Gösteri sonrasında açıklamalarda bulunan Karamehmet, “Ana hayat amacım insanların, özellikle de kadınların yaşamın her alanında potansiyellerini sonuna kadar kullanabildiğini görmek. 25 yıldır bu amaçla çalışıyorum. Tiyatro da bu sürecin bir parçası oldu” dedi.
Tiyatroya profesyonel bir oyunculuk amacıyla değil, farkındalık yaratmak için adım attığını belirten Karamehmet, “Hayatım boyunca kullandığım tüm araçlar gibi, tiyatroyu da insanları uyandırmak, düşündürmek için kullanıyorum” ifadelerini kullandı.
‘Tiyatrocu olma telaşım yok’

Nefes koçluğu, meditasyon, zihin çalışmaları ve kitaplarıyla tanınan Karamehmet, şimdiye dek 13 kitap kaleme aldığını, eğitim ve seminerlerle binlerce kişiye ulaştığını hatırlattı. “İnsanlar beni nefes koçu olarak tanıdı ama bu sadece kullandığım araçlardan biriydi” diyen Karamehmet, tiyatronun da bu araçlara eklendiğini söyledi. “Bir tiyatrocu olma telaşım yok. Sadece anlatmak istediğim şeyleri mizahla daha etkili kılmak istiyorum” şeklinde konuştu.
' İnsanı merak ediyorum'
Londra’da 15 yıl önce oyunculuk eğitimi aldığını söyleyen Karamehmet, bu eğitimi sahne sunumlarını zenginleştirmek amacıyla tercih ettiğini belirtti. “Yıllardır insanla çalışıyorum. Davranış bilimciyim. İnsan doğasını, tepkilerini ve dönüşümünü hep merak ettim. Oyunculuk eğitimim de bunun bir uzantısıydı. Konularımı daha etkili sunmak için duygular arasında geçiş yapmayı öğrendim. İzleyiciler de bu duygusal geçişleri çok güçlü hissettiklerini söylüyor” dedi.
'90 dakikada gerçek ve komik bir ayna'

Eğitimlerinde sıkça anlattığı hayat hikayelerini bir araya getirerek tiyatro formuna dönüştüren Karamehmet, sahnede kendisiyle dalga geçmekten çekinmeyen mizahi bir üslupla insanlara sesleniyor. “İnsan, mesajı mizahla, kendi hayatından örneklerle anlatınca çok daha etkili oluyor. Seyirciyi rahatsız eden, düşündüren, sorgulatan bir yapısı var bu gösterinin. Aynı zamanda çok komik. Renkli, dinamik ve içten bir anlatım dili tercih ettim” diye konuştu.
İzmirli izleyicilerden tam not
Gösteriye İzmir’in tanınmış simaları da yoğun ilgi gösterdi. Şarkıcı Pınar Aylin, “Nevşah benim çocukluk arkadaşım. Gösteri öncesi kısa bir versiyonunu izlemiştim ama bu sahne bambaşka bir boyut. Eşimle birlikte keyifle izledik” dedi.
Türk Eğitim Vakfı İzmir Şube Başkanı Gülnur Soybayraktar ise, “Nevşah Fidan’ın bu yönünü daha önce hiç görmemiştim. Nefes koçu olarak tanıyordum ama sahnede bambaşka bir enerjiyle karşılaştım. Samimi, dürüst, düşündürücüydü. Özellikle kadınlara büyük ilham verdiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
'Erkekleri sarsan bir gösteri'
İş insanı Hüsnü Birman da gösteriden oldukça etkilendiğini belirtti. “Tanıtımında ‘Erkekler mecburen, kadınlar baş tacı’ yazıyordu. Şaka zannediyordum ama gerçekten erkekleri sarsan bir performans izledik. Çok güldüm ama aynı zamanda çarpıldım. Erkeklerin de izlemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
'Kadının ruhuyla cesur bir yüzleşme'
Gösteriyi izleyen Psikolog Semra Aydın ise sahnedeki içsel yolculuğun çok etkileyici olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir kadının ruhuyla yüzleşmesini sahneye taşımak cesaret ister. Nevşah Hanım bunu ustalıkla yaptı. İzleyiciyle kurduğu bağ çok güçlüydü. Farklı, cesur ve ilham verici bir gösteriydi.”
Gösteri sonrası görüş bildiren diğer izleyicilerden iş insanı Funda Serter, “İzmirli bir kadın olarak çok gurur duydum. Gösteri cesur, zekice ve doğaldı. Çok beğendim” dedi. Gazeteci Gamze Cantürk ise “Kadınların yaşadığı dönüşümleri çok sahici şekilde yansıttı. Cesareti ve samimiyetiyle fark yarattı” ifadelerini kullandı.
Influencer Ayça Aydın da, “Sahnede zeki bir kadını izledik. Kadının ataerkil toplumdaki yerine dair farklı bir bakış sundu. Hem düşündürdü hem güldürdü” dedi.





