Son Mühür- Artan konut fiyatlarıyla birlikte kira sözleşmelerine eklenen tahliye taahhütnameleri, son yıllarda hem kiracılar hem de ev sahipleri açısından ciddi bir hukuki tartışma konusu haline geldi. Pek çok kiracı, bu belgelerin baskı altında imzalatıldığını öne sürerken; ev sahipleri, taahhüde dayanarak tahliye davaları açıyor. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin son kararı ise, bu tartışmalara yeni bir yön verdi.
Karara konu olan dosyada, Konya’da bir kiracı, kira sözleşmesinden bir gün sonra imzaladığı tahliye taahhütnamesinin baskı altında düzenlendiğini iddia etti. Yerel mahkeme, bu savunmayı kabul ederek davayı reddetti. Ancak Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay, baskı iddiasının somut delillerle ispatlanamadığına hükmetti ve yerel mahkeme kararını bozdu.
“Tanık yetmez, belge gerek!”
Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Av. Ali Güvenç Kiraz’a göre, karar tahliye taahhütnamelerini ev sahipleri için en güçlü hukuki güvence haline getiriyor. Kiraz, “Yargıtay yıllarca kiracıyı koruyan yaklaşımından uzaklaştı; artık mülkiyet hakkını üstün hak olarak tanımlıyor,” diyerek ev sahipleri lehine gelişen yeni içtihata dikkat çekiyor.
Yargıtay’ın 2025/1108 sayılı kararına göre, tahliye taahhütnamesi kira sözleşmesinden bir gün sonra imzalanmışsa dahi bu belge geçerli kabul ediliyor. Bu yorum, baskı iddiasında bulunan kiracının belgeyi geçersiz saydırabilmesi için artık yalnızca tanık beyanına değil, aynı ispat gücüne sahip yazılı belgelere dayanmasını zorunlu kılıyor.
Yine de tüm tahliye taahhütnameleri geçerli olacak diye bir kural yok. Taşınmaz aile konutu niteliği taşıyorsa eşin rızası aranıyor. Ayrıca taahhüde şartlı hükümler eklenmişse örneğin ‘kira borcu ödenmezse tahliye’ bu şart gerçekleşmedikçe belge geçerlilik kazanamıyor. Kiraz, “Boş bırakılarak imzalanan tahliye taahhütnameleri de geçerli olabilir.
Ancak tarih sonradan eklendiyse bu durumun, yine aynı nitelikte yazılı bir belgeyle ispatlanması gerekir,” diyerek önemli bir uyarıda bulunuyor. E-posta yazışmaları veya noter kanallı bildirimler bu tür ispat araçları arasında yer alabilir. Tahliye taahhütnamesi, kira sözleşmesinin içine madde olarak yazılmışsa ya da sözleşmeyle aynı gün imzalanmışsa hukuken geçersiz sayılıyor. Yani, “yıl sonunda mülk boşaltılacaktır” gibi sözleşme içi taahhütler tek başına tahliye gerekçesi oluşturamıyor.
Kiracıya çifte darbe!
Yargıtay’ın 2021 tarihli bir kararına göre, geçerli bir tahliye taahhüdüne rağmen evi boşaltmayan kiracı, ev sahibinin uğradığı kira kaybından da sorumlu tutulabiliyor. Ancak burada da ev sahibinin kötü niyetle fahiş kira talep etmemesi gerekiyor.
Tazminat, bölgedeki rayiç kira farkı üzerinden hesaplanıyor. Yargıtay’ın bu kararıyla birlikte artık “baskı altında imzalandı” savunması tek başına yeterli değil. Kiracılar, belge geçersizliğini iddia ediyorsa; noter onaylı yazışmalar, ek protokoller gibi güçlü deliller sunmak zorunda. Ev sahipleri ise tahliye taahhütnamesini hukuken daha etkili bir araç olarak kullanabilecek. Ancak her iki taraf için de belge düzenleme sürecinde şeffaflık ve dikkat, hayati önem taşıyor.