Son Mühür/ Seçil Ünlü- Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) yaklaşık 150 milletvekilinin imzasıyla sunulan yeni kanun teklifi, enerji ve maden alanlarında önemli düzenlemeler içeriyor. Teklifin, TBMM'nin ilgili komisyonlarında görüşülmek üzere sevk edildiği belirtildi. Kanun teklifinin genel gerekçesinde, ülkenin enerji stratejileri ve arz güvenliğine yönelik hedeflere ulaşmak amacıyla izin süreçlerinin sadeleştirilmesi ve hızlandırılmasının hedeflendiği ifade edildi.
Yenilenebilir enerji hedefleri ve mevcut durum
Teklifin gerekçesinde, 2022 yılında yayımlanan Türkiye Ulusal Enerji Planı'na göre, ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi üretim oranının 2035 yılında yüzde 45'ten yüzde 65 seviyelerine çıkarılmasının hedeflendiği vurgulandı. Bu hedefe ulaşmada güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarının kritik rol oynayacağı belirtildi.
2024 yıl sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam kurulu elektrik gücünün 115,9 GW'a ulaştığı, bu kapasitenin yüzde 60'ının (69,1 GW) yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştuğu açıklandı. Özellikle 19,8 GW'ının güneş, 12,8 GW'ının ise rüzgâr kaynaklı enerji santrallerinden geldiği bilgisi paylaşıldı.
Ayrıca, 2024 yılında toplam 349 TWh elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 45'inin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması sayesinde 32 milyar metreküp doğal gaz ithalatının önüne geçilerek 12 milyar ABD Doları tutarında dış ticaret açığının engellendiği ifade edildi. Yerli kömür santrallerinden elde edilen yüzde 14'lük (47,3 TWh) elektrik üretimiyle de 9 milyar metreküp doğal gaz ithalatı ve 3,5 milyar ABD Doları dış ticaret açığı önlendiği belirtildi. 2035 yılında ise Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacının 510 TWh seviyelerine ulaşabileceği öngörülüyor.
Kesintili üretim riskleri ve kömür santrallerinin önemi
Teklifte, yenilenebilir enerji kaynaklarının doğaları gereği kesintili üretim karakterine sahip olduğu ve güneşsiz, rüzgârsız veya kurak dönemlerde bu kaynaklardan elektrik üretilemediği vurgulandı. Bu duruma örnek olarak, 28 Nisan 2025 tarihinde İspanya ve Portekiz'de yaşanan geniş çaplı elektrik kesintileri gösterildi. Bu kesintilerin, yenilenebilir enerji üretimi yoğun olduğu bir anda tüm tesislerin devre dışı kalmasıyla yaşandığı belirtilerek, sürekli ve güvenilir üretim yapan enerji kaynaklarının sistemdeki önemi bir kez daha dile getirildi.
Bu bağlamda, kanun teklifinin ana amaçlarından birinin, elektrik arz güvenliği ve fiyat istikrarı için büyük önem taşıyan mevcut kömür yakıtlı termik santrallerin, hammadde arz sorunları nedeniyle kapanma tehlikelerinin önüne geçmek olduğu belirtildi.
Çevre Mühendislerinden kanun teklifine yakın takip
Kanun teklifinin açıklanmasının ardından, Çevre Mühendisleri meslek örgütlerinden bir açıklama geldi. Açıklamada, TBMM'ye sunulan bu kanun teklifinin çevreci yaklaşımı, doğaya duyarlılığı, iklim değişiklikleri ve dengesizliklerini ele alma biçimi açısından yakından takip edileceği bildirildi.
Açıklamada ayrıca, mevcut durumda dünya genelinde birçok ülkenin kömür yakıtlı termik santrallerden vazgeçme eğiliminde olduğu ve bunun yerine karbon emisyonu salmayan, çevreye zarar vermeyen, şeffaf ve denetlenebilir yeni teknolojik tesislere yatırım yaptığı ve bu yatırımları teşvik ettiği hatırlatıldı.





