Son Mühür/ Gamze Eskiköy- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubeleri, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümünde İzmir’deki hastanelerin depreme karşı güvenli olmadığına dikkat çekerek basın açıklaması yaptı. İzmir depreminden dört yıl sonra bile gerekli önlemlerin alınmadığını vurgulayan sendika, özellikle Menemen Devlet Hastanesi ve Buca Kadın Doğum Hastanesi’nde çalışanlardan gelen şikayetlere dikkat çekti. Yetkililere "İnsan hayatından tasarruf olmaz" diyerek seslenen sendika, önlenebilir ölümler yaşanmadan harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.
Hastanelerle ilgili bir gelişme yaşanmadı
Yapılan basın açıklamasında, "6 Şubat depremlerinin ikinci yılı ,İzmir depreminde 4 yılı geride bıraktık . Son günlerde de Ege denizinde ki fay hatlarının hareketliliğini de düşündüğümüzde İlimizde sağlık hizmeti veren özellikle yataklı birimler olan hastaneleri ve diğer gündüz sağlık hizmeti veren ASM’ler başta olmak üzere sağlık kuruluşları deprem anlamında alarm vermektedir.
Sendika olarak Kasım 2024’te sağlık hizmetleri veren hastanelere ilişkin bilgi edinmek ve diğer sağlık hizmetlerinde ki sorunlara ilişkin hem genel merkez düzeyinde görüşme hem de yazılı olarak başvurmamıza rağmen maalesef ki şu ana kadar depreme dayanıklı olmadığını tahmin ettiğimiz ve çeşitli hasarlı kolon fotoğrafları sendikamıza iletilmiş olan hastaneler ile ilgili bir gelişme yaşanmamıştır" denildi.
İzmir'de 2 deprem risk altında!
Yapılan ortak basın açıklamasında son olarak şu ifadelere yer verildi:
"2020 yılında yaşadığımız İzmir depreminde Buca Seyfi Demirsoy Eğitim Araştırma Hastanesinin tahliye edilmesiyle bunun en acı örneğini yaşamış bir il olarak buna yenilerinin eklenmesini istemiyoruz.
Özellikle Menemen Devlet Hastanesi’nin bazı blokları ve Buca Kadın Doğum Hastanesinden bu konu da çalışanların sendikamıza ulaştığını ve bu iki hastaneye ilişkin gerekli tedbirlerin alınması gerektiği sendikamız tarafından İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne iletilmiştir. Afet durumlarında hastanelerin sağlık hizmetinin sunumu açısından kritik öneme sahip olduğu hepimizce bilinmektedir. Böylesi bir durumda hastanelerin afet halinde hasar alması hem orada çalışan sağlık emekçileri için hem hizmet alan hastalarımız için hem de afet anında sağlık hizmetine ihtiyaç duyacak tüm yurttaşlarımız için istemediğimiz sonuçlar doğuracaktır.
Depreme uygun olmayan binalarda sağlık hizmeti üretmeye devam etmek ülkemiz gibi sıkça depremlerin yaşandığı bir yerde tam ifadesiyle sorumsuzluktur. Bu sebeple yetkileri yeniden göreve çağırıyoruz ve önlenebilir ölümlerin yaşanmaması için derhal gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Kamuda tasarruf adı altında hastanelere tek kuruş harcamak istemeyen bakanlık yetkililerine bir kez daha hatırlatmak isteriz ki insan hayatından tasarruf olmaz"





