Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Fatıma Zehra Kınık Demir'in neden olduğu kazada motosikleti kullanan Yavuz Selim Öztürk’ün annesi Neriman İnan olayla ilgili açıklamalarda bulundu;
Kerem Kınık'ın kızının ifadeden sonra tutuklanması gereketiğini söyleyenen İnan, Kimin kızı olduğu değil, ya da kim olduğuyla değil kimliğinden bağımsız yargılanmasını istiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz" dedi. Kınık'ın ifadesinde suçlayıcı ifadeler kullanmasını da eleştiren İnan, "Bu kazada benim çocuğumun suçu ölmemesi miydi? O da ölseydi, onu da kaybetmiş olsaydık o zaman nasıl bir ifade verecekti" dedi
Ne olmuştu?
Beykoz ilçesine bağlı Kavacık Mahallesi Fatih Sultan Mehmet Caddesi'nde 9 Temmuz'da meydana gelen kazada, Fatıma Zehra Kınık Baki Sokak'tan Fatih Sultan Mehmet Caddesi'ne çıkarken bir motosiklete çarptı. Kazada motosiklet üzerindeki sürücü Yavuz Selim Öztürk ve arkasındaki Batın Barlasçeki yere düştü; sürücüsüz kalan motosiklet yayalara çarparak yaralanmalara yol açtı. Motosiklet sürücüsü Öztürk yaralı olarak kurtulurken, başını kaldırımdaki beton dubaya çarpan Barlasçeki yaşamını yitirdi.
Çocuğum yaşıyor diye şükrederken vicdanım sızladı
Kaza gününü anlatan anne İnan, Selim’in babası aradı, kaza geçirdiğini yanındaki arkadaşının öldüğünü, Selim’in de ambulansta olduğunu söyledi. Ben hastaneye giderken oğlumu kaybettim düşüncesiyle hastaneye gittim. Hastaneye gittiğimde oğlum tedaviye alınmıştı. Tedaviden çıktığında gördüm. Açıkçası ben arkadaşı vefat ettiği için çocuğum yaşıyor diye çok büyük bir sevinç yaşayamadım. Çok kötü bir andı. Çocuğum yaşıyor diye şükrederken vicdanım sızladı. Akşam oğlum çocuk büro tarafından gözaltına alındı. Ertesi gün de adliyeye çıktık" şeklinde konuştu.
Oğlum iyi değil
Kazadan sonra oğlunun psikolojisik olarak zor günler geçirdiğini ve kötü etkilendiğini söyleyen anne, "Oğlum ilk etapta şoktaydı. Sonuçta çocuk 17 yaşında. Daha öncesinde herhangi bir savcı, hakim böyle bir durum yaşamışlığı yok. Benim oğlum, ‘yanımda biri vefat etti. Madem biri ölecekti keşke ben ölseydim’ dedi. Kötüydü durumu. Şu anda da pek iyi sayılmaz. Çok fazla konuşmuyor. Bu konuyla ilgili de konuşmuyor. Medyatik bir olay olduğu için sürekli gündemde bir şeyler karşısına çıkıyor. Etkileniyor haliyle. Çok iyi değil durumu şu anda" dedi.
"Fatıma Zehra Kınık, ilk etapta kesinlikle tutuklanmalıydı"
Fatıma Zehra Kınık Demir'in tutuksuz yargılanmasına tepki gösteren anne şunları söyledi:
"Fatma Zehra Kınık, ilk etapta kesinlikle tutuklanmalıydı. Tabii hukuk yargı biliyor bunu ama, şöyle bir gerçek var; ben kendi çocuğumu da kaybetmiş olabilirdim. İkisi birden de vefat etmiş olabilirdi. Batın’ın annesi tarafından da olaya baktığımda ilk etapta tutuklanmalıydı. Tutuklansaydı ya da ifadelerinde direkt çocuklara suç atacak şekilde, yani ‘ehliyeti yoktu, kaskları yoktu, ekipmanları yoktu’ böyle bir ifade vermek yerine bir üzüntü mesajı şeklinde bir ifade olsaydı tutuklanmasa bile yine bu kadar etkilenmezdik. Tutuklanmaması gerçekten ben de kendi açımdan da çocuğum yaralı olabilir ama orada bir vefat var. Çocuğuma da bir şey olabilirdi. Bu konuda üzgünüz. İlk etapta tutuklanmasını isterdik."
İnan, "Kazadan sonra oğlum, Fatma Kınık’ın yanına geldiğini hatırlamıyor. Kaza sonrasında zaten o şokla, oğlum ayağa kalkamamış, sadece çok sayıda ambulansın beklediğini söylüyor. Batın vefat ettiği için haliyle onunla ilgilenilmiş. Tabii o bunun farkında değil arkadaşı ondan uzakta olduğu için. Ambulans beklediğini falan söylüyor. ‘Fatma Zehra Kınık yanıma gelseydi hatırlardım. Gelmedi benim yanıma’ diyor" ifadelerini kullandı
Adaletin yerini bulmasını istiyoruz
Fatma Zehra Kınık olmasaydı yargı süreci böyle işler miydi bunu ben çok düşünüyorum" diyen İnan, "Çünkü taksirle olduğu zaman yani bu biraz yüzde 50, yüzde 50 bir durum. Umarım kimliğinden bağımsız yargılanır. Kimin kızı olduğu değil ya da kim olduğuyla değil kimliğinden bağımsız yargılanmasını istiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bu kazada benim çocuğumun suçu ölmemesi miydi?"
Kınık'ın ifadesini gördükten sonra çok üzüldüğünü söyleyen anne şöyle devam etti:
"Çünkü ben hep şöyle diyorum; benim çocuğum 17 yaşında. 17 yaşındaki bir çocuk kaza nasıl olduysa o şekilde anlatma yetisine sahipse 27 yaşında genç bir insan da buna sahiptir diye düşünüyorum. Fatma Zehra Kınık ifadesinde direkt karşı tarafı suçlayıcı bir ifade vermiş. Bu kazada benim çocuğumun suçu ölmemesi miydi? O da ölseydi, onu da kaybetmiş olsaydık o zaman nasıl bir ifade verecekti? Gerçekten bunu çok merak ediyorum. 17 yaşındaki bir çocuk zaten böyle bir olay yaşamış; yanında arkadaşını kaybetmiş bunun travmasını yaşarken bir de üstüne bu şekilde yalan şeyle karşılaştığında ondu bu ne gibi yaralanmalara sebep olacak. Açıkçası ben bunu kendisinin düşünebilmesini isterdim."





