Son Mühür / Alper Temiz - Aksa Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş. tarafından Manisa'nın Yunusemre ilçesi Sakallı Mahallesi ile İzmir'in Kınık ilçesi Karadere Mahallesi sınırlarında inşa edilmesi planlanan "Manisa Depolamalı Rüzgar Enerji Santrali" (RES) projesi için kritik bir aşama tamamlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, projeye ait Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu inceledi ve sürecin tamamlandığını duyurdu.
İki bölge arasında ise doğal koruma alanı Tepegöl ve Gediz Havzası bulunuyor. Hayata geçirilecek olan proje kapsamında 17 adet rüzgar türbini inşa edilecek ve 82,16 MWe gücünde rüzgar enerji santrali ile 82,16 MWh kapasiteli bir enerji depolama tesisi kurulacak. Toplam 401 milyon 710 bin TL yatırımla hayata geçirilecek proje için hazırlanan ÇED Başvuru Dosyası, MGS Proje Müşavirlik Ltd. Şti. tarafından hazırlanarak Bakanlığa sunuldu. ÇED sürecinin tamamlanmasının ardından rapor, halkın görüşüne açıldı.
ÇED raporu 10 gün askıda
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, projenin ÇED sürecine uygun bulunduğunu ve İnceleme-Değerlendirme Komisyonu’nun (İDK) nihai raporu kabul ettiğini açıkladı. 11 Şubat 2025 - 20 Şubat 2025 tarihleri arasında ÇED Raporu, halkın görüş ve önerilerini almak üzere on gün süreyle askıya çıkarıldı.
Bölgedeki çevreciler ve doğa koruma kuruluşları, Tepegöl gibi hassas bir ekosistemde böyle bir projenin hayata geçirilmesinin sulak alanlara ve bölgedeki kuş popülasyonuna zarar verebileceği yönünde endişelerini dile getiriyor. Kuş göç yolları üzerinde yer alan bölge, birçok endemik ve göçmen kuş türü için önemli bir yaşam alanı oluşturuyor.
"TOKİ atıkları da Gediz'e bağlanmıştı"
Çevre aktivisti ve eski Çaltı Köyü Muhtarı Gürol Kaplan, "Avrupa'da, rüzgar enerji santrallerinin (RES) olumsuz etkileri ve frekanslarının çevreye verdiği zarar giderek daha fazla ortaya çıkıyor" dedi ve şu tepkiyi gösterdi; "Bizde ise durum, çok farklı; Gediz Havzası gibi tarım arazileri üzerine RES'ler kuruluyor ve vatandaşlar bu duruma duyarsız kalıyor. Eğer bu coğrafyayı korumazsak, gelecek nesillere ne bırakacağız? Artık bilinçlenme zamanı.
Ne yazık ki, belediyelerle çalışan taşeron firmalar, bürokratlar ve yetkililer duyarsız bir tutum sergiliyor. Gediz'i kurtarmak için mücadele ederken, yeni tehditlerle karşı karşıyayız. Örneğin, Yunusemre’de yapılan TOKİ konutlarının atık suları doğrudan Gediz’e akıtılıyor. Avrupa’daki örnekleri hatırlatmamıza rağmen, sanayi tesisleri de havzanın üst kısımlarına kuruluyor ve bu tesislerden gelecek atıkların yine Gediz’e karışacağı açık.
Gediz Havzası, doğal yapısı gereği tarım arazisi olmaktan çıkarılamaz. Tarım için, rüzgarı mükemmel tutan bir bölge olmasına rağmen, ormanlara yollar açılıyor, sanayi projeleri plansız şekilde hayata geçiriliyor ve tüm bunlar yetkililerin izniyle gerçekleşiyor. Bu kadar bilinçsiz ve bencilce hareket edilmesine göz yummamalıyız. Mücadelemize devam edeceğiz ve Gediz’i korumak için elimizden geleni yapacağız."