Son Mühür- Antik dönemlerden bu yana pek çok kültürde bitkiler yalnızca fiziksel iyileşme aracı olarak değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal denge unsuru olarak da görülmüştür. Özellikle bazı bitkilerin bireyin enerjisini dönüştürdüğüne ve olumsuz etkilerden koruduğuna inanılırdı.

Günlük hayatta taşınan bitkilerle enerji koruması

Geçmişte kadınlar, belirli bitkileri küçük torbalar içinde taşıyarak kendilerini negatif enerjilerden koruduklarına inanırlardı. Bazı türler aşkı çekme, bazıları ise sadakati koruma amacıyla tercih edilirdi. Bitkiler, keselerde, kıyafetlerin iç bölümlerinde ya da gizli ceplerde taşınarak günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Sarı kantaron: Ruhsal denge için en çok tercih edilenlerden

Aşkı Ve Sadakati Çağırdığına Inanılıyor

Şifalı bitkiler arasında öne çıkan sarı kantaron, özellikle kadınlar arasında ruhsal dinginlik sağladığı düşünülerek sıklıkla tercih edilirdi. Taşındığında huzur hissi verdiğine, çayı içildiğinde ise sadece bedeni değil ruhu da beslediğine inanılırdı.

Margaret çiçeği: Kalpten gelen duyguların simgesi

Aşkı simgeleyen zarif margaret çiçeği, geçmiş dönemlerde genç kızların umutlarını taşıdığı bir sembol haline gelmişti. Efsanelere göre bu çiçeğin tohumlarından yapılan kolyelerle içten gelen duygular karşı tarafa “görünmeyen” yollarla iletilebilirdi.

Ölümsüz çiçek: Sadakatin temsilcisi

Bazı kadınlar için bitkiler, romantik çekimden çok sadakati temsil ediyordu. Ölümsüz çiçek, taşıdığı anlamla evlilik bağını güçlendirdiğine inanılan türlerden biriydi. Kadınlar bu bitkiyi ceplerinde taşıyarak veya evlerinin belli köşelerine yerleştirerek sadakat enerjisini artırmayı amaçlıyordu.

Selenyum bitkisi: Ruh eşini çağırdığına inanılıyordu

Mitolojik anlatımlarda sıkça adı geçen selenyum ise, genç kızlar arasında ruh eşini çağıran bir “doğa sırrı” olarak görülürdü. Bu bitkinin suyla hazırlanarak kullanılması ve tenle temas ettirilmesi, kadersel bir eşleşmenin yolunu açtığı inancını beraberinde getiriyordu.

Kaynak: HABER MERKEZİ