Son Mühür/Gamze Eskiköy- Türkiye’de çocuk işçiliği çığ gibi büyürken, devlet destekli Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamaları çocukların canına mal oluyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2024 yılı verilerine göre, MESEM kapsamındaki çocukların iş yerlerinde fiilen çalıştırılması sonucu 10 çocuk hayatını kaybetti. Yıl boyunca iş kazası geçiren çocuk sayısı ise 18 bine ulaştı.
2024 yılında 18 bin çocuk iş kazası geçirdi
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2024 yılına ait iş kazası ve meslek hastalıkları istatistikleri, çocuk işçiliği ve Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamalarına dair endişe verici açıklandı.
SGK verilerine göre, MESEM kapsamındaki çocukların iş yerlerinde fiilen çalıştırılması sonucu 10 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti. Yıl boyunca toplam 18 bin çocuk iş kazası geçirdi. Uzmanlar, çocukların ucuz iş gücü olarak piyasaya sürülmesinin, ölümleri doğrudan etkilediğine dikkat çekti.
İzmir iş kazalarında ve ölümlerde ilk sıralarda
Aynı raporda İzmir, İstanbul ve Ankara’nın ardından en fazla iş kazasının yaşandığı iller arasında yer aldı. İş cinayetlerinde de İzmir, Türkiye genelinde ilk üç şehir arasında kaydedildi. Ülke genelinde toplam 733 bin 646 iş kazası ve 888 meslek hastalığı vakası SGK kayıtlarına geçti.
Yahşi duyurmuştu: İzmir’e 8 yeni MESEM açılıyor
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamayla kente 8 yeni Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) açılacağını duyurmuştu. SGK verilerinde hem iş kazaları hem de iş cinayetleri açısından ilk üçte yer alan İzmir’de MESEM sayısının artacak olması, kamuoyunda endişelere neden oldu.
Karakaş: İki nedeni var
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, MESEM sisteminin çocukların temel haklarını ihlal ettiğini vurguladı. Karakaş, “2016 yılında kurulduğundan beri Mesleki Eğitim Merkezleri, yani MESEM’ler, hep gündemimizde. Bunun iki temel nedeni var: Birincisi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocukları ve ebeveynleri MESEM’lere yönlendirmek amacıyla yürüttüğü kampanyalar ve bu kampanyalar sonucunda bu merkezlere devam eden çocuk sayısındaki artış. İkinci neden ise, bu merkezlerde çocukların maruz kaldığı yaşam hakkı ihlalleri” dedi.
“Albenisi yüksek reklamlarla MESEM’lerdeki çocuk sayısı artıyor”
Çocukların henüz ortaokul çağında sisteme dahil edildiğini hatırlatan Karakaş, “MESEM’lere yakından bakacak olursak, çocuklar bu sisteme 8. sınıfta, yani 13–14 yaşında dahil oluyor. Çocuklara ödenen ücret ise devam ettikleri sınıfa göre değişmekle birlikte asgari ücretin ya üçte biri ya da yarısı kadar oluyor. İşveren açısından bu ücretler oldukça makul ve cazip. Devletin MESEM politikalarının da işverenlerle uzlaşı içinde yürütüldüğünü biliyoruz. Dolayısıyla ‘Haftada 1 gün okul’, ‘Maaş ve sigorta!’, ‘İş garantisi!’ gibi albenisi yüksek sloganlarla yürütülen reklam kampanyaları, MESEM’lerdeki çocuk sayısının her geçen gün artmasına neden oluyor” diye konuştu.
“Yoksulluk ve eşitsizlik çocukları MESEM’e sürüklüyor”
Karakaş, ekonomik kriz ve sosyal eşitsizliklerin MESEM’e yönelimde belirleyici olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Eğitim Sen olarak şunu net biçimde ifade edebiliriz: MESEM’lere daha çok, çocuklarının eğitim giderlerini karşılayamayan ailelerin çocukları ile ailesine ekonomik olarak katkı sağlamak zorunda olan çocuklar devam ediyor. Yani MESEM’lerdeki yapısal sorunlarla, çocuk işçiliğindeki temel sorunlar aynı: Yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık”