Son Mühür/ Gamze Eskiköy- İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB) Şubat ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer’in yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda tarım ve gıda sektörüne dair önemli değerlendirmeler yapılırken, çiftçilerin örgütlenmesi ve sürdürülebilir üretimin önemi vurgulandı. Tuncer, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesiyle sektörün büyümesinin mümkün olduğunu belirtirken, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak ise İzmir’in tarım ve gıda ihracatında ülkenin lokomotif şehirlerinden biri olduğunu ifade etti.

İzmi̇r Ti̇caret Borsasi Subat Ayi Mecli̇s

“Çiftçinin örgütlenmesi şart”

Toplantıda konuşan, Tuncer, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi /KKYD) programının bu yıl 16. kez ilan edildiğini, 2006-2025 yılları arasında İzmir’e 605 milyon tl yatırım sağladığını bu süreçte, bakanlığın nakdi desteği 285 milyon lirayı aştığını açıkladı. Söz konusu program kapsamında İzmir’de tamamlanan 528 projede 5043 kişiye istihdam sağlandığını söyleyen Tuncer, “Tarımsal yatırımların artmasında ve sektörün büyümesinde kritik bir role sahip olan KKYP ve İPRAD destekleriyle yeni yatırımlar yapabiliriz.

Tarımın gelecek 10 yılının planlandığı 4. tarım ve orman şurası çalışmaları yürütülmektedir. Sayın cumhurbaşkanımız mayıs ayında, Dünya Çiftçiler Günü’nde sonuç bildirgesini açıklayacaktır. Sektörün uzun vadeli stratejilerinin belirlenmesi açısından büyük önem taşıyan şura’nın temel hedefleri arasında, çiftçinin örgütlenmesi, toprak ve su kaynakları ile biyo-çeşitliliğin korunması, tarımsal piyasaların düzenlenmesi, ve uluslararası rekabet gücünün artırılması gibi hedefler yer almaktadır” dedi.

Sayısal olarak güçlü, etkin olma açısından zayıfız”

Ülkemizin çıkarlarını korumak, politikaları lehimize göre şekillendirmek ve siyasi karar alma süreçlerini etkilemek için güçlü bir lobiye ve tarım diplomasisi becerisine sahip olmamız gerekmektedir” diyen Tuncer, Potansiyelimiz yüksek. ülkemizde faaliyet gösteren sadece kooperatifler, birlikler ve ziraat odalarının sayısı 13 binden fazla ve bunlara üye veya ortak kişi sayısı 10 milyondan fazla. Ancak, sayısal olarak güçlü, etkin olma açısından ise zayıf bir örgütlenmemiz var “diye konuştu.

Yıllık değişim en yüksek tohum ve dikim materyalinde

Tuncer son olarak, “Türkiye istatistik kurumunun düzenli olarak yayınladığı tarımsal girdi fiyat endeksi on iki aylık ortalamaya göre son bir yılda yüzde 41 oranında artış kaydetti. Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup, yüzde 52’lik artışla tohum ve dikim materyali iken, en düşük yıllık değişim yüzde 21 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Girdi yoğun bir sektör olan tarımda ilaç, gübre ve enerji gibi temel faktörlerin fiyatlarının düşüşte olması umut vericidir. Ancak, sürdürülebilir üretim için gerekli olan en önemli şeyin istikrarlı fiyatlar olduğunu da unutmamak gerekir” diye belirtti.

“İzmir tarım ve gıdada öncü”

İzmir’in tarım ve gıda ihracatında ülkemizin öncü şehirlerinden biri olduğunu söyleyen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, “2024 yılında 4,4 milyar dolar tarım ve gıda ürünü ihraç etmişiz ve ülke toplamındaki payımız yüzde 13,4. İthalatımız ise 2,6 milyar dolar, toplam ithalattaki payımız ise yüzde 10,9. İzmir olarak en fazla ihraç ettiğimiz ürünler; toplam yüzde 62 pay ile sırasıyla işlenmiş sebze ve meyveler, tütün ve tütün ürünleri, bitkisel ve hayvansal yağlardır. İlimizden yapılan ihracatta son yılların yükselen sektörlerinden birisi olan su ürünleri grubu ise 402 milyon dolar ile dördüncü sırada yer alıyor” dedi.

İzto Bülent Uçakk

"Pamuk üreticisi para kazanamıyor

Pamukta  yapılan değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkan hususları açıklayan Uçak, “Birincisi, pamuk üreticimiz maalesef son üç sezondur para kazanamıyor. Çiğitli pamuk ortalama fiyatı; 2022 yılında 15,7 lira, 2023 yılında 19,1 lira ve içinde bulunduğumuz sezonda ise 23,1 lira oldu. Son üç sezonda tarımsal girdi fiyat endeksinin yüzde 135 arttığı, prim miktarının ise değişmeden 1,6 lira olarak kaldığı düşündüğünde pamuk üreticimizin durumu net olarak ortaya çıkmaktadır. İkincisi; son yıllarda enerji, işçilik ve finansman maliyetlerindeki artışlar tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün uluslararası rekabet gücünü olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde sektörde çok sayıda firma üretimini, başta Mısır olmak üzere başka ülkelere taşıdı. Son 1-2 yıldır ihracatta artış yaşanmaması ve sektörün istihdamının 250-300 bin kişi azalması da yaşanan sıkıntıların bir göstergesi” dedi.

"Destekleme mekanizmalarını hayata geçirmeliyiz"

Uçak, üçüncüsü sorunu Tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün rekabet güçlerinden birisi önemli bir pamuk üreticisi olunmasından kaynaklandığını ifade ederek, "Ancak, sanayimizin ihtiyacı olan kaliteli hammadde için pamuğun hem üretim aşamasındaki hem de işlenme aşamasındaki standartlarını yükseltmek zorundayız. Bu amaçla tohumdan hasada kadar üretim süreçlerimizi iyileştirmeli, aynı zamanda çırçır işletmelerimizin çalışma koşullarını yeniden düzenlemeliyiz. Dördüncüsü; sürdürülebilir pamuk üretimi hem rekabet açısından hem de ekosistemimizi korumak açısından büyük önem taşıyor. Organik, iyi tarım uygulamaları, BCI ve onarıcı tarım sistemleri gibi her türlü sürdürülebilir pamuk üretimini artırmak için destekleme mekanizmalarını hayata geçirmeliyiz" diye sözlerine ekledi.

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY