Mart 2024 yerel seçimleri öncesi siyasetin temposu hızlanmaya başladı. 38.Olağan kurultaydan değişimle çıkan CHP’de gözler İzmir’de ön seçim olacak mı sorusuna çevirildi. Hareketli gündemin önemli aktörlerinden CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu Son Mühür Tv’de Hasan Tahsin Kocabaş’ın Gündem Yorum programına konuk oldu. Ön seçim için takvimin sağlıklı bir sonuç vermesine izin vermeyecek kadar kısa olduğuna işaret eden Aslanoğlu, son delege seçimlerinde il başkanını tanımayan üyeler olduğunu gördüm. İnsanların kendisini anlatması için sürecin daha sağlıklı işlemesi gerekir hatırlatmasında bulundu. Tüzük kurultayında aktif üye pasif üye ayırımı konusunda adım atılacağına inandığını belirten Şenol Aslanoğlu ittifak olmasa da İzmir’de sonucun değişmeyeceğini, tabanda seçmenin ittifak yapacağını düşündüğünü söyledi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’ya çağrıda bulunan Aslanoğlu hangi konuyu, nerede isterse istesin konuşup tartışmaya hazır olduğu mesajını verdi.

İşte Şenol Aslanoğlu’nun konuşmasından öne çıkan detaylar…

Kemeraltı’nı en iyi Kemeraltı esnafı bilir. Kemeraltı zorlu bir yer. Oradaki elektrik alt yapısı 50’lerden 60’lardan kalma. Her Allah’ın günü Gobels taktikleriyle yalan söylüyorlar. İşte Körfez kokuyor söylemleri. Halkla tek tek röportaj yaptık, insanlara sorduk kokuyor mu, kokmuyor. Yalana denizi hiç görmeyen insanların inanmasını istiyorlar. Deniz görmemiş insanları etkilemek istiyorlar. Aynı şeyi Kemeraltı için de yapıyorlar. İzmir demokrattır, aydındır, iyi de belediye hizmet vermeden nasıl olacak bu. Sabah üçte insanlar gidiyor Kordon’dan her sabah pırıl pırıl bir Kordon’a uyanmamızı sağlayan ekipleri çalışıyor.

Pijamasını çıkartan takım elbisesini giyip adayım diyor…

Deniz Baykal 2009’da Aziz Beyin ikinci atama döneminde sormuştu. Erkek mi olsun kadın mı diye. Değişim kendi içinde bazı değerlendirmeler taşır. Kurultaydan önce bazı arkadaşların bir yerlere aday olayım diye düşüncesi vardı. Değişimden sonra ‘ya genel başkan değişti, yönetim değişti, ben de olur muyum?’ diye düşünmeye başladı. Pijamalarımı çıkartayım, takım elbise giyeyim ve geleyim diyeyim ki Şenol Başkan ben de belediye başkanı olmak istiyorum. Bu dönemler maalesef böyle yaşanır. Sistematiğimiz belli olsaydı, işte ilçe belediye başkanı olmak için tanımlı olsaydı kimse televizyon seyrederken pijamayı çıkartmayı aklına gelmezdi. Bu koşullar ben de var mı diye sorar, yoksa oturayım oturduğum yerde derdi. Kimlerin bu göreve hazır olduğunu araştırarak buluruz.

Genel Merkez’in bizden beklentisi şudur…

Genel Merkezin de bizden beklentisi şudur. Yeni bir adayımız daha var, bu adaya hiç baktınız mı, bu adayla hiç konuştunuz mu? Bu adayla ilgili bir raporunuz var mı ortada. Siz daha çok büyükşehire odaklanıyorsunuz ama benim açımdan ilçe belediyelerimiz var meclis üyelerimiz var. Çok fazla kişinin görev talep edeceği bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Sistemin hızlıca değişme durumları da var, o yüzden biz kendi içimizde son bir haftadır acaba nerede hangi sisteme dönebiliriz diye bakıyoruz.

Kılıçdaroğlu döneminde aday belirleme yöntemi hemen hemen belliydi…

Kemal Kılıçdaroğlu döneminde hangi metotlarla aday belirleyeceğimiz üç aşağı beş yukarı belliydi. Şimdi yeni bir genel başkan ve yeni bir MYK, yeni bir PM var. Dolayısıyla bazı yöntemler değişebilir. CHP diğer hiçbir partiye benzemez. CHP il başkanı bir gün yatıp kalkıp aklına gelen fikirle genel merkeze gitmez. İstişareler, sohbetler, kurulları toplayıp onlardan fikir alma süreçleri vardır. Bizim için bir takvim var. Bu takvimde aklınıza gelip hemen yapamayacağınız şeyler var. Bence ön seçimde bunlardan biri. Ön seçimi doğru başlatıp, onun sonuçlarını doğru almak kolay değil.

Aktif üye-Pasif üye ayırımı…

Partiyle bağ kurmak isteyen herkese kapımız açık olmalı. Ama elbette aktif üyeyle pasif üye arasında belli şeyleri de belirtmeliyiz. Şu an mahalle delege seçimlerinde bazen gidip el sıkışıyoruz, biri diğerine diyor ki, ‘ya bu kim?’ İl başkanını tanımıyor. İl başkanını tanımıyor, olabilir daha önce tanışmamıştır ama demek oluyor ki CHP’nin kurumsal hesaplarını takip etmiyor. O arkadaşlarımız da elbette değerlidir, değersiz diyemeyiz ama o arkadaşların acaba ön seçimde oy kullanmalı mı? Oy kullanmak için şu gerekir, onları bilmeniz gerekir. Burada benim endişelerim var. Bu endişeleri söylediğimizde parti kamuoyu hoş da karşılamaz. Çünkü bazı kutsadığımız şeyler var ve kutsadığımız şeylerden bir tanesi de bu. Kutsuyoruz ve bunun sonuçlarının mükemmel olacağını düşünüyoruz. Haklı olan taraf şu, atamada da bir sürü yanlış karar verilebiliyor. Orada da burada yanlış karar verilebiliyorsa üye olarak yanlış kararı ben vereyim diyebiliyor. Ön seçim olacağını biliyorsanız beş yıl boyunca bunun için çalışabilirsiniz. İlk tüzük kongresinde konuşacağımız konulardan biri aktif üyelik olacak. Belli parti programlarına katılan arkadaşların seçme konusunda hak kazandığı bir yapılanma inşallah gelecek.

İttifak olmasa da kazanırız…

Yerel seçimde ittifak olmazsa kazanamaz düşüncesine katılmıyorum. Genel seçimde de ittifak konusundaki eleştirilerin haksız olduğunu düşünüyorum. Bu sistem bir hilkat garibesi. 50+1’i bulabilmek için çoğunluğun azınlığa tahakküm kurduğu bir sistem. Sizde 48 var, başka yerde yüzde 3 var, siz 48 olarak o 3’e mecbursunuz. Yüzde 3’ü olanlar yüzde yarımı olanlar size inanılmaz taleplerle geliyor. Biz hep bu tarafa baktık, bir de Cumhur cephesine bakalım. Onlar öyle değil miydi? Onlar ittifaksız mı girdiler seçime. Yeniden Refah’la hatta bir terör örgütüyle adı geçenle ittifak yapmadılar mı? Biz bu hilat garibesi sistemden bir an önce vazgeçmeliyiz. Yerel için böyle bir şeye ihtiyaç yoktur. En çok oyu alanın seçileceği bir seçimdir. Seçmen konsolide olur. Seçmen oyunun heba olmasını istemez. Ben seçmenin tabanda ittifak kuracağını düşünüyorum. Bu İzmir için geçerli. Başka yerde başka şeyler olabilir. Bizde ittifak olmazsa da bu sorun yaratmayacaktır.

İzmir’e bir metre metro yapmamak için yemin ettiniz…

Güvenlik işleri merkezi hükümetin işi. Yıllardır örgütlerin bu ülkede cirit attığını görüyoruz. Bir de sağlık. Şehir hastanesini kaç defa ertelediler. Devasa bir kompleks yaşlılar nasıl gidip gelecek. Büyük bir ticari kompleksten bahsediyoruz. Para kazanmak için herkesi bir araya toplamak istiyorlar. Her Allah’ın günü bambaşka problemiyle karşılaşıyoruz. Hastaneye ulaşacak metro yapsaydınız. Yapmadınız neden, çünkü İzmir’e bir metre metro yapmamak için yemin ettiniz. Biz mezar yeri istiyoruz, anamızı babamızı gömecek yer istiyoruz. Çöp yeri istiyoruz. Çıkın insanlara anlatın görüşünüzü neden değiştirdiniz?

Bilal Saygılı’ya çağrı…

Adalat ve Kalkınma Partisi il başkanına seslenmek istiyorum. İstediğiniz yerde konuşalım. Körfez’i mi konuşmak istiyorsunuz gelin konuşalım. Kentsel dönüşümü konuşmak istiyorsunuz, buyurun konuşalım. Limanın satışını mı konuşmak istiyorsunuz buyurun konuşalım. Basın mensuplarının önünde mi istiyorsunuz. Buyurun konuşalım. Ben bunların hepsinin olması gereken olduğunu düşünüyorum.

Editör: Bünyamin Dobrucalı