Hamas, son günlerde gündeme gelen silahsızlanma iddialarına ilişkin açıklama yayımladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un, “Hamas ateşkes sürecinde silahsızlanmaya açık” şeklindeki ifadelerine yanıt veren örgüt, İsrail işgali sürdükçe direnişin ve silahlı mücadelenin meşru ve yasal bir hak olduğunu bir kez daha vurguladı. Açıklamada, bu hakkın uluslararası hukuk çerçevesinde tanındığına dikkat çekildi.
"Kudüs başkentli bağımsız Filistin devleti kurulana kadar..."
Hamas, başkenti Kudüs olan, bağımsız ve tam egemen bir Filistin Devleti kurulana dek mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerini bildirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İsrail işgali sürdükçe, silahlarımızı bırakmamız beklenemez. Direnişimiz, ulusal haklarımızı savunmak ve özgürlük mücadelemizi sürdürmek için var. Bu, meşru bir haktır.”
“Witkoff’un ziyareti siyasi bir mizansendir”
Hamas, Witkoff’un ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (GHF) yaptığı ziyareti de eleştirdi. Açıklamada bu ziyaretin “önceden kurgulanmış bir tiyatro gösterisi” olduğu ifade edilerek, “Bu ziyaret, işgalin imajını düzeltme çabası ve kamuoyunu yanıltma operasyonudur. Gazze’de yaşanan insanlık dışı uygulamaların üzerini örtmeye yöneliktir” denildi.
“Gazze’de öldürülen sivillerin sorumluluğu ABD’nin omzundadır”
Yapılan değerlendirmede, ABD yönetimi doğrudan “soykırım suçunun ortağı” olmakla itham edildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“GHF adlı vakfın sözde insani çalışanları tarafından, işgal ordusuyla iş birliği içinde, açlıktan ölmek üzere olan 1300'den fazla sivilin hedef alınarak öldürüldüğü belgelenmiştir. ABD yönetimi, tüm dünyanın gözleri önünde işlenen bu insanlık suçuna ortaklık etmektedir.”
“ABD'ye çağrımız: Tarihi sorumluluğunuzu üstlenin”
Hamas, ABD yönetimine uluslararası toplumun tanıklığında açık bir çağrıda bulundu. Açıklamada, Gazze’de yaşanan insanlık trajedisinin sona ermesi için somut adımlar atılması gerektiği belirtildi:
“ABD yönetimini, yüzyılın suçuna karşı tarihi sorumluluğunu üstlenmeye, işgali destekleyen politikalarına son vermeye ve Gazze üzerindeki kuşatmayı kaldıracak adil bir ateşkes sürecine öncülük etmeye çağırıyoruz. Aksi takdirde, yaşanan insani felaketin büyümesinden ve bölgesel çatışmanın tırmanmasından sorumlu olacaklardır.”





