Son Mühür- BUPAR Araştırma ve Danışmanlık'ın Eylül 2025 tarihli **"Türkiye’de Toplumsal Eğilimler Araştırması"**nın çarpıcı sonuçları, yalnızca muhalefete yönelik güven bunalımını değil, aynı zamanda iktidarın kural değiştirme girişimlerine karşı toplumun net bir direncini de ortaya koydu. 26 ilde 2512 denekle yüz yüze gerçekleştirilen araştırmanın verileri, Türkiye siyasetinde "iktidar yorgun, muhalefet inandırıcı değil" şeklinde özetlenebilecek bir tıkanıklık yaşandığını gözler önüne seriyor.
İktidar kendi tabanını ikna edemedi
Araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha aday olabilmesini sağlayacak Anayasa değişikliği tartışmalarına yönelik toplumsal tepki oldu. Verilere göre, "Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için Anayasa’daki iki dönem sınırı değiştirilmelidir" diyenlerin oranı sadece %25,2'de kalırken, bu öneriye karşı çıkanların oranı %71,2 gibi ezici bir çoğunluğa ulaştı.
Dahası, bu direnç iktidar bloğunun kendi tabanına dahi yansımış durumda:
AK Parti seçmeninin üçte biri (yaklaşık %33),
MHP seçmeninin ise üçte ikisi (yaklaşık %66)
böyle bir anayasa değişikliğini doğru bulmadığını ifade etti. Analistler, bu tablonun, iktidarın "kural değiştirerek iktidarını sürdürme" girişimlerinde kendi tabanında dahi meşruiyet kaybı yaşadığını gösterdiği yorumunu yapıyor. Seçmen, artık sistemsel belirsizlik yerine öngörülebilirlik talep ediyor. Nitekim, "Yeni Anayasa tartışmalarını doğru buluyor musunuz?" sorusuna da katılımcıların %61,5'i "hayır" yanıtını verdi.
Hem iktidara hem muhalefete inanç zayıf
Araştırma, Türkiye siyasetindeki temsil krizinin boyutlarını da ortaya koydu. Toplum, bir yandan iktidarın devam etme çabalarına tepkiliyken, diğer yandan muhalefetin alternatif üretme kapasitesine de güvenmiyor.
CHP'nin ekonomik sorunları çözebileceğine inananların oranı yalnızca %21,8'de kalırken, %70'e yakını çözemeyeceğini düşünüyor.
Aynı soru AK Parti için sorulduğunda ise, mevcut iktidarın sorunları çözebileceğine inananların oranı sadece %26,6 oldu.

Erdoğan'ın "Rakip dizaynı" stratejisi iddiası
Anket sonuçları, iktidarın mevcut stratejisini de analiz ediyor. Rapora göre, bu denklemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın stratejisi, artık kendi kazanmasından çok, rakibinin kaybetmesini sağlamak üzerine kurulmuş durumda. Muhalefetin güven verebilecek aktörlerinin (Ekrem İmamoğlu’nun yargısal süreçlerle, Mansur Yavaş’ın ise hedef alınmasıyla) oyun dışına itilmesi, "rakipsizleşme" taktiği ve "alternatifsizlik algısını yeniden üretme" hamlesi olarak okunuyor.
Toplumdaki bu bıkkınlık ve umutsuzluk duygusunun birleşimi, klasik bir rejim desteği değil, siyasal çaresizlik temelli bir rıza üretimi yaratıyor. Seçmen, bir yandan kural devletini talep ederken, diğer yandan bu talebi karşılayacak güvenilir bir muhalefet pratiği bulamıyor.





