin hamamları gibi etkinlikler yapıyoruz. Gençler, 'İlk defa gelin oluyorum, gelin hamamı sefası süreyim' diyerek geliyor. Ama ayda bir veya iki defa anca böyle bir talep geliyor” dedi.
“Osmanlı döneminden kalma hamamlarımız var”
Hamamların Osmanlı döneminden kalma olduğunu belirten Naif Karaca, “Aslında hamamlarımız çok eski. Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma hamamlarımız var. İzmir'de şu anda 35 hamam bulunuyor. Ancak bu sayı her geçen gün azalıyor. Fiyatlar, yakıt ve işletme giderleri yüzünden birçok hamam kapanmak zorunda kalıyor.
Eskiden 50 olan hamam sayısı şimdi 35'e düştü. Yeni yapılan bazı hamamlar var, fakat bunlar lüks kategorisinde. İnsanlar bu yerlere gitmeye çekiniyor.
Çünkü normal bir hamam 350 TL iken, bu lüks yerlerde fiyat 500-600 TL'ye kadar çıkıyor. Havuz, SPA derken insanlar maddi açıdan zorlanıyor" ifadelerini kullandı.
“Hamam kültürü canlıydı”
45 yıldır kese yapan Muhterem Yılmaz ise, "Eski dönemlerde İzmir'de aktif çalışan 30 hamam vardı. Bugün bu sayı bu günlerde 10'a düştü. O zamanlar insanlar evlerinde soba ya da doğalgaz olmadığı için hamama geliyorlardı. Hamam kültürü canlıydı.
Şimdi ise SPA tarzı merkezlerin, güzellik salonlarının artışı ve yükselen maliyetler nedeniyle eski tip hamamlar rekabet edemiyor. Müşterilerimizin çoğu mahalle sakinleri ve eski müşteriler. Yeni müşteri kazanmakta zorlanıyoruz" diye konuştu.
“İşletmeyi ayakta tutmak neredeyse imkansız hale geliyor”
Sayaç takılmasıyla işletmenin ayakta durmasının zor olduğunu belirten Muhterem Yılmaz, "Artezyen suyumuz olmasına rağmen sayaç takıldı. Atık su bedelleri, odun, kömür, elektrik giderleri derken masraflar sürekli artıyor.
Elektrik faturası 7-8 bin TL, su faturası 8-9 bin TL geliyor. Mutfakta kullandığımız şehir suyu için bu ay sadece 5 bin lira ödedik. Kira, bakım, vergi gibi sabit giderler de eklendiğinde işletmeyi ayakta tutmak neredeyse imkansız hale geliyor" diyerek sözlerini tamamladı.
“Yarın bir gün Yunanlar buna da sahip çıkar”
Hamam kültürünün korunması gerektiğini vurgulayan Muhterem Yılmaz, "Vatandaşları hamama çekmek için giderlerin düşmesi şart" dedi ve "Yarın bir gün Yunanlar buna da sahip çıkar. Zaten baklavaya, başka şeylere de sahip çıktılar.
Bu kültürün kaybolmaması için önlem almak gerekiyor. Yunanistan bu konuda bizden daha ileri. Maliyetleri düşük olduğu için bu işi bizden daha iyi sürdürüyorlar. Kıbrıs'ta bile insanlar daha uygun fiyata hamam hizmeti alabiliyor. Burada ise bir müşteri 7-8 bin TL'ye kadar masraf yapıyor. Bu rakamlar çok yüksek" dedi.





