Son Mühür - YÖK koordinasyonunda bazı üniversitelerin rektörleri ve sektör temsilcilerinden oluşan "Üniversite-Sektör İşbirliği Komisyonu", Prof. Dr. Erol Özvar başkanlığında YÖK’te bir araya geldi. YÖK Başkanı Özvar, özellikle OSB-MYO mezunlarındaki yüksek istihdam oranlarının bu modelin etkinliğini net bir şekilde gösterdiğini belirtti.

Bu modelin hem öğrenciler hem de işverenler için “kazan-kazan” sağladığını vurgulayan Özvar, şunları ifade etti:

"Yükseköğretim Kurulu olarak hedefimiz, OSB-MYO modelini sadece belirli bölgelerde değil, ülkemizin tüm organize sanayi bölgelerinde uygulanabilir hale getirmektir."

Kurumsal hale getirilicek

"İstanbul Sanayi Odası üyelerinin üniversitelerle halihazırda yürüttüğü Ar-Ge ve Ür-Ge projeleri, Türkiye sanayisinin bilgi temelli üretim kültürünü güçlendirmektedir. Biz, bu ilişkileri kurumsal hale getirmek, projelerin takibini yapmak, sektörel ihtiyaçlara göre eşleştirmeler gerçekleştirmek, üniversitelerdeki akademik bilgi birikimini sanayiye aktaracak ortak platformlar kurmayı arzu ediyoruz."

Staj uygulamaları hakkında da bilgi verdi

"Bugüne kadar amacına hizmet etmeyen ya da verimsiz kalan staj uygulamalarını, işyeri temelli mesleki eğitime dönüştüreceğiz. Öğrencilerimizin yalnızca sınıfta değil, doğrudan iş hayatının içinde deneyim kazanmalarına imkan verecek bu model, onları daha donanımlı, üretken ve istihdam odaklı bireyler haline getireceği inancını taşımaktayız. Bu kapsamda Konya, Gaziantep, İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir ve Ankara olmak üzere 7 ilimizde pilot uygulamalar başlamak üzeredir. İlk aşamada 7 ilde başlatılacak bu uygulamalı eğitim modelini, alınacak sonuçlara göre kısa süre içinde tüm ülkede yaygınlaştırmayı arzu ediyoruz. Öğrencilerimizin 20 gün gibi kısa ve verimsiz stajlar yerine programların niteliğine göre meslek yüksekokullarında 3+1 veya 2+2, lisans programlarında 7+1 veya 6+2 gibi uygulamalarla mesleki tecrübe kazandığı bir modele doğru programlarımızı dönüştürmeye başladığımızı ve bu konuda irademiz olduğunu sizlerle paylaşmak isterim."

'Dönüşüm' vurgusu

Özvar, işverenlerin “ara eleman” bulmakta yaşadığı sıkıntıların zaman zaman gündeme geldiğine dikkat çekerek, beceri açığının nedenlerinin doğru şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Bu sorunun demografik değişim, iş dünyasının değişen ihtiyaçları, yeni mesleklerin ortaya çıkışı ve çalışma hayatındaki beklentilerin evrimi gibi faktörlerden kaynaklandığını ifade eden Özvar, sorunu yalnızca üniversite mezun sayısı veya öğrenci sayısıyla açıklamanın doğru olmayacağını vurguladı:

"Konu, istatistik verilerle sınırlı bir mesele değildir. Bu, büyük bir dönüşümün habercisidir. YÖK olarak sizlerin de desteğiyle ortaya koymaya çalıştığımız, üniversitelerimizin de büyük bir gayretle çalıştığı konu, bütün ekosistemi bu değişime, dönüşüme ayak uyduracak şekilde yeniden yapılandırmaktır. Kamu, üniversiteler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket ederek Türkiye'nin ulusal beceri havuzunu genişletmesi, zenginleştirmesi, gençlerimizin geleceğin mesleklerine hazırlanması ve çalışanlarımızın yetkinliklerinin sürekli güncellenmesi artık genel umumi bir zorunluluk halini almıştır."

Üniversiteler 3 yılda bitebilecek

"Biz YÖK olarak üniversitelerimizle beraber, şartlarını taşıyan ve başarılı olan öğrencilerimizin daha kısa sürede yükseköğretimi bitirmeleri ve mezun olabilmelerinin önünü açmak istiyoruz. Başarılı olan, isteyen daha erkenden okulunu bitirebilmeli. Bunun için bir çalışma içerisinde olduğumuzu söylemek isterim. Burada önemli olan şey, programların çıktıları, müktesebatının öğrenci tarafından alındığının anlaşılması, test edilmesi ve teslim edilmesidir. Bizim yapmak istediğimiz şey, çocuğun alabileceği, elde edebileceği becerilerin bir kısmını müfredatın dışına çıkarmak değil. Aynı müfredatı veya güncellenmiş müfredatı daha kısa sürede bitirebilecek öğrencilerin önünü açmak istiyoruz. Yapmaya çalıştığımız esas olarak budur. Bu vesileyle çalışmalarımız önümüzdeki yıldan itibaren hayata geçirilecektir."

Kaynak: Haber Merkezi