19 siyasetçiden dikkat çeken bir çağrı geldi. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski Bakan Hüseyin Çelik ile Ertuğrul Günay ve eski milletvekillerinin de aralarında olduğu 19 kişi, 'Adalet Çağrısı' adlı bir metin yayımladı. Hukukun üstünlüğü ilkesine uymaya ve adaletli olmaya yönelik çağrıda bulunulan metinde, kayyum atamaları ve KHK'lara son verilmesi gerektiği de belirtildi.

"İktidarı, adaletli olmaya çağırıyoruz!"

Hukukun üstünlüğü ilkesine uyma yönünde çağrıda bulunulan metinde, "Ülkemizin hukuk devletine, eksiksiz, gerçek demokrasiye kavuşması herksin barış içinde, özgür, onurlu ve müreffeh bir yaşam sürmesi için iktidarı, tüm yöneticileri ve hukuk uygulayıcılarını hukukun üstünlüğü ilkesine uymaya ve adaletli olmaya çağırıyoruz." ifadeleri kullanıldı.

"Tüm sorunlarımızın temeli adaletsizliktir!"

Hukuk üstünlüğünün olmadığı takdirde adaletin de olmayacağına vurgu yapılırken, "Tüm sorunlarımızın temeli adaletsizliktir. Adalet, hukukun üstünlüğüyle, devlet yönetiminin hukuka bağlı ve hukuk önünde herkesin eşit olmasıyla sağlanır. Hukukun üstünlüğü yoksa adalet yoktur. Hukuk, yurttaşların haklarının güvencesi ve devletin temeldir. Devlet meşruiyetini hukuktan alır. Hukukun taraflılıkla ve ayrımcı anlayışlarla uygulanması devletin temelini çürütür: Devletin meşruiyeti, halkın devlete güveni, adalet duygusu ve birlikte yaşama iradesi zedelenir.

Hukukun ve adaletin olmadığı yerde barış ve huzur, barış ve huzurun olmadığı yerde üretim, verim, gelişme ve kalkınma olmaz. Ekonomi düzelmez, demokrasi sağlıklı yürümez. Çünkü barışın da, bereketin de temeli adalettir. Bertolt Brecht'in ünlü deyişiyle 'adalet halkın ekmeğidir' Hukuki öngürülebilirlik ve ve hukuki güvenlik, insan haklarına saygı, her türlü ayrımcı uygulamanın ortadan kaldırılması, yolsuzluklara yol verilmemesi, idarenin yargısal denetimi ve adil yargılama, hukukun üstünlüğünün vazgeçilmez gerekleridir." denildi.

"Türkiye'de hukuk devleti askıdadır!"

"Türkiye'de hukuk devleti askıdadır. Özellikle 2017 Anayasa değişikliğiyle 'Yürütme erki' kişiselleşmiş, 'yasama ve yargı' fiili olarak yürütmenin yönlendirmesi ve kontrolü altına girmiştir. Demokrasinin temeli olan 'kuvvetler ayrılığı', kuvvetler birliğine dönüşmüştür. Anayasa'nın açık hükümlerine karşın AYM ve AİHM kararlarına çoğunlukla uyulmamaktadır. Yasaların uygulanmasında siyasi tercihler ve keyfilik egemen olmuştur."

Köklü yargı reformu vurgusu!

Köklü bir yargı reformunun gerekliliğine vurgu yapılan metinde, "Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile 'hesap verilebilirliği' arasındaki denge kurulmadan yargı ile yasama ve yürütme organları arasındaki sorun çözülemez. Bu nedenle yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını güvence altına alacak, hukuk eğitiminden yüksek yargı organlarının yeniden yapılandırılmasına kadar köklü bir yargı reformu kaçınılmazdır.

Vatandaşların en temel anayasal hakkı olan her türlü kaygı ve korkudan arındırılmış güvenli bir hayat sürmelerini sağlamak devletin varlık sebebidir. Bu nedenle öncelikle siyasi hedef taşıdığı açıkça görülen yargısal uygulamalara son verilmelidir. Devlete yapılabilecek en büyük kötülük hukukun işleyişine siyasetin ayrımcı biçimde müdahale etmesidir. Güncel adaletsizliklerin çözümü için AYM ve AİHM kararlarının objektif bağlayıcılığı esastır. 'Gizli tanık', 'iltisak' ve benzeri istismara açık uygulamalarla adil yargılama ilkesinin zedelenmesine son verilmelidir.

Ciddi biçimde daraltılan ifade özgürlüğü alanının genişletilmesi demokratik hukuk devleti olma iddiasının vazgeçilmez gereğidir. İfade özgürlüğünün ve çoğulculuğunun birliğimizi pekiştireceği, çoklukta birliğin bizi güçlendireceği açıktır. Devlet güç kullanır. Bunun sınırlanmadığı ve denetlenmediği yerde keyfilik ve hukuksuzluk egemen olur. Yargı, bu tür olumsuzluklara karşı insanların son sığınağıdır. Hukukun ve adaletin olmadığı yerde özgürlük yoktur. Özgürlük ancak adalete dayalı bir hukuk düzeninin olduğu yerde korunabilir.

Bu bağlamda ilk yapılması gereken, kuvvetler ayrılığı ilkesine gerçeklik kazandırmak, devlet organları arasında denge ve denetimin sağlandığı bir yönetim biçimine geçmektir." denildi.

"Kayyım atamalarına son verilmeli!"

"Temel hak ve özgürlükleri gereksiz yere kısıtlayan idari uygulamalardan vazgeçilmeli, adil yargılama ilkesinin gereklerine eksiksiz uyulmalı, kayyım atamalarına ve KHK uygulamalarına son verilmeli; anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan vatandaşlara yönelik orantısız müdahalelerden kaçınılmalıdır."

"Kısmi genel af çıkarılmalı!"

"Kadınlara ve çocuklara karşı işlenmiş cinsel suçlar, cana ve mala kast içeren şiddet suçları ile uyuşturucu ticareti dışta tutulmak kaydıyla bir kısmi genel af çıkarılmalıdır. Bireylere karşı suç işlememiş tüm siyasi tutuklu ve hükümlüler ivedilikle serbest bırakılmalı. "Demokratik Hukuk Devleti" ve "evrensel hukuk ilkelerine" bağlılık, yurttaşların esenlik ve güvenlik içinde yaşaması kadar, devletin varlığının ve saygınlığının da temelidir. O nedenle herkesi, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasi tarafları, hukukun üstünlüğü ve adalet ilkesinin yüksekte tutmaya, hukuka ve adalet bağlı kalmaya çağırıyoruz."

İşte, 'Adalet Çağrısı' metni ve imzacılar:

Adalet Çağrısı Adalet Çağrısı Çağrıcılar

Kaynak: Haber Merkezi