Son Mühür/ Emine Kulak - Buca Belediye Meclisi, 1 Temmuz 2025 tarihli oturumunda, daha önce mahkeme tarafından iptal edilen bir plan değişikliğini yeniden gündeme alarak büyük tartışmalara yol açtı.

2020 İzmir depremi sonrası ağır ve orta hasarlı binaların dönüşümünü hızlandırmak amacıyla getirilen, yüzde 20 emsal artışı ve iki kat ilavesi öngören düzenleme, İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından 2023 ve 2024’te iptal edilmişti.

Ancak Temmuz ayı oturumunda aynı düzenleme yeniden meclise sunuldu. İmar Komisyonu tarafından oy birliğiyle kabul edilen önerge, mahkeme kararları gerekçesiyle Hukuk Komisyonu’na gönderildi. Hukuk Komisyonu ise plan değişikliğini oy birliğiyle reddetti.

Tartışma, CHP Grup Başkanvekili Uğur Aydın’ın önergenin İmar Komisyonu’ndan geldiği şekliyle oylanmasını teklif etmesiyle büyüdü. Hukuk Komisyonu’nun ret kararı dikkate alınmadan gündem maddesi oylandı.

CHP’NİN ÇELİŞKİLİ TUTUMU VE AK PARTİ’NİN ENDİŞESİ

AK Parti grubunun önergeye ‘planlı kentleşmeye aykırı’ olduğu gerekçesiyle ret oyu verdiği öğrenildi. İlginç bir gelişme ise CHP'li meclis üyelerinin, Hukuk Komisyonu’nda ret oyu kullanıp meclis oturumunda önergeyi kabul etmesi oldu. Bu tutum mecliste soru işaretlerine yol açtı. Edinilen bilgilere göre, CHP grubunun önergeye siyasi zorunluluk nedeniyle kabul oyu verdiği öğrenildi.

Kararın arkasında, deprem sonrası yapılaşma alanlarının sınırlılığı ve acil dönüşüm ihtiyacı olduğu vurgulandı. Ancak mahkemenin daha önce iptal ettiği aynı içerikteki düzenlemenin yeniden meclisten geçmesi ve ilerleyen süreçte hukuki açıdan tekrar gündeme gelebileceği öğrenildi.

AK PARTİ’NİN RET GEREKÇESİ

AK Parti Grubu’nun ilgili önerge için ret oyu kullanmasının arkasında yer alan başlıca gerekçelerin, komisyon görüşmelerinde dile getirildiği ve partili kaynaklardan edinilen bilgilere göre şu şekilde şekillendiği öğrenildi:

“30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası Buca ilçesi sınırlarında 7269 sayılı Kanun kapsamında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılara ilişkin dönüşüm süreçlerinde, toplam inşaat alanına %20 ilave hakkı tanınması ve bu artışın mevcut kat sayısının iki kat üzerine çıkabilecek biçimde kullanılmasına olanak sağlanmasına dair düzenleme, birçok açıdan şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve planlama etiğine aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle söz konusu gündem maddesinin meclisten geçmemesi gerektiği kanaatindeyim. Gerekçelerimi aşağıda yazdım.

1. Planlama İlkelerine Aykırılık

Plan bütünlüğü, sürdürülebilirlik ve dengeli kentleşme esaslarına göre hazırlanmış imar planlarına aykırı şekilde, parsel bazlı ayrıcalıklı haklar tanınması plan disiplinini zedelemektedir. %20 yapılaşma artışı ile birlikte mevcut kat adedinin iki katına kadar çıkılmasına olanak verilmesi, çevre yapılaşma düzeniyle uyumsuzluk doğuracak, yoğunluk artışı üzerinden plansız büyümeye yol açacağı kesindir.

2. Altyapı ve Sosyal Donatı Yetersizliği

Buca, mevcut haliyle dahi yoğunluk sınırına ulaşmış bir ilçedir. Ek inşaat alanlarının yaratacağı nüfus artışı, zaten yetersiz olan altyapı (kanalizasyon, içme suyu, ulaşım, otopark vb.) üzerinde ciddi baskılar oluşturacaktır. Mevcut sosyal donatı alanları (yeşil alan, okul, sağlık tesisi vs.) artan nüfusu karşılamaya elverişli değildir. Bu durum, yaşam kalitesinin düşmesine ve kamu kaynaklarının yetersizliği ileride kaosa dönüşebilir.

3. Adalet ve Eşitlik İlkesine Aykırılık

Bu düzenleme yalnızca ruhsatlı ve ağır/orta hasarlı yapı sahiplerine ek hak tanımaktadır. Bu durum, benzer koşullarda yer alan ancak hafif hasarlı ya da hiç hasar almamış yapı sahipleri ile ruhsatsız yapıların hak sahiplerini dışlayarak, eşitsizlik yaratmaktadır. Şehircilik politikalarında adalet ilkesi gözetilmeksizin, ayrıcalıklı uygulamalar teşvik edilmemelidir.

4. Afet Riski Gerekçe Gösterilerek Yoğunluk Artışı Sağlanması Çelişkilidir

Afet risklerinin azaltılması amacıyla yapılması gereken dönüşüm, yoğunluk artışı ile değil, güvenli, dayanıklı ve sağlıklı yapılaşma modelleriyle sağlanmalıdır. Ek yoğunluk verilmesi, hem yeni yapıları hem de mevcut komşu parsellerdeki binaları yapıları daha fazla risk altına sokabilecek fiziksel çevre üzerindeki baskıyı artıracaktır. Bu durum, deprem, sel ve başka afetlerde riskleri azaltmak yerine daha da artırabilir durum oluşturacaktır.

5. Dönüşüm Amacıyla Verilen Ayrıcalıkların Gelecekte Emsal Teşkil Etmesi Riski

Bu tür istisnai düzenlemeler, ileride benzer taleplerin diğer parsel sahipleri de de hak talebi etmesine neden olabilir. “Mağduriyet giderme” gerekçesiyle verilen imar ayrıcalıkları, planlama sisteminde emsal teşkil ederek kontrolsüz büyümeyi teşvik edebilir ve yerel yönetimlerin plan yapma yetkisini zayıflatır.

6. Bu Plan değişikliğinin Üniversiteler ve Bağımsız Deprem uzmanlarından rapor alındımı ?

Söz konusu maddenin hazırlanma sürecinde hangi meslek odalarıyla, üniversitelerin ilgili fakülteleriyle veya bağımsız deprem ve şehircilik uzmanlarıyla istişare edildiği kamuoyuyla paylaşılmamıştır. İzmir gibi deprem riski yüksek bir kentte yapılacak bu tür kritik düzenlemelerde, bilimsel ve teknik temele dayanmayan, yalnızca kısa vadeli çözümler üretmeye çalışan uygulamalar risklidir. Sonuçta bizim ve geleceğimiz çocuklarımızında yaşayacağı bir kent sağlıklı yaşanabilir bir kent oluşturmalıyız.

Bu nedenlerde bu gündem maddesine red kararı verilmelidir.”

Muhabir: Emine Kulak