Uruguay’ın efsanevi devlet başkanı Jose Mujica öldü.
Latin Amerika Solu’nun simge ismi, ‘’ Dünyanın en fakir başkanı ‘ Mujica, 89 yaşındaydı.
Yemek borusu kanseri, karaciğerine sıçrayınca tedavi görmeyi reddetmiş ve vasiyetini açıklamıştı
Çiftlikteki sekoya ağacının altına, köpeği Manuela’nın yanına gömülmek istediğini açıklamıştı.
2010-2015 yılları arasında görev yaptığı dönemde maaşının çoğunu bağışlaması ve eski bir Volkswagen Beetle kullanması nedeniyle dünyanın en fakir başkanı olarak biliniyordu.
Maybach Mercedes’ten aşağı inmeyen RTE, Volkswagen’e biner, maaşının çoğunu da bir defaya mahsus olmak üzere ihtiyacı olanlara bağışlar mı dersiniz?
*
Bülent Ersoy, bu konuda hiç akla gelmez bir gündem oluşturdu.
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda; 1,5 milyon liraya 10 metre derinlikli, şifreli ve asansörlü mezar yaptırdı.
Geride akla gelmez derecede bir servet bırakarak öteki dünyaya göçen Arabesk sanatçısı Ferdi Tayfur’un çoluğu çocuğu mezarı başında nerdeyse birbirine girdi. Onca para, demek ki çocuklarının hiçbirini mutlu etmeye yetmedi.
Alparslan Türkeş ile Necmettin Erbakan öldüğünde geride olağanüstü bir servet bırakmış, çocukları bu konuda anlaşmazlığa düşmüş, aralarındaki çekişme günlerce gazetelerde haber olmuştu. Türkçülük, İslâmcılık çocukların hiçbirini etkilememiş demek ki… Onlar hep paranın safını tutmuşlardı.
Herbiri, sağlığında lüks makam araçlarına binmiş, marka giyinmişler ve maaşlarını da ihtiyacı olanlara dağıttıkları gibi bir haber yapılmamıştı hiç.
Bu siyasilerin sözcülüklerine soyunmuş görünen din adamları da nedense hep fakirliği/ yoksulluğu öven konuşmalara imza atmışlardı. Hatta fakirlerin cennete zenginlerden yarım gün önce gireceklerini söylüyorlar.
Fakirliğe övgü düzülürken lüks yaşamak bizde!
Sözlüklerde bunun adına ne derler hiç merak ettiniz mi?
Mujica; dürüst, saygın, sevimli, halkçı bir başkandı. Paranın, depdebeli yaşamın tutsağı olmadı.
Yeri gelmişken soralım: Bizde öylesi bir Başkan oldu mu hiç?
Uruguay denince aklıma bir de gazeteci- yazar Eduardo Galeano geliyor.
Onun için ‘’ Dünyanın Vicdanı ‘’ deniyor.
Romanları kadar söylediği önemli sözlerle de entelektüel dünyanın beyninde yer etmiş durumda.
Latin dünyanın emekçilerince de saygınlığı tartışılmaz bir yazar.
Ne diyor biliyor musunuz, ‘’ Hayırseverliğe inanmıyorum. Dayanışmaya inanıyorum. Hayırseverlik dikeydir, yukarıdan aşağıya doğru gider. Dayanışma yataydır, diğer kişiye saygı duyar. Diğer insanlardan öğrenecek çok şeyim var.’’
Bir başka sözü de şöyle: ‘’ Mutlu azınlığın doyması için yığınların açlıktan ölmesi gerekir.’’
En sevdiğim sözü de şu: ‘’ Eğer itilmezse hiçbir diktatör düşmez.’’
Mujica ve Galeano, Latin Amerika’nın iki güzel insanı!
Arada bir bu ikisini anımsamakta yarar var. Vicdan muhasebesi için…
*
Bizim de Mustafa Kemal’imiz, İnönü’müz, Nazım Hikmet’imiz, Sabahattin Ali’miz, Sait Faik’imiz,Orhan Kemal’imiz var.
Bir de Boğaziçi’nden, ODTÜ’den ve benzeri diğer üniversitelerde yetişecek olan yeni Mustafa Kemaller, yeni Nazım Hikmetler, yeni Orhan Kemallerimiz!
Ve Türkiye, şundan emin olalım ki yeni Mustafa Kemallere gebe!
15 Mayıs 1919’da güzel İzmir’imiz Yunan askerlerince işgal edilmişti. O işgal, Gazeteci Hasan Tahsin’i doğurdu.
16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan kalkan Kaptan İsmail Hakkı Durusu yönetimindeki Bandırma Vapuru, Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarını Samsun’a götürüyordu.
Bu, umudun Samsun’a çıkışıydı.
27 Mayıs 1960, Demokrat Parti’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyduğu günün adıydı.
27 Mayıs’ın askeri bir eylem olmasına karşın ne 12 Mart ne de 12 Eylül faşist darbeleriyle benzerliği vardır.
28 Mayıs 1990 ise 12 Eylül sonrası kurulan ilk memur sendikası Eğitim- İş’in doğum tarihi.
Niyazi Altunya ve arkadaşlarını unutmak ne mümkün!
Mayıs’ın unutulmaz bir tarihi de 7 Mayıs 1924.
Cumhuriyet gazetesi yayın yaşamına başlamıştı o gün.
1 Mayıs ise tüm dünyanın kutladığı İşçi Bayramı olarak belleklerde yer etmiş durumda.
*
Sevimli/ Fakir Başkan Mujica; manolyaların açtığı, yaseminlerin mis gibi kokular yaydığı bir mayıs gününde unutulmazlar listesine adını kazdırarak dünyamıza veda etti.
Uruguay halkına başsağlığı diliyorum.
Mayıs’a güzellik ve anlam katanlara da saygı ve özlemle…