CHP Grup toplantısı Özgür Özel başkanlığında coşkulu bir kalabalıkla başladı. Özel konuşmasına, “İzmir İstanbul ve Türkiye’de güçlenerek başlıyoruz. Örgütümüzle uyum içinde çalışan ve bağımsız görevlerin sürdüren Cemal Enginyurt ve Salih Uzun’u baba evine Cumhuriyet Halk Partisine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün evine katılmak üzere kürsüye davete ediyorum” diyerek başladı. Şenol Aslanoğlu’nun da kürsüye davet edildiği toplantıda Özel, Cemal Enginyurt ve Salih Uzun’a rozetlerini taktı.
"Bütünleşerek güçlenmeye geldim"
Uzun konuşmasında, “Merkez sağ siyaset geleneğinden geliyorum. 35 yıla yakın siyasi hayatımın tamamı oradan geçti. Ben bir siyasi partiden başka bir siyasi partiye geçmeye gelmedim. Peki niye geldim? Çünkü bugün yapılacak tek şey birleşme, dayanışma, birlikte direnme, mücadele. Mademki birisi bizi bütünüyle parçalamaya çalışıyor, ona inat bütünleşerek güçlenmeye geldim. Bugün bir zorunluluk var. Nedir? Cumhuriyet fikrini bir ulu çınar gibi düşünün. Cumhuriyet Halk Partisi ve benim geldiğim merkez sağ siyaseti o ulu çınarın iki ana dalıdır. Şimdi o dalların birbiriyle rekabeti içerisinde olamayız. Çünkü cumhuriyet çınarının bırakın dallarını gövdesini hatta kökünü kurutmaya çalışanlar var.
"Zorunluluk işte burada"
Bir zalim oduncu eline almış baltayı cumhuriyet çınarının gövdesine vuruyor. Hınçla vuruyor intikam hissiyle. İşte zorunluluk burada cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma zorunluluğu. İşte ben bugün buraya tarihi sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan Cumhuriyet Halk Partisi’ne tarihi sorumluluğunu yerine getiren bir demokrat olarak geldim. Sadece cumhuriyet ve hukuk değil bir de ekmek mücadelesi var. Ben bugün buraya Müslümanım diye diye Müslümana gavur eziyeti çektirenlerden bu ülkeyi kurtarmak için mücadeleye geldim. Devranı döndürmeye geldim. Bu devran dönecek emin olun. İşimiz çok yükümüz ağır” dedi.
"İzmir’in dağlarında çiçekler açar"
Cemal Enginyurt ise, “İzmir’in dağlarında çiçekler açar. Altın güneş orda sırmalar saçar. Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar. Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa. Adın yazılacak mücevher taşa” diyerek coşkulu bir alkış tufanıyla başladı. Enginyurt şöyle devam etti: “Salih Uzun kardeşimle birlikte bize gönlünü açan cumhuriyet halk partisi başta genel başkanımız özgür özele ve siz cum hal par çok teşekkür ediyorum. Biz Cumhuriyet Halk partili değildik. Genel başkanım da benden çok çekti hatta.
"Biz helalleştik ya siz?"
Twitterda yazmaya başlamışlar sen eskiden şöyle söylüyordun diye, ne yaptın helalleştin mi? Ben Özgür Özel’e çok teşekkür ediyorum. O zaten davasını geri çekerek benimle helalleşmişti, sağ olsun. Biz helalleştik ama siz Soma’dakilerle helalleştiniz mi? Ankara tren garındakilerle, İliç’le, Amasra’yla, Bolu’da yitirdiğimiz 78 canla helalleştiniz mi soruyorum? Siz mülakatta elenen Mert evladımızın ailesiyle helalleştiniz mi? Biz sarı saçlı mavi gözlü dev adam Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine geldik. Demokrasinin dayanışmanın gücün, iradenin ve kurtuluşun son kalesi Cumhuriyet Halk Partisi’ne geldik. Bütün Türkiye’deki Cumhuriyet Halk partililere çağrıda bulunuyorum. Öyle bir dönemdeyiz ki sen beni yeneceksin ben seni yeneceğim kavgasında değiliz.
"Mustafa Kemal’in askerleri olacağız"
Başımızda öyle bir adam var ki adı Recep Tayyip Erdoğan, bizi öyle bir hale getirmek istiyor ki ya benimsin ya kara toprağın dedirtmeye çalışıyor. Ne senin olacağız Erdoğan ne de kara toprağın Mustafa Kemal Atatürk’e asker olacağız. Korkmuyor musunuz diyorlar, nasıl bu kadar cesursunuz? Biz de diyoruz ki biz korkuyu Kerbela’da bıraktık. Bu korku imparatorluğunu yaratıcısına sesleniyorum bu tek adamlık sevdasıyla baskı ve zulüm düzenini kurana sesleniyorum, Silivri’dekiler adına sesleniyorum, zulüm denizde yüzemez gemi batırmazsak bize yazıklar olsun. Suçsuz yattığımız zindanda sizi yatırmazsak bize yazıklar olsun. Bizi aranıza kattığınız için teşekkür ediyoruz” dedi.
Üzerinden iki hafta geçti
Özgür Özel konuşmasında, “Enginyurt ve Uzun’a bundan sonra bizimle verecekleri demokrasi ve yeniden kurtuluş mücadelesinde başarılar diliyorum aramıza hoş geldin diyorum” diyerek başladı. Özel Kartalkaya faciasına değindi: Kartalkaya otel faciasının üzerinden tam iki hafta geçti. İçişleri Bakanı tüm sorumluların 10 gün içinde belirleneceğini taahhüt etmişti. Sözün üzerinden 14 gün geçti. Sorumlular, sorumluluklar ortada yok.
Önce korsan dediler
Rapora önce korsan dediler. İsimleri resimleri açıkladık. 7 kişilik bilirkişi heyeti mesleki namuslarına ve kişisel onurlarına sahip çıktılar ve suçlu görmediklerin o rapora ilave etmediler, suçlu gördüklerini de çıkarmadılar. Bu sefer önce dediler ki, o rapor korsan, bizim bu raporu ifşa etmemizden ve bilirkişinin raporun arkasında durmasından sonra bu kez, “İhtiyaç gördük heyeti genişletiyoruz” dediler. Mevcut bilirkişiyi inkar edemeden… O günden bu güne yeni bilirkişiler birkaç gün çalıştılar, ama ortada hiçbir rapor yok.
Rapora göre belirlenecekti
Oysa gözaltındakiler hakim karşısına çıkarken o rapora göre sorumlulukları belirlenecek, hakim tarafından karar bilirkişinin bulduklarına göre verilecekti. Sorumluluğu sosyal medya faaliyetiyle CHP’ye yüklemeye çalışanların milletin gönlünde yeri olmadığı, herkesin bu meseleyi doğru yerden okuduğunu gördüler. Gözlerine far tutulmuş tavşan gibi hakikatin karşısında hareketsiz kaldılar. 14 gündür kıpırdayamıyorlar. 14 gündür bilirkişi raporu olmaksızın tutuklamalar yapıldı ve 14 gündür Bolu Cumhuriyet Başsavcısı'nın Ankara'dan yediği tazyik üzerine hakikatten, AK Parti'yi nasıl sıyırırım, buraya Cumhuriyet Halk Partisi'ni nasıl bulaştırırım, bunun çabası var.
Televizyon programında açıklamış
Turizm Bakanı televizyon son önüne çıktığında 25 kez, bilmiyorum, haberim yok, bilemiyorum, diyerek aslında nasıl bir acziyet içinde olduğunu ifade etmiştim. Daha sonra kendisinin 2 yıl önce, 3 yıl önce çıktığı bir televizyon programı çıktı. O programda kendi ağzından tane tane, Belediyelerin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı dediğiniz aslında nedir biliyor musunuz? Yangın belgesidir, itfaiye içeriklidir. Bu belgeyi verirler, bir daha turizm tesislerinde denetleme yapmazlar. Bizde ise öyle değildir. Bizde sınıflandırma belgesi vardır. Bakanlığın belgesi, işletme belgesidir ve bakanlık düzenli olarak buraları kontrol eder, düzenli olarak gider, denetler, diyerek aslında Bolu Belediyesi'nin bir kere gitmesi gerektiğini ama daha sonra denetimin, rutininin kendilerinde olduğunu ve bir şey istenecekse kendilerinin isteyeceğini açıkça söylemiş. Bu mızrak daha fazla bu çuvala sığmaz.
Bu utanç beklemez
Bu utanç daha fazla gizlenemez ama bekleyecekler, bekliyorlar. 21 Ocak’ta yangın sürerken onlar önce 6 sonra 10 kaybımız var, deyince biz 66 kaybı bilip valilik ya da bakan açıklayacak, onların görevidir onlar açıklasın diye beklerken, 6 saat Ankara il kongresini bekledik. Kürşat Zorlu’ya yangın sürerken sanki yangından kaçıyormuş gibi rozet takıp, biz haftalık grup toplantısın ertelerken Ankara il kongresini bir güzel yapıp oradaki konuşmasından sonra gerçek rakam açıklandı. Ben buradan sayın Erdoğan’a sesleniyorum, Ankara il kongresi ayıplı bir işti yanlış yaptınız şimdi büyük kongreyi beklemek daha büyük bir yanlıştır. Bu bakanı derhal görevden alınız çünkü o bakanı ne gün görevden alırsanız alın şu gerçeği değiştiremezsiniz, bu bakanı da iktidarınız boyunca bu ülkeye felaketler yaşatan bütün bakanları da atayan kalem sizsiniz kalem sizin mürekkep sizin sorumlu da sizsiniz. Bunu değiştiremezsiniz.
Soruşturma komisyonu önerisi hazırladık
Biz CHP olarak bir soruşturma komisyonu önerisini hazırladık. Bu hafta içinde önce bütün muhalefet partilerinin yönetimlerine ziyaretlerde bulunacağız. Onlardan 279 rakamını sağlayana kadar bu bakan yargılansın önerisinde ortaklaşmak için çaba sarf edeceğiz. Ardından 21 tane vicdanlı milletvekiline ihtiyacımız var. AK Parti ve MHP’ye o gün sesleneceğiz. Milletvekillerine teker teker ulaşıp bu ayıba ortak olmayın diyeceğiz. Gelin bu bakanı yüce divana yollayalım. Anayasa mahkemesi önünde açık bir şekilde bu çark nasıl kurulmuş, sistem nasıl çürümüş bu denetimler nasıl olmamış bu evlatlar nasıl yanmış kül olmuş bu hayatlar nasıl sönmüş hep beraber bakalım. Biz Kartalkaya sorumlularının soruşturulması için mecliste bulunan 593 babaya, anaya, evlada, kardeşe bu milletin vazife verdiği 573 yüreğe sesleniyoruz, var mısınız bundan hesabı hep beraber soralım” dedi.
Yapılanları unutmadık
Özel 6 Şubat depremleriyle ilgili devam etti sözlerine: “2 yıl önce Kahramanmaraş merkezli 11 kentimizi yıkan 53 binin üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren, dirençli kentler için bir kör kuruş harcamayan, yalnızca imar 26 milyar lira toplayan ve bu faciaya engel olamayanların, 3 gün harekete hazır Türk ordusunu korkuyla kışlada tutmaları, millet kar altında duruyorken çadır sattıranları unutmadık. CHP olarak önümüzdeki 11 ilde 90 milletvekilimizle birlikte üç günde, depremde yıkılan neresi varsa, hasar gören tüm illerde var gücümüzle olmaya, onlara iki yıl önce olduğu gibi, iki yıl sonra da dokunmaya, sorunları Meclis’e taşımaya gidiyoruz."
Kiralar yüzde 100 arttı
Özel, enflasyon rakamlarına da değinerek şöyle konuştu: “Geçen seneye göre kiralar yüzde 100 artmışken, asgari ücretliye yüzde 30, emekliye yüzde 12 zamlarla bu insanların hem barınması hem de karınlarını doyurması bekleniyor. Dün ocak enflasyonu açıklandı. TÜİK’e göre fiyatlar bir ayda 5,03 arttı. Oysa ENAG yüzde 8,22’lik bir enflasyon hesapladı. Geçen ay TÜİK enflasyonu yüzde 1 çıkarırken aslında bu aya doğru ötelediğini hepimiz biliyorduk. Yapılacak zamları ocak ayına bırakarak hesabı TÜİK’te bir tuttular ve bu ay 5 oldu. Bu her emekli ve memurun cebine girecek paradan yüzde 4 çalmak demektir.”
Teğmenlerin tazminatları karşılanacak
Özgür Özel, konuşmasında teğmenlere de değinerek, verilecek olası tazminat cezalarını karşılayacaklarını söyledi.
Özel, "Beş teğmen ve üç komutan hepimizin onurudur ve gururudur. İktidar değişiminden sonra mümkün olan en kısa süre neyse teğmenlerimizi hiçbir kayıpları olmadan dönem arkadaşlarından asla geri bırakmadan kayıplarını telafi edeceğiz. Teğmenler için çıkacak olası tazminatları maaşlardan yapılacak kesintilerle ödemeyi oylarınıza sunuyorum. Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Teğmenimin yediği ekmek de, yaktığı kurşun da borç bizim borcumuzdur" dedi.
Özel toplantıyı şöyle bitirdi: “Ya hep beraber ya hiçbirimiz, hep birlikte kurtulacağız. Bu milleti 100 yıl öncesinde olduğu gibi bir daha kurtaracağız. Cumhuriyet ve demokrasiyi bir daha kuracağız. Size güveniyorum bu güzel ülkeye güveniyorum.”