Birleşik Krallık’ta 2018’den beri çalışan Yalnızlık Bakanlığı çağımızın distopyasının en somut örneği. Bakanlık, yalnızlığın duygusal durumunu ve toplumdaki algısını şekillendiren politik ve sosyal yapılar üzerine bir düşünce geliştirmek amacı ile kuruldu.

Britanya, doğa yürüyüşleri, şarkı yazma atölyeleri ve topluluk çöp toplama gibi programlarla milyonlarca insanı bir araya getiren kamu-özel ortaklıkları oluşturdu. Japonya da yalnızlık bakanı atadı. İsveç’in bu konuyu agresif bir şekilde ele alan bir sosyal işler bakanı var. Avustralya ve diğer ülkelerde ise böyle bir görev için çağrılar yapılıyor. Türkiye'nin en geniş kapsamlı "Yaşlılık ve Yalnızlık" araştırmasının sonuçlarına göre Türkiye nüfusunun içinde yaşlıların sayısı giderek artarken, zayıflayan aile bağları yüzünden yaşlılar daha fazla yalnız hissediyor. Türkiye'deki yaşlıların yüzde 32'si sık sık yalnız hissederken, yüzde 34'ü ara sıra yalnız hissediyor. Yaşlıların sadece yüzde 34'ü yalnız hissetmediğini söylüyor.

“Yaşlanmak” denilince aklınıza neler geliyor?

ABD’de en çok verilen yanıt “hafıza kaybı” olmuş. Çin’de ise bilgelik… Yaşımız ilerleyince toplum bize ‘Vaktin doldu’ diyor. Neredeyse yaşlanmanın yasaklanacağını bir dünyada yaşıyoruz. Gençlik ve güzelliğin sürekli olarak pompalandığı bu yüzyılda, yaşlılık artık işe yaramaz olarak görülüyor. Ve yaşlılar gittikçe yalnızlaşıyor…
Ülkemizde ise yaşlı nüfusun durumu trajik. Yalnızlık bir tarafa, geçim sıkıntısı, hayatı çok daha zor bir hale sokuyor. Oysa insan, kendisinin daha iyi versiyonuna ulaştığında belli standartların altına düşmeden daha konforlu bir hayatın içinde yaşamak istiyor. Hayatı boyunca çalışmış, didinmiş insanların hem yalnızlık çekip hem de manavda arta kalan meyveleri ucuza almaya çalışması eminim hepimizin yüreğine dokunuyordur.
Peki biz ne yapabiliriz? En önemlisi bence fark etmek. Telefondan başımızı kaldırıp etrafımıza bakmakla başlayabiliriz. Nezaket, empati, hayatta bizden daha fazla deneyimi olanlara karşı hassasiyet, saygı ve ilgi.

Yalnızlar garı nerede?

Yalnızlık ile ilgili Türkçe pop şarkılardan bahsetmek için oturdum aslında bilgisayarın başına. Ama yukarda yazdıklarım çıktı ortaya. Sizinde vardır muhtemelen dinlediğiniz şarkıda ya da okuduğunuz kitaptaki yerlere girme isteği… MFÖ’ın gelmiş geçmiş en iyi şarkılarından biri, 1987 yılı çıkışlı ‘’no problem’’ albümünde yer alan ‘’Yalnızlar Garı’’. Şarkının klibi de var. Muhtemel Ankara Garında çekilmiş. Haziran 2002'de yayınlanan şarkının yeni versiyonu ise muazzamdır.

Yıllardır merak ederim, Yalnızlar Garı neresi? Mazhar Alanson cevaplayana kadar beklicez… Ama o sırada memleketin yalnız garları nereler derseniz, bu konuda harika bir kitap var: Kemal Varol'un derlediği "Memleket Garları" kitabı, bizi garlar arasında bazen sevinçli bazen hüzünlü bir yolculuğa çıkarıyor. Memleketin her türlü ahvaline, insan manzarasına şahitlik edebileceğimiz garlar bizi bekliyor. Bu kitabı okuduktan sonra, onlara gözümüz gibi bakacağımızdan şüphemiz olmasın.