Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2023 tarihinde kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kaybolmuştu. Yaklaşık 18 gün sonra, 15 Ekim’de Mollakasım Mahallesi sahilinde genç kadının cansız bedeni bulunmuştu.
Olayın ardından başlatılan soruşturma uzun süredir sürerken, İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi’nin hazırladığı yeni rapor, 10 Ekim 2024 tarihinde dosyaya girmişti.
Barolardan ortak açıklama: “Gerçeği gizleyen bir rapor hazırlandı”

Raporun kamuoyuna duyurulması amacıyla Diyarbakır Barosu’nda Van ve Diyarbakır barolarının ortak basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatlarından Zeynep Demir, raporun genç kadının ölümündeki şüpheleri güçlendirdiğini söyledi.
Demir, “Rojin’in göğüs ve genital iç bölgesinde iki ayrı erkeğe ait DNA tespit edilmiştir. Bu dosya bir yıldır sürüyor.
Ancak Adli Tıp, bu kadar kritik bir bilgiyi bir yıl boyunca gizlemiştir. Şimdi artık bu dosya cinsel saldırı ihtimaliyle yeniden değerlendirilmelidir” dedi.
Avukat Demir, sürecin başından beri dosyada “intihar” algısının oluşturulduğuna dikkat çekerek, “ATK’nın geciktirdiği bu bilgi, kadın cinayetlerinde delillerin nasıl karartıldığını bir kez daha gösteriyor. Biz sadece Rojin için değil, adaleti geciktirilen tüm kadınlar için bu davanın takipçisiyiz” ifadelerini kullandı.
“ATK eksik ve hatalı rapor hazırladı”
Dosyanın avukatlarından Nahit Eren ise raporun ciddi bir ihmal içerdiğini vurguladı. Eren, “Bu rapor 6 Kasım’da dosyaya girdi ancak ilk andan itibaren eksikti.
İki erkek şahsa ait DNA tespit edilmişti ama bu DNA örneklerinin Rojin’in bedeninin hangi bölgesinden alındığı belirtilmemişti” dedi.
Avukat Eren, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na defalarca yazı yazılmasına rağmen bilgi verilmediğini belirterek şunları söyledi: “İstanbul 1’inci İhtisas Kurulu, Biyolojik İhtisas Dairesi’nden bilgi almadan eksik bir rapor hazırladı.
Bu durum hem soruşturmanın gecikmesine hem de Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yanlış yönlendirilmesine neden oldu. Ocak ayından bu yana beklenen bilgi, ancak suç duyurusunun ardından dosyaya girdi.”
Eren, Diyarbakır ve Van baroları olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.
“Kızımın katilleri bulunsun”

Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, basın toplantısında yaptığı konuşmada gözyaşlarını tutamadı. Kabaiş, “Bir yıldır acı çekiyoruz.
Cinayeti işleyen kimlerse bulunsun. Diyarbakır ve Van Barosu bize sahip çıktı. Onların desteğiyle bu gerçekler ortaya çıktı” dedi.
Cinsel saldırı şüphesi güçlendi
Rojin Kabaiş dosyasına giren yeni rapor, genç kadının ölümünde cinsel saldırı ihtimalini güçlendirdi. Barolar, olayın “intihar” olarak yansıtılmasına tepki gösterirken, kadına yönelik şiddet ve şüpheli kadın ölümlerinde delillerin karartılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Diyarbakır Barosu’ndan yapılan açıklamada, “Bir yıldır saklanan bu veriler, kadın cinayetlerinde adaletin nasıl geciktirildiğini gösteriyor.
Rojin Kabaiş dosyası, Türkiye’de kadınların adalet mücadelesinin sembollerinden biri haline gelmiştir” denildi.





