Manisa’nın Kula ilçesinde yer alan ve UNESCO tarafından 2013 yılında koruma altına alınan Kula Volkanik Jeoparkı, Türkiye’nin doğa mirası içinde ayrıcalıklı bir yere sahip. Halk arasında “Kuladokya” olarak bilinen bu bölge, bazalt sütunları, lav tünelleri ve peri bacalarıyla adeta başka bir gezegen atmosferi sunuyor.
Strabon’un Katakekaumene’si Gerçek Oldu
Antik çağ coğrafyacısı Strabon, bu toprakları “Katakekaumene” yani Yanık Ülke olarak tanımlamıştı. Bugün o tarifin birebir karşılığı, Kula’da gözler önünde. Siyah lav örtüsüyle kaplı geniş araziler, sönmüş volkan konileri ve taşlaşmış lav nehirleriyle bölge, binlerce yıl öncesine ait jeolojik izleri koruyor.
1.7 Milyon Yıllık Doğa Günlüğü
Jeoparkın geçmişi 1.7 milyon yıl öncesine uzanıyor. Bilimsel verilere göre bölgede üç büyük volkanik evre yaşandı. İlk evre bazalt tabakalarını oluştururken, ikinci evre 45’e yakın küçük koninin ortaya çıkmasına neden oldu. Üçüncü evre ise 30 bin ila 2.600 yıl önce gerçekleşti. O dönemdeki lavların tazeliği, bugün hâlâ “yeni akmış” izlenimi veriyor.

Divlit Tepesi: Sessiz Yanardağ
Kula’dan Salihli yönüne ilerleyenler, Divlit Yanardağı’nı rahatlıkla görebiliyor. 120 metre yüksekliğindeki bu volkanik koni, bölgenin en etkileyici doğal yapılarından biri. Ahşap yürüyüş köprüsüyle çıkılabilen tepe, hem krateri hem de çevresindeki lav akıntılarını izlemek için mükemmel bir nokta.
Kuladokya: Peri Bacalarının Volkanik Versiyonu
Jeoparkın en dikkat çekici alanı hiç şüphesiz Kuladokya Peri Bacaları. Yağmur, rüzgar ve erozyonun binlerce yıl süren etkisiyle şekillenen bu oluşumlar, Kapadokya’yı andıran siluetleriyle ziyaretçileri büyülüyor. Gediz Nehri’nin üst kısımlarında yer alan alan, fotoğraf meraklılarının da uğrak noktası.

Lav Tünelleri ve Bazalt Sütunlar
Kula’nın lav tünelleri ve sütun bazaltları, doğanın mühendislik harikası olarak nitelendiriliyor. Lavların hızlı soğumasıyla oluşan altıgen bazalt sütunlar, Sarnıç ve Çakırca köylerinde 20 metreye kadar yükseliyor. Bu geometrik oluşumlar, doğanın içindeki matematiksel düzenin etkileyici bir örneği.
Lav tünelleri ise hem yer bilimciler hem de macera tutkunları için ayrı bir cazibe merkezi. Bazıları yüzeyde gözlemlenebilirken, bazıları yalnızca özel ekipmanla keşfedilebiliyor.
12 Bin Yıllık Ayak İzleri
1954 yılında Çakallar Volkan Konisi çevresinde 200’ü aşkın fosilleşmiş insan ayak izi bulundu. 10 ila 12 bin yıl öncesine tarihlenen bu izler, Anadolu’da insanla volkanların ilk temasının kanıtı olarak kabul ediliyor. Araştırmacılara göre ayak izleri, yamaç yukarı doğru ilerleyen üç kişiye ait.

İzmir'den Nasıl Gidilir?
Kula Volkanik Jeoparkı, D300 İzmir–Ankara karayolu üzerinde yer alıyor. Manisa merkezden 132 km, Uşak’tan 102 km uzaklıkta. Alanın çevresi yürüyüş için son derece uygun; araçla kolay erişilebilir olması da Kula’yı hem günübirlik ziyaretçiler hem de uzun rotalar planlayanlar için cazip hale getiriyor.
Bilimle Doğanın Buluştuğu Topraklar
Kula Volkanik Jeoparkı, Türkiye’nin jeolojik mirasının en güçlü temsilcilerinden biri olmasının yanı sıra, doğa ile bilimin kesiştiği nadir alanlardan biri. UNESCO tesciliyle koruma altına alınan bu bölge, sadece geçmişin izlerini değil, geleceğin ekoturizm potansiyelini de taşıyor.





