Son Mühür/Gamze Eskiköy- İzmir’in Bornova ilçesinde iki yıl önce şüpheli şekilde hayatını kaybeden Duygu Bölükbaşı’nın ölümüne ilişkin davada çarpıcı detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Başlangıçta intihar olarak değerlendirilen olayda, savcılık cinayet şüphesiyle Emre Turan hakkında iddianame düzenledi. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada savcı, sanığın kasten öldürmeden cezalandırılmasını talep etti.
İntihar mümkün değil tespiti
Savcı, duruşmada mütalaasını açıkladı. Maktulün olay anında yüksek sesle, “Kurtarın beni, öldürüyor! Beni duyan yok mu?” şeklinde feryat ettiğini belirtti. Bu ifadelerin, olaydan sonra tanıklar tarafından aktarıldığı ya da maktul ile sanık Emre’nin birlikte yaşadığı dairenin yapım sürecinde kendisi tarafından anlatıldığı ifade edildi.
Otopsi raporuna göre, maktulün başındaki travmanın banyoda bulunan deterjan kutusu, şampuan gibi eşyaların bulunduğu alana çarpma sonucu oluştuğu yönünde beyan verildi. Ancak maktulün tırnaklarında ve olay yerindeki çarşafta sanık Emre’ye ait DNA örneklerinin tespit edildiği bildirildi.
Keşif raporunda “intihar mümkün değil” tespiti
Olay yerinde yapılan keşif sonucu, maktulün söz konusu çarşaf ile kendisini asmasının mümkün olmadığı, keşif tutanağında da açıkça belirtildi. Asıldığı belirtilen havlupanın bulunduğu duvarın hemen altındaki tezgah nedeniyle, maktulün kendi kendine bu eylemi gerçekleştirmesi için yeterli yüksekliğin bulunmadığı ifade edildi. Ayrıca maktulün kendini bıraktığı varsayıldığında bile ayak uçlarının yere değeceği, kalça kısmının tezgaha temas edeceği saptandı.
Ayrıca otopsi raporunda, cilt altı kanamaya rastlanmadığı belirtildi.
Uyuşturucudan uzaklaştırmaya çalışıyordu
Maktul ile sanık Emre arasında yapılan yazışmalar incelendiğinde, maktulün sanığı uyuşturucu madde kullanımından vazgeçirmeye çalıştığı da tespit edildi.
Savcı, tüm bu deliller ışığında sanığın Türk Ceza Kanunu maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Emre Turan: “Böyle bir şey yapmadım, her şey kurgu”
Mahkemede söz verilen sanık Emre Turan, suçlamaları reddederek şunları söyledi:
“Ben böyle bir şey yapmadım. Savcının mütalaasında yer alan ifadeler tamamen yalan ve algı oluşturma çabası. Yaşanmamış olayları yaşanmış gibi anlatıyorlar. Belli ki bir günah keçisi aranıyor, onu da benmişim gibi göstermeye çalışıyorlar. 2,5 yıl boyunca yaşananları çarpıtıyorlar. Ben vicdan sahibi bir insanım ve dimdik ayaktayım. Türkiye Cumhuriyeti’nin evladıyım.”
“Bugün kazansalar bile yarın kaybedecekler. Savcımın söylediği her şey yalan, gerçekle hiçbir ilgisi yok. Ortada acayip şeyler dönüyor. Ben 16 yaşında uyuşturucudan yakalanmış biriyim, geçmişimde ne varsa Allah’a gizlemem, kuldan da saklamam. Bu dava bir film gibi kurgulanmış. Mahkemeye sunduğum 10 sayfalık yazıda her şey açıkça anlatılıyor. Gerçeklerin üstü örtülemez. Medya ya da başkaları ne yaparsa yapsın, bu yaşananları kimse değiştiremez”
Sanık Emre Turan, davadan beraatini talep etti.
Halaya yalancı tanıklıktan ceza
Öte yandan, sanık Emre Turan’ın halası da davada verdiği ifadeler nedeniyle “yalancı şahitlik” suçundan cezalandırıldı. Mahkeme, halanın beyanlarının gerçeği yansıtmadığını değerlendirerek hüküm verdi.
Duruşma ertelendi
Mahkeme, sanığın Türk Ceza Kanunu uyarınca cezalandırılmasına yer olduğu kanaatine vardığını belirtti. Duruşma, karar duruşması yapılmak üzere Cuma günü saat 09.30’a ertelendi.





