Son Mühür- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önceki dönem başkanları Hüsamettin Cindoruk, Hikmet Çetin, Mustafa Kalemli ve Cahit Karakaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılanmasına karşı çıkarak ortak bir bildiri yayımladı.

Bildiride, yargıya olan güvenin sarsılmasının hem hukuk düzeni hem de ülke ekonomisi açısından ciddi tehditler oluşturduğu vurgulandı.

“Hukuk olmadan ne güven ne ekonomi olur”

Tbmm Başkanları Bildiri

Eski başkanlar yayımladıkları bildiride, “Yargıya güvenin olmadığı yerde sürdürülebilir bir ekonomiden ve yaşamın hiçbir alanında huzur ve güvenden bahsedilemez” ifadeleriyle İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması çağrısında bulundu.

“Hukukun üstünlüğü iktidara fren olur”

Bildiride şu ifadelere yer verildi: “İktidara sahip olanların adaletten sapmaları ve topluma zarar vermeleri önündeki en büyük engel Demokratik Hukuk Devleti ve Evrensel Hukuk ilkeleridir. Hukukun evrensel ilkeleri, toplumsal yaşamın her alanında hukukun hakim kılınmasını zorunlu kılar.”

Anayasa’nın değişmez hükümleri arasında yer alan “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir” maddesine vurgu yapılan bildiride, hukukun herkese eşit uygulanması ve yargının bağımsız olması gerektiği vurgulandı.

“Yargı siyasi güçlere bağlıysa, adalet yoktur”

Açıklamada, adaletin ancak tarafsız ve bağımsız yargı ile sağlanabileceği ifade edilerek, şöyle denildi: “Yargının bağımsız olmadığı yerde adaletten, hukuktan, hukukun üstünlüğünden ve güven içinde yaşamaktan söz edilemez. Çünkü bu hallerde kararlar yargı tarafından değil, bağlı olduğu güçler tarafından verilir.”

Yargılamaların somut delillere dayanması ve kamu vicdanını yaralamaması gerektiği belirtilen açıklamada, aksi durumda yargıya olan güvenin sarsılacağı ifade edildi.

“İmamoğlu örneği, hukuksuzlukların en net göstergesi”

Bildiride, “İktidarın muhalif birçok siyasetçiye karşı hukuka aykırı eylemlerinin en tipik örneği Ekrem İmamoğlu’dur” denilerek, İBB Başkanı’na yönelik süreç detaylandırıldı.

İmamoğlu’nun katıldığı her seçimde oyunu artırarak üç kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği hatırlatıldı.

Partisinin Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleyeceğini duyurmasının ardından, adaylığını açıklamak üzere yurtiçi gezilerine başlayan İmamoğlu hakkında, 31 yıl önce İstanbul Üniversitesi’nden aldığı diplomanın aynı üniversite tarafından iptal edildiği hatırlatıldı.

“İptal kararı hukukçularca sert şekilde eleştirildi”

Diploma iptalinin, ülkedeki birçok hukukçu tarafından gerekçesiz ve hukuka aykırı bulunduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Sayın İmamoğlu’na bugüne kadar İstanbul Üniversitesi’nin diploma iptal kararının tebliğ edilmemiş olması da anlamlıdır.”

“Seçimden önce tutuklama”

Bildiride, ön seçimden bir gün önce İmamoğlu’nun “terör örgütleriyle ilişkili olduğu ve yolsuzluk yaptığı” iddialarıyla gözaltına alındığı ve tutuklandığına dikkat çekildi. Kararın gizli tanık ifadelerine dayandırıldığı, bu ifadelerin ise soyut ve güvenilirlikten uzak olduğu ifade edildi.

“Tutuklama bir ceza değil, tedbirdir”

Ceza hukukunda tutuklamanın bir ceza değil, kaçma şüphesi olan ve güçlü delillere dayanan durumlarda uygulanabilecek bir tedbir olduğu hatırlatıldı. Bildiride şu değerlendirmeye yer verildi:

“Sayın Ekrem İmamoğlu, bırakın ülkemizi, dünya kamuoyunca da tanınan, bilinen, makamı ve adresi belli bir şahsiyettir. Böyle bir konumdaki kişinin kaçma ihtimalini kabul etmek mümkün değildir.”

“Yargı bağımsızlığı ve eşitlik vurgusu”

Bildiriye imza atan eski Meclis Başkanları, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti niteliğinin zarar görmemesi ve ekonominin daha fazla yara almaması adına şu çağrıda bulundu:

“Ülkemizde hukukun hakim kılınması, hukukun herkese eşit uygulanması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması, tutuksuz yargılanmanın esas alınması gerektiğini kamuoyu ile paylaşıyor, herkese saygılarımızı sunuyoruz.”

İmzacılar:

Hüsamettin Cindoruk
Cahit Karakaş
Mustafa Kalemli
Hikmet Çetin

Kaynak: HABER MERKEZİ