ALPER TEMİZ - Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2019 yılında YEKTA-2 kapsamında ihalesi açılan ve ilk iki ihaleyi, Aydın bölgesi için kilovatsaat başına en düşük teklifi 4,56 dolar-cent ile Enerjisa Üretim Santralleri AŞ'nin aldığı ve Muğla bölgesi için ise kilovatsaat başına en düşük teklifi 4 dolar-cent ile veren Enercon Rüzgar Enerji Santrali Kurulum Hizmetleri Ltd. Şti'nin aldığı projede, Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) sonuçları açıklandı.
Enercon Rüzgar Enerji Santrali Kurulum Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan Artuna projesi için 23 adet RES türbinibe 11 Haziran 2024'te, Artuna 2 projesi için planlanan 22 adet RES türbinine 2 Temmuz 2024'te ve GİAİ projesi için planlanan 20 adet RES türbinine 5 Haziran'da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED olumlu raporu verildi.
Ancak proje alanı Muğla’nın Milas, Köyceğiz, Ula ve Bodrum ilçelerinde yükselecek türbinlerin tamamı, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ormanlık alanda yer alıyor. RES türbinleri ve ekleri ile birlikte ise ormanlık alandan yaklaşık 36 bin ağacın kesileceği tahmin ediliyor.
Almanya merkezli rüzgar türbini üreticisi Enercon'un Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Üst Yöneticisi Arif Günyar daha önce, YEKA 2 RES projesi için 2024'te ilk kazmayı vuracaklarını ve 2026'da projenin tamamlanmasını planladıklarını söylemişti. Ancak ormanlıklarının yok edilerek bu tür projelerin uygulanmaya konulmasına yıllardır isyan eden Muğlalı köylüler, "Yeni bir facia ile yüz yüzeyiz" diyerek durumu değerlendiriyor.
"Kârdan kısmak istemiyorlar, ormanları yok ediyorlar"
Yapım süresi dahil santrallerin 49 yıllık lisans süresi ve 15 yıllık alım garantisi olacağı ifade edilen RES'ler için Muğla Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy, "İster yenilenebilir olsun, ister başka bir şey; bu projelerin temelin kâr payından kısmama, azaltmak istememe derdi yatıyor. Rota, hep bu noktaya göre çiziliyor. Mesela Göktepe'de planlanan RES projesinin halkın katılımı toplantısına katıldığımızda projenin kel kayalıklarda yapılması planlandığı için biz buna karşı çıkmadık. Ancak çevre diye tabir ettiğimiz ya da endemik türlerin olduğu, doğal yaşamın yer aldığı ormanlıklar, bu projelerde yıkıma uğruyor. Bunun nedeni, mesafe ve kârdan kısamama arzusu. Çünkü ormanlık alanların bulunduğu bölgeler mesafe açısından ve buna bağlı olarak nakliye kapsamında, onlara göre maliyeti düşürüyor. Çevreye zararı minumum olacak ya da hiç olmayacak daha uygun konumlar da var. Ancak maliyet ve kâr hesapları tercihlerini etkiliyor. Bunun sonucunda kârdan kısmak yerine, ormanlarımızı ve tabiatımızı yok etmeyi tercih ediyorlar. Platform olarak ve Muğla halkı olarak, kârdan kısmak yerine çevreyi talan eden bu gibi faaliyetlerin her zaman karşısında olacağız" dedi.
