Gaziosmanpaşa’da yaşayan 27 yaşındaki Mehmet Arslan, halk arasında “fil hastalığı” olarak bilinen lenfödem nedeniyle 15 aydır yatağa bağımlı. 2009’da iki kardeşini ev yangınında kaybeden Arslan, ameliyat olabilmek için yardım bekliyor.

Yangınla başlayan acı hikâye

Gaziosmanpaşa’da pazarlarda seyyar satıcılık yapan Şenol ve Aylin Arslan çifti, 2009 yılında oturdukları gecekonduda çıkan yangında iki çocuklarını kaybetti. Olay günü anne ve baba, geçimlerini sağlamak için pazarda tezgâh açmıştı. Okuldan dönen Mehmet (11), Ali (10) ve Samet (7) evdeydi.

Perdenin tutuşmasıyla başlayan yangında alevler kısa sürede tüm evi sardı. Samet içeride kaldı, Ali ise kardeşini kurtarmak için alevlerin arasına girdi. Komşular, demir parmaklıkların arasından Mehmet’i çıkardı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Ali ve Samet, iki ay arayla hayatını kaybetti. Yangından kulak ve burnunda yanıklarla kurtulan Mehmet, liseyi bitirdi ve bir markette çalışmaya başladı. Ancak yıllar sonra başka bir sağlık mücadelesiyle karşı karşıya kaldı.

Lenfödem hayatını felç etti

İki yıl önce Mehmet’in bacaklarında şişlikler oluşmaya başladı. Doktorlar, halk arasında “fil hastalığı” olarak bilinen lenfödem teşhisi koydu. Zamanla her iki bacağı bir insan vücudu kadar büyüdü, kilosu 270’e ulaştı. Hareket edemez hale gelen Mehmet, yaklaşık 15 aydır ağrılar içinde yatağa bağımlı yaşamak zorunda kaldı.

Aile, çare bulmak için 7–8 farklı hastaneye gitti. Defalarca fizik tedavi gördü, haftalarca hastanelerde yattı, ancak kalıcı bir çözüm bulunamadı. Bir özel hastane ameliyatla tedavi edilebileceğini söyledi fakat bunun için 4–5 milyon lira gerekti. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle tedaviye başlanamadı.

“Gençler gibi yürümek istiyorum”

Mehmet Arslan, sosyal medyadan yayınladığı videolarla yardım çağrısında bulundu.
“Ben de gençler gibi yürümek, arkadaşlarımla vakit geçirmek istiyorum. 15 aydır bu odaya kilitlendim. Yatağa bağımlı yaşamak istemiyorum. Geceleri ağrılarım artıyor. Babam sürekli yanımda, uykusuz kalıyor. Tek isteğim tedavi olup normal hayatıma kavuşmak” dedi.

Annenin feryadı: “Artık gücüm yetmiyor”

Anne Aylin Arslan, yıllardır hem yangının acısını hem de oğlunun hastalığını taşıdıklarını belirterek şunları söyledi:
“Mecbur çalışmamız gerekiyordu, durumumuz kötüydü. Çocukları okula gönderdik, pazara gittik. Akşam eve geldiğimizde yangın çıktığını öğrendik. Samet hemen vefat etti, iki ay sonra Ali’yi kaybettik. Mehmet de yaralıydı, kulakları ve burnu yandı. Şimdi ayaklarındaki hastalık yüzünden çok zorlanıyoruz. Onu kaldırmak, indirmek, bakımını yapmak çok güç. Gündüzleri ben ilgileniyorum, akşamları babasına devrediyorum ama artık gücüm kalmadı.”

Babanın tek dileği: “Sağlığına kavuşsun”

Pazarda takı ve boncuk satarak geçinen baba Şenol Arslan da, “Eve geldiğimizde yangından geriye hiçbir şey kalmamıştı. İki çocuğumuzu kaybettik, umudumuzu Mehmet’e verdik. Önceden işe koşarak gidip gelirdi, şimdi bu halde. Gündüz çalışmak zorundayım, akşam eve gelip sabaha kadar onunla ilgileniyorum. Ağrıları olduğunda masaj yapmaya çalışıyorum. Borçlarımız var ama biz kendimiz için hiçbir şey istemiyoruz. Oğlum tedavi olsun, sağlığına kavuşsun, mürüvvetini görelim yeter” dedi.

Kaynak: DHA