Son Mühür/Gamze Eskiköy- Çeşme’nin Ildırı, Gerence ve Ilıca koylarında yaklaşık 300 orkinosun ölü ya da yaralı halde kıyıya vurması bölgeyi alarma geçirdi. Çeşme Çevre Derneği de geçtiğimiz günlerde sahile vuran balıkların sayısının 300’e ulaştığını açıklamıştı. Henüz resmi bir rapor paylaşılmazken, EBSO Et, Balık ve Su Ürünleri Sanayi Meclis Üyesi Musa Nedim Anbar, Son Mühür’e yaptığı açıklamada ölümlerin nedenine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Bakterinin adı ‘Lactococcus garvieae’

Balık ölümlerinin temelinde kirli suların denize bırakılmasının yattığını vurgulayan Musa Nedim Anbar,“Balıklar ölüyor. Doğadaki arıtmasız suları denize ne kadar çok basarlarsa, İzmirliler de o kadar çok öldürmeye devam edecek.Bakterinin adı Lactococcus garvieae. Gram-pozitif, fakültatif anaerob bir bakteri türüdür. Özellikle balıklarda enfeksiyonlara yol açmasıyla bilinir ve su ürünleri sektöründe önemli kayıplara neden olur” dedi.

Arıtma tesisi yetersiz!

Anbar, İzmir Körfezi’nde geçmişte böyle ölümler yaşanmadığını hatırlatarak, Çiğli’deki arıtma tesisinin yetersizliğine dikkat çekti. Anbar, “Çeşme Körfezi’ni bırakın, İzmir Körfezi’nde geçen seneden önce balık ölümleri var mıydı? Hayır. Sadece Gediz ve Melez Çayı’ndaki sorunlar değil, İzmir’in Çiğli’deki arıtmasının yetersiz olması nedeniyle zaman zaman by-pass yapılıp bütün İzmir’in kirli suyunun oraya deşarj edilmesi de bu ölümlerin sebebi. Aynı şey Çeşme’de de yaşanıyor. İkinci konutların yüzde ellisinin arıtması yok. Doğrudan denize ya derin deşarj yapıyorlar ya da bir şekilde denize döküyorlar” diye konuştu.

Ölü balıklardan numune alın, bakteri çıkacak!

Ölümlerin “balıklar zehirli” söylemleriyle açıklanamayacağını belirten Anbar, “Bu rezaletin önüne geçilmesi lazım. Yoksa ‘balıklar zehirliymiş’… Kim söylüyor bunu? Hangi bilim insanı, hangi geri zekâlı? Adını söyledim bakterinin; gitsinler o ölü balıklardan bir tane alsınlar, analiz yapsınlar. Bu bakterinin çıktığını görecekler. Çünkü bu, kirli sulardan denizlere ulaşan bir bakteri” şeklinde konuştu.

Denizin içine ettiler!

Çiftliklerde kasıtlı bir müdahale olmadığını vurgulayan Anbar,“Çiftliklerdeki balıkları yetiştiren insanlar bu balıklara iğneyle zehir mi enjekte ediyor ya da öldürüp dışarı mı atıyor? Böyle bir manyaklık olabilir mi? Pırıl pırıl Akdeniz’den yakalanıp buraya getirilen balıklar, geldikten bir süre sonra hastalanmaya başlıyor ve ölüyor. Zaten ilk ölümler doğadaki balıklarda başladı, ondan sonra çiftliklere sirayet etti. İzmir bölgesinde tam beş adet orkinoz çiftliği var. Bunların dört tanesi Çeşme Yarımadası civarında, bir tanesi Sığacık Körfezi’nde. Sığacık’taki çiftlikte tek bir ölüm yok. Çeşme Yarımadası civarındakilerde ise ölüm var. Bu ne demektir? Denize kirli su bırakıyorlar, denizin içine ettiler ve bundan da vazgeçilmiyor” ifadelerine yer verdi.

İzmir Körfezi’nde yaşanan Çeşme’de de olacak

Çözüm için acil adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Anbar, şu uyarıyı yaptı:

“Herkes kendi pisliğinin ‘iyi’ olduğuna inanıyor. ‘Deniz temizlensin ama benim arıtmam çalışmasın, çünkü çok para tutar’ diye düşünüyorlar. Ama deniz temizlenecekse senin arıtmanı da çalıştırman lazım. Maalesef böyle bir mantık, böyle bir zihniyet var.
Bir an önce arıtmaya sahip olmayan konutların sisteme dahil edilmesi lazım. Bunun lamı cimi yok. İzmir Körfezi’nde yaşanan aynı şey, çok yakın zamanda Çeşme’de de olacak. Bir iki sene içinde…”

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY