Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, iktidarın gelecek yıl için açıkladığı tarımsal destek programına ayrılan maddi miktar hakkında değerlendirmelerde bulunarak, açıklanan rakamları eleştirdi ve konuyla ilgili AK Parti iktidarını suçladı.
Erhan Adem: Ekonomik gerçeklerle bağı kopartılmış bir bütçe sunuluyor
AK Parti iktidarının her yıl rakamları büyüterek, tarıma sahip çıkıyor gibi davrandığının altını çizen ve gerçeklerin çok başka türlü ilerlediğini savunan CHP’li Erhan Adem, “İktidar, her yıl olduğu gibi bu yıl da rakamları büyüterek tarıma sahip çıkıyormuş gibi davranıyor. Ancak gerçekler ne yazık ki bambaşka. 2026 yılı için tarımsal destek programlarına ayrılan 168 milyar lira, geçen yıla göre yalnızca yüzde 24’lük bir artışı temsil ediyor.
Oysa girdi maliyetlerindeki artış oranı son bir yılda yüzde 70’i aşmış durumda. Mazot, gübre, yem, ilaç, tohum ve sulama maliyetleri katlanarak artarken, çiftçiye reva görülen artış bu mu? 2025 yılında tarımsal destek miktarı 135 milyar liraydı. Enflasyonun yüzde 60’ları geçtiği bir ortamda, yüzde 24’lük artış destek değil, tam tersine gerilemedir. Bu bütçeyle çiftçiye üretim yapmak değil, toprağını bırakmak düşer. Hükûmet, ekonomik gerçeklerle bağını koparmış bir bütçe sunuyor.” dedi.
“İktidar hâlâ rakamlarla oynayarak tarıma sahip çıktığını iddia ediyor”
Son olarak, üreticilerin artık zararına çalıştığını ve üretim yaptığını aktaran CHP’li Adem, Türkiye’nin her bölgesinde çiftçilerle görüştüğün ve üreticinin artık dayanacak gücünün kalmadığının altını çizerek şu ifadeleri kullandı: “Bütçede ‘tarıma ayrıldı’ denilen 888 milyar liranın büyük bölümü çiftçinin cebine değil, bankaların kasasına gidiyor. 262 milyar lira vergi harcaması, 220 milyar lira tarımsal kredi desteği diye lanse edilen kalemler, çiftçiyi daha da borçlandıran unsurlar. Hükümet kredi verip sonra bunu destek olarak gösteriyor. Oysa kredi destek değil, borçtur. Çiftçiye borç verip, sonra da bunu ‘çiftçiyi destekledik’ diye sunmak aldatmacadır.
Yıllardır tarımsal KİT’leri özelleştirerek, TMO’yu işlevsizleştirerek, Et ve Süt Kurumu’nu zarara uğratarak tarımın tüm dengelerini bozdular. Şimdi 48 milyar lira ayırıyoruz diyerek, yine üreticinin zararını telafi etmeye çalışıyorlar. Ama bu kaynakların kimlere, hangi şartlarla, nasıl aktarıldığı konusunda tek bir şeffaf bilgi yok. Müdahale alımları nerede, taban fiyatlar neden üreticinin lehine belirlenmiyor? Çiftçinin refahını sağlayacak, üretimi sürdürülebilir kılacak destek modeli; yıllık enflasyon, girdi maliyetleri ve ürün bazlı üretim planlaması dikkate alınarak oluşturulmalıdır.
CHP olarak yıllardır bunu savunuyoruz. Bugün çiftçi zararına üretim yapıyor. Tarımsal desteklerin en az yüzde 60 artırılması gerekirken, yüzde 24’lük bir artışı müjde gibi sunmak, çiftçiye hakarettir. Türkiye’nin her bölgesinden çiftçilerimizle görüşüyoruz. Herkes aynı şeyi söylüyor: Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Tarla boş, ahır boş, bağ bahçe terk edilmiş durumda. Gençler artık tarım yapmak istemiyor çünkü bu şartlarda üretim yapmak imkânsız hale geldi. İktidar hâlâ rakamlarla oynayarak tarıma sahip çıktığını iddia ediyor.”




