Yıllarını eğitim danışmanlığına adayan Gülnur Tunca, otizm tanısı konulan oğlu Tuna’nın hayatına dokunmak için kendi meslek hayatına veda etti. Bu büyük adanmışlık, Tuna Tunca’yı dünya çapında başarılar elde eden bir açık su yüzücüsüne dönüştürdü.
Otizmli genç sporcu Tuna Tunca’nın bugünlere gelmesinin ardında, annesi Gülnur Tunca’nın hayatını bütünüyle oğluna adaması yatıyor. Tuna, suyla kurduğu özel bağ sayesinde yüzmede gösterdiği başarılarla sadece annesinin değil, Türkiye’nin de gururu haline geldi.
İstanbul’da dünyaya gelen 55 yaşındaki Gülnur Tunca, İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra dört yıl öğretmenlik yaptı. Ardından yurt dışı eğitim ve kariyer planlama danışmanlığı alanında uzmanlaşarak yirmi yıllık meslek hayatında birçok gencin yurtdışında prestijli üniversitelerde eğitim almasına katkı sağladı.
Evliliğinin ardından önce Kuşadası’na, ardından İzmir’e taşınan Tunca, kariyerine bu şehirlerde devam etti. 2003 yılında tek çocuğu Tuna’yı dünyaya getirdi. Ancak Tuna’ya 2,5 yaşında otizm tanısı kondu. Bu süreçte oğlunun suya olan ilgisini fark eden anne, onun yüzmeyle olan bağını güçlendirmek için adımlar atmaya başladı.
“Tuna’nın sporla ilerlemesi için işimi bıraktım”
Tuna’nın yüzmedeki yeteneğini fark eden antrenörlerin tavsiyesiyle oğluna daha fazla zaman ayırmaya karar veren Gülnur Tunca, 2013 yılında çalışma hayatını tamamen bıraktı. O günden itibaren Tuna’nın eğitimiyle ve spor yaşamıyla yakından ilgilenmeye başladı.
İlkokul, ortaokul ve lise eğitim hayatı boyunca Tuna’yı okula götürüp getiren, derslerine destek olan anne, aynı zamanda yüzme antrenmanlarını da hiç aksatmadı. Antrenman dışındaki zamanlarda da Tuna’nın yüzme yapmasını sağlayan Tunca, onu farklı ülkelerdeki yarışmalara da götürdü.
Bu yoğun emek ve ilgi, Tuna’nın kısa sürede sporda dikkat çeken bir seviyeye ulaşmasını sağladı. 2018 yılında Çanakkale Boğazı’nda katıldığı ilk açık su yarışında engelli kategorisinde ikincilik elde etti. İstanbul Boğazı’nı üç kez başarıyla geçti. Sakız Adası’ndan Çeşme’ye yüzdü. Bodrum, Marmaris ve Göcek’te düzenlenen yarışlarda 5 kilometrelik parkurlarda yaş kategorisinde dereceler elde etti.
2021 yılında Mısır’daki dünya şampiyonasına katılarak 10 kilometre yüzmede dünya dördüncülüğüne ulaştı. Capri-Napoli Ultramaratonu’nda 36 kilometrelik parkuru antrenörü Mert Onaran ile birlikte tamamlayarak “en iyi ikili” kupasının sahibi oldu. Şu anda ise Tuna Tunca, Manş Denizi’ni geçmeye hazırlanıyor.
“Tuna ile tek bir vücut gibi yaşamaya başladık”
Gülnur Tunca, oğlunun başarılı ve sağlıklı bir birey olabilmesi için eşiyle birlikte büyük fedakârlıklar yaptıklarını vurgulayarak “İş hayatımı bırakmak kolay alınabilecek bir karar değildi. Ben bir anneyim, şartlarım farklı ve şartlara uygun hareket etmek durumundayım sadece. Çünkü şartlar bunu gerektiriyor. Biz asla Tuna'ya engelli gözüyle bakmadık.” dedi.
Tunca, oğlunun önünü açarak kendi hayatını şekillendirmesine yardımcı olduğunu belirterek, Tuna’nın da kendisine açılan bu yolda ilerlediğini dile getirdi. Otizm konusunda doğru eğitim programlarını bulup oğullarını bu doğrultuda yönlendirdiklerini kaydeden Tunca, sürecin zorluğuna da dikkat çekti ve şöyle devam etti:
“Fakat hiç kolay değildi, hep zor geçti. Tuna'nın yüzme sevgisi üzerinden yürüyüp ona sporcu kimliği kazandırma sürecine geçtik ve bu da çok zordu. Tuna'nın daha çok ilgiye, planlı bir hayata, sevgiye, yol göstericiliğe ihtiyacı olduğunu fark edince sorgusuz sualsiz, hiç arkama bakmadan kariyerimi sonlandırma kararı verip, bütün enerjimi ve motivasyonumu ona yönlendirdim.”
Anne-oğulun birbirine olan bağlılığı, hayatın her alanında hissediliyor. “Tuna ile tek vücut gibi yaşamaya başladık,” diyen Gülnur Tunca, oğlunun yakında gerçekleştireceği yeni hedefini büyük bir heyecanla beklediğini şu sözlerle ifade etti:
“Artık Tuna otizmli açık su maraton yüzücüsü ve haziranda Manş Denizi geçişini tamamlayacak, Fransa kıyılarına vardığında bayrağı kaldıracak ve o an oturup ağlayacağım. Tuna suda çok mutlu, ben de karada çok mutluyum. Evimizde en çok keyif aldığım, en çok gurur duyduğum bölüm, oğlumun madalya, kupa ve plaketlerinin olduğu bölüm.”