Son Mühür / Yağmur Daştan- İzmir, geçtiğimiz hafta yağışlı havaya teslim olmuş; gözler can suyu bekleyen barajlara çevrilmişti. Ardı ardına yaşanan sağanaklar su sıkıntısı yaşayan kenti sevindirse de yağışlar ne yazık barajlardaki su sıkıntısı sorununa çare olmadı. Geçtiğimiz yılın 27 Ekim tarihli verilerine oranla, bu yıl su seviyesinin bir hayli geride kalması kuraklık endişelerini artırdı.

İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı Tahtalı Barajı’nda aktif doluluk oranı incelendiğinde, geçtiğimiz yıl yüzde 14,75 iken bu yıl sadece yüzde 1,98 seviyesinde olduğu görülüyor. Buna göre; barajın kullanılabilir su hacmi 42 milyon metreküpten 5,6 milyon metreküpe geriledi. Gördes Barajı’nda ise tablo daha da ciddi: Kullanılabilir su tamamen tükenmiş durumda. Doluluk oranı yüzde 0 olarak ölçüldü.

Balçova ve Alaçatı kuruma noktasınde

Geçen yıl yüzde 13,9 dolu olan Balçova Barajı, bu yıl tamamen boş. Benzer şekilde Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı da yüzde 9,14’ten 0,05’e gerileyerek kritik seviyenin altına indi.
Ürkmez Barajı’nda da doluluk oranı yüzde 9,6’dan 3,7’ye düşerken, kullanılabilir su miktarı yaklaşık 792 bin metreküpten 305 bine geriledi.

Yalnızca Güzelhisar nispeten iyi durumda

Kentteki barajlar arasında tek nispeten iyi durumda olan Güzelhisar Barajı. Ancak burada da doluluk oranı yüzde 66,25’ten yüzde 46,97’ye düşmüş durumda.

Yalnızca Güzelhisar nispeten iyi durumda

“Şimdi mucize beklemeyin”

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, kentin su değerlerini değerlendirdi. Barajlarda sıkıntı olduğunu ve bunun da ekim ve kasım aylarına kadar devam edeceğini uzun süredir söylediklerini altını çizerek açıklamalarına başlayan Prof. Dr. Yaşar, “Ekim aylarından mucize beklenmemeli. İzmir’deki barajlar genelde aralıktan sonra yükselmeye başlar. Ekim ve kasım aylarında yağan yağmurlar önce bitkileri doyurur, sonraki aylarda barajlar yavaş yavaş dolar. Yapılan açıklamaları dikkatle takip ediyorum, yönetimler bu aylardaki yağışlardan mucize bekliyor gibi. İstediği kadar yağsın. İşte, çok ciddi şekilde düştük. Nüfusumuz da her geçen gün artıyor, şu anda 750 bin fazlamız var. Maalesef ki İZSU yönetiminde jeoloji mühendisleri, su bilimciler yok. Eğer yönetimde su bilimci olsaydı krizi daha önce görür, su kesintileri çok daha önceden başlardı. Mucizeyi ne iklimden ne yağıştan bekleyin. Kasımın ilk yarısında bu rakamlar yine sıfırlanabilir. Eğer geçen sene daha mantıklı adımlar atılsaydı tablo daha iyi olurdu” dedi.

“Su kesintileri daha önce olmalıydı”

Yaz döneminden bu yana gece saatlerinde yapılan su kesintisi uygulamasının oldukça yararlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yaşar, şunları aktardı: “Bu uygulama hemen her gün 100 bin metreküp su tasarrufu sağlıyor. Belki bunu belediye de bilmiyordur. Baktığınızda bu uygulama aslında kimsenin canını da acıtmıyor. Şimdi sormamız gereken şey şu: Neden bu uygulamaya geçen sene başlamadık? Geçen sene başlasaydık kuyularımızı rahatlatırdık. Kuyular şu anda ciddi anlamda derinlere indi. Önemli olan şu anda yağmurun ne kadar çok yağdığı değil; senin suyu nasıl verimli kullandığın.”

Bu yıl İzmir’de neler yaşanacak?

“Aralık ayından sonra barajlar hafif hafif dolacaktır” diyen Yaşar, geçen seneki yağışlarda Tahtalı Barajı’nın bir önceki yıla göre yüzde 5’lik bir seviye arttığını bu yıldan ise daha da umutlu olduğunu sözlerine ekleyen Yaşar, “Bu yıl çok güzel yağış bekliyorum. Ekim ayı baktığınızda yapış ortalamanın üzerinde yağdı. Bu sene yüzde 20’yi görürsek çok güzel olur. Nisan ayına kadar bereketli yağmur bekliyorum, sonra ondan sonra yine azalır. Çok iyi yağış bekliyorum. Fakat tüm bunlara rağmen yerel yönetimlere çağrım şudur: Ne kadar yağış olursa olsun su kesmeye devam edin” diye konuştu.

Muhabir: Yağmur Daştan