Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, geçtiğimiz günlerde Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşerek, 20 askerin şehit olmasına neden olan uçak kazası ile ilgili değerlendirmelerde ve tespitlerde bulundu.
Yankı Bağcıoğlu: Devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan bir görüntü verildi
Milli Savunma Bakanlığı’nın koordinesinde yürütülmesi gereken arama kurtarma çalışmalarının farklı birimler tarafından yürütülmesinin devlet ciddiyeti ile bağdaşmadığını vurgulayan CHP’li Bağcıoğlu, “Millî Savunma Bakanlığının koordinesinde yürütülmesi gereken arama kurtarma çalışmalarına yönelik açıklamaların devletin farklı birimleri tarafından yapılması devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan bir görüntü verilmesine neden olmuştur.
Bu nedenle özellikle TSK'yı doğrudan ilgilendiren olaylarda açıklamaların Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapılmasının gerek devlet ciddiyetinin gösterilmesi ve gerekse kamuoyunun tek resmi kanaldan bilgilendirilmesi açısından gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Kamuoyunun bilgilendirilmesinde yaşanan gecikmeler ne yazık ki konu ile ilgisiz kurum ve kişilerin yetersiz ve eksik bilgi ile yorumlarda bulunmasına ve halkımızın yanlış şekilde bilgilendirilmesine de yol açmıştır.
Maalesef bu süreç halen devam etmekte özellikle sosyal medyada kazaya ve bıçağın durumuna ilişkin birçok değişik yorum yapılmaktadır. Ayrıca, şehitlerimizin isimlerinin resmî makamlar tarafından açıklanmadan önce paylaşılması, daha resmî açıklamalar yapılmadan kazanın oluş nedenine ilişkin spekülasyonlar yapılmasının da etkin bir iletişim politikasının uygulanmamasının sonucu olduğu kıymetlendirilmektedir.” dedi.
“Stratejik projelerimiz ve milli hedeflerimiz zarar görecektir”
Hava kuvvetleri filosunun yenilenmesinin zorunluluk olduğunu belirten CHP’li Yankı Bağcıoğlu, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Uzun yıllardır envanterde bulunan C-130 uçaklarımız, ‘Erciyes’ aviyonik sistemleri modernizasyonu kapsamında önemli güncellemeler geçirmiş olsa da yapısal yorgunluk ve artan görev yoğunluğu dikkate alındığında; filonun yenilenme sürecinin hızlandırılmasının bir zorunluluk olarak karşımızda durduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Özellikle deprem döneminde yoğun şekilde görev yapan nakliye uçaklarımız, birkaç yıllık uçuş yükünü fedakârca kısa sürede taşımış, yıllık standartlarını katbekat aşmıştır. Bu nedenle, doğal olarak sistemsel ve yapısal yıpranmalar yaşamıştır. Alınan bu acı ama önemli ders çerçevesinde; savunma bütçesi, artan ihtiyaçlar gözönüne alınarak öncelikli, kritik ve acil olan, aynı zamanda askerlerimizin bekası açısından önemli projelere yönlendirilmeli, harekât ihtiyacı açısından öncelik derecesi düşük projelere – ör. Uçak gemisi - siyasi ve iç kamuoyu odaklı saiklerle kaynak aktarılması yaklaşımına derhal son verilmelidir.
Ayrıca, hiçbir maddi beklenti içinde olmadan fedakârca görevlerini yapan gerek uçuş gerekse bakım personelinin, içinde bulunulan çok ağır ekonomik şartlarda ezilmesini önleyecek, özel sektöre geçişleri azaltacak, nitelikli insan kaynağının idamesini sağlayacak tedbirler de alınmalıdır. İnsan kaynağımızı koruyacak ve emekli maaşı sistemindeki adaletsizlikleri giderecek düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmelidir. Savunma sanayi gibi kritik alanlarda uzman personelin motivasyonunu artıracak adımlar atılmadığı takdirde, stratejik projelerimiz ve milli hedeflerimiz zarar görecektir.”





