Son Mühür / Osman Günden - Ege Denizi'nde art arda gelen depremler, İzmir ve çevresinde paniğe yol açarken, sosyal medyada paylaşılan denizin çekildiğine dair görüntüler tedirginliğe neden oldu. Bu durumu değerlendiren uzman isimler, açıklamalarıyla hem paniği yatıştırmaya çalıştı hem de yaşanan olaylara ilişkin bilimsel bilgiler sundu.

İzmirde Deniz Çekildi

Deniz çekilmesinin nedeni 

Ege Denizi'ndeki art arda gelen depremler ve denizin çekilmesi, sosyal medyada geniş yankı buldu. İzmir gibi Ege kıyılarında deniz seviyesindeki düşüş, halkta büyük bir panik oluşturdu. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, denizin çekilmesinin doğa olaylarıyla ilişkili olduğunu belirtti.

Sözbilir, "Şu andaki suların çekilmesi büyük olasılıkla doğa olaylarıyla ilişkili. Yani şu anda normal kendi doğal ortamda da sular çekilebiliyor. Gelgit olayları yaşanabiliyor, aya bağlı hareketler olabiliyor. Bunların depremle ilgili olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.

Hasan SözbilirEge'deki deprem fırtınası: Büyük bir deprem mi bekleniyor?

Ege'deki depremlerle ilgili başka bir önemli açıklama da ünlü deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'dan geldi. Ercan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Ege'deki deprem fırtınasının sadece izlenmesi gerektiğini söyledi.

Ercan, "Şu an beklemedeyiz, olayları sadece izliyoruz bugün için Türkiye kıyılarında uyarı yapacak çekinceli bir durum söz konusu değil." şeklinde konuştu. Ercan, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

"Ege’de sancı sürüyor, deprem fırtınası Santorini (Thira) yanardağ adası, Anafi, Amorgos, Aniye, Skinos, Naksos adaları ile çevrili yaklaşık 50 km yarıçaplı bir Çember içinde sürüyor. Sancı büyük. Ne doğuracağı kuşkulu. Bu deprem fırtınası Çemberi içinde olan deprem büyüklükleri birle dört arasındaki depremcikler ve ayrıca dörtle beş arasında olan küçük depremler. Bu küçük depremlerin yoğunlukla 5 km derinde yer alıyor. Kimileyin bu derinlikler 1 km, kimileyin 20-26 km’ye kadar bulabiliyor. Depremlerin dizilişinde bir yönlenme yok. Depremler genellikle Çember biçiminde ve burada kırılmalar ise çok küçük göçüntülü kırıklar biçiminde. Dört gündür deprem yoğunluğunda azalma yok, aynı durağanlığını, yerin sancısı günbegün sürüyor."

Ercan ayrıca, bu deprem fırtınasının Santorini yanardağının çevresinde olup biten olaylarla bağlantılı olup olmadığını merak ettiklerini belirtti:

"Jeofizik açıdan buradan kaygılanan durum şu: acaba bu deprem fırtınası ile sancı sonunda Santorini yanardağının yaklaşık 50 ile 60 km kuzeyde yeni bir yanardağ mı doğacak, yoksa burada yıkıcı büyük bir deprem mi olacak?" dedi.

Ahmet Ercan-10

İzmir depremselliği: "İzmir'deki faylar başka bir şehirde yok"

İzmir'in deprem riski ve bu konuda yapılan çalışmalarla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, İzmir’in depremselliğini değerlendirdi. İzmir’de minimum 15 aktif fay hattının bulunduğunu belirten Görür, "Ege’de olan depremler İzmir’i etkiler" dedi. İzmir’in fay hatlarıyla kesildiğini ancak zemin açısından genel olarak iyi olduğunu da vurguladı.

Görür, İzmir’in deprem tehlikesine yönelik ciddi araştırmalar yapılması gerektiğini söyledi ve bunun yapılmadığını belirterek, yerel yönetimleri ve hükümeti uyardı: "İzmir’de ciddi araştırmalar yapılmalıdır." Görür, İzmir’in depremselliği üzerine şunları söyledi:

"İzmir’e baktığımız zaman enteresan bir yerimiz. Deprem açısından çok sayıda deprem üreten kaynaklara sahip. Tarihi depremlere bakarsanız, hep İzmir depremi diye çok sayıda deprem çıkar. 1900 yılından günümüze kadar olan tarihlerde değil de öncesinde ise bunların hepsi İzmir’in mi emin değiliz. Muhtemelen değil. Deprem üreten kaynakların deprem ürettikten sonra sonuçları hep İzmir’e yüklenmiş. Yakında Sisam Adası depremi oldu. 6.8’lik 30 Ekim’de 117 kişinin hayatını kaybettiği bir depreme İzmir depremi dendi. Yanlışlığı göz göre göre İzmir depremi dendi. Bu Yunan adası depremiydi. Tarih boyunca böyle olmuştur. Belki de çok azı İzmir’e özgü depremdir."

Görür, İzmir’de aktif fayların varlığına dikkat çekti ve şunları ekledi: "İzmir’in kendi depremlerine yöneldiğimiz zaman İzmir’in hemen doğusunda biraz kuzeydoğu biraz güneydoğusunda iki büyük graben var. Biri Gediz diğeri Büyük Menderes. Her iki tarafı doğu-batı uzanımlı faylarla oluşmuş. Graben dediğimiz her iki yanı faylarla çevrili çukur alan, vadi demektir."

Görür, İzmir’in depremle ilgili en fazla risk taşıyan yerlerinin Bayraklı çevresi olduğunu vurguladı ve "O kısımlar depremde en çok etkilenecek zayıf, bir anlamda çürük alanlardır. İzmir Körfezi’ndeki ilçeler ve doğusu etkilenen yerlerdir. Çok yüksek risk taşıyan yerler." dedi.

Naci Görür

İzmir fay hatları: Büyük depremler üretme potansiyeli taşıyor

Prof. Dr. Naci Görür, İzmir'deki fay hatlarının çok fazla ve aktif olduğunu, bu fayların zamanla büyük depremler üretebileceğini belirtti. İzmir Fayı’nın, çok büyük bir depreme yol açma potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Gülbahçe Fayının da benzer şekilde büyük bir deprem üretme kapasitesine sahip olduğunu ifade etti.

Görür, açıklamalarına şu şekilde devam etti: "Gülbahçe Fayının boyuna ve derinliğine bakarsan 7’ye varan depreme bile gidebilir. Bunlar küçük depremler. 24 km uzunluğunda bir fay ciddi bir deprem üretebilir. 7 büyüklüğünde bir mertebeye gelebilir."

Görür, İzmir’deki depremsellik konusunda zamanın önem taşımadığını belirtti: "Zaman sorulduğu zaman bu işi anlamıyorsunuz demektir. Bilim insanına ne zaman deprem olacak dediğin an anla ki o kurtuluş yolu arıyor. Zaman önemli değil. Ne zaman olursa o zaman insanların ölecek."

İzmir için ciddi araştırmalar ve önlemler şart

Prof. Dr. Naci Görür, İzmir’deki fay hatlarının etki alanlarını ve deprem risklerini belirlemek için bilimsel araştırmaların yapılması gerektiğini vurguladı: "İzmir’de ciddi araştırmalar yapılmalıdır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, bu faylar nerededir, ne büyüklüktedir, çalışırlarsa ne büyüklükte deprem üretirler, bu depremi üretirlerse kentim nasıl zarar görür? Altyapım, halkım, yapı stokum, ekosistem ve çevrem, ekonomim nasıl zarar görür? Ona göre önlem alınır. Bu anlayış daha gelmedi."

Görür, İzmir yarımadasının faylarla kesildiğini ve burada her an büyük bir deprem meydana gelebileceğini ifade etti: "İzmir yarımadasının tümü faylarla kesilmiş. Tamamen fay ağının üzerinde İzmir. Üzerinde bina olan fay hatları olabilir, hiç şaşırtmaz."

İzmir’de deprem gerçeği: Fay hatları ve deprem riski

Görür, son olarak İzmir’deki fay hatlarının ne zaman deprem üreteceği konusunda bilgi eksiklikleri olduğunu belirtti ve şunları söyledi: "İzmir’de bu kadar fazla canlı fayın olması bile bu işe itina edilmesini gerektirir. Yöneticiler ve halk bunu anlamak istemiyor. Deprem her gün olmuyor. Zaman sorulduğu zaman bu işi anlamıyorsunuz demektir."

İzmir için alarm veren bir başka önemli açıklama ise şu oldu: "Bir yönetici seçtiğimiz zaman belediye başkanının ilk düşünmesi gereken şey, ben yol yapmayı, asfalt dökmeyi, çocuklara süt dağıtmaya karışmıyorum ayrı bir konu. İnsanlar ölmesin, nesillerimiz devam etsin, hayat memat meselesinde, beka meselesinde İzmir’in belediye başkanı deprem tehlikesi benim kentime nereden geliyor dediği zaman depremin üstünde oturduğunu, fayların üstünde oturduğunu bilecek."

Muhabir: Osman Günden