Son Mühür / Yağmur Daştan - Konak Belediyesi’nde memurlar, geriye dönük alacaklarının ödenmemesi ve ödeme takvimi açıklanmaması nedeniyle yarım gün iş bıraktı. Konak Belediyesi meclis toplantısının yapıldığı Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi önünde belediye emekçileri adına basın açıklaması yapan Tüm Yerel Sen 2 No’lu Şubesi, “Artık yeter! Toplu iş sözleşmemizde yer alan sosyal haklarımız askıya alınmış durumda. Yani kısacası, emekçinin alın teri hiçe sayılıyor!” dedi.
“Artık sabrımız taştı!”

Emekçiler adına söz alan Tüm Yerel Sen 2 No’lu Şube Başkanı Murat Bekar, “Bugün burada susturulmaya, oyalanmaya ve yok sayılmaya yeter demek için toplandık” dedi. Konak Belediyesi çalışanlarının artık sabrı kalmadığının altını çizerek devam eden Bekar, “Emekçinin hakkı ödenmiyor alın teri hiçe sayılıyor. Emekçinin hakkı gasp ediliyor. Ama ne yazık ki idare, alın teriyle çalışan İşçiyi, Memuru aylarca oyalıyor, bekletiyor. Biz ise artık beklemiyoruz. Çünkü bu hakkın her kuruşunda emekçinin alın teri çocuğunun rızkı var. Artık sabrımız taştı. Adalet istiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Konak Belediyesi’nde sosyal denge tazminatları ödenmiyor. Yine çalışanlarımızın ölüm parası ödenmiyor. Düğün yardımı ödenmiyor. Çocuk yardımı ödenmiyor. Bizlerden kesilen nafaka kesintileri zamanında yatırılmıyor. Yani belediye yönetimi çalışanının acısında da yok sevincinde de yok. Bir belediye; çalışanının düğününde de yanında olmalı, cenazesinde de. Ama Konak belediyesi yönetimi, çalışanını görmezden gelmeyi tercih ediyor” dedi.
“Bu görevi kötüye kullanmaktır”

Belediyede görevli olan zabıta personelinin tam 2 yıldır istihkak elbiselerini alamadığını öne süren Bekar, şunları söyledi: “Yağmurda, güneşte, karda kışta vatandaşına hizmet eden zabıtaya reva görülen bu mu? Bu sadece bir eksiklik değil, bir ihmal değil kanunen suçtur, bu görevi kötüye kullanmaktır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile ilgili yönetmelikler gereği, Kanun diyor ki: Zabıta personelinin kıyafetleri her yıl düzenli olarak verilmek zorundadır. 2 yıldır görev kıyafeti verilmeyen zabıta personeli, vatandaşın karşısına kendi imkanlarıyla çıkmak zorunda kalıyor. Bu utanç, belediye yönetimine aittir. Yıllardır emek veren, alın teri ile sınav kazanan binlerce kamu çalışanı, Mülakat adaletsizliği yüzünden mağdur ediliyor. Liyakatın yerine torpil, emeğin yerine kayırmacılık konulamaz. Mülakat Sistemi derhal kaldırılmalı, adalet ve eşitlik esas alınmalıdır. Hükümetten beklentimiz nettir. Herkesin hakkı eşit şekilde değerlendirilsin. Emek veren yükselsin, torpille gelen değil. Söz verdiğiniz gibi mülakatı kaldırın, adaleti getirin.”
“Bugün meclis yarın belediyenin önünde”
“Konak Belediyesi’nde adalet kimin yanında? Emekçinin mi, yoksa koltuk sevdalılarının mı? Makamını korumak için susanlar mı haklı yoksa hakkı için dimdik duran emekçiler mi?” sorusuyla devam eden Bekar, “Emekçinin sabrını sınamayın biz bu kentin emekçileriyiz. Biz sustukça hakkımızı yok saydınız ama artık yeter. Yeter artık bu adaletsizlik, bu keyfiyet, bu duyarsızlık. Bizim mücadelemiz emek mücadelesidir. Ne korkarız ne susarız ne de geri adım atarız. Çünkü biz makam için değil, hak için buradayız. Biz koltuk için değil, emek için buradayız. Bizim tarafımız bellidir: Emeğin, alın terinin, adaletin tarafındayız. Taleplerimiz nettir ve asla geri adım yapmayacağız. Şimdi buradan Konak Belediyesi yönetimine, meclis üyelerine sesleniyoruz: Biz hakkımızı istiyoruz. Ödenmeyen SDT derhal ödensin. Ölüm parası, doğum yardımları, düğün yardımı parası, zabıta personelinin 2 yıldır gasp edilen elbise istihkakları hemen verilsin. Mülakat Sistemi kaldırılsın. Biz alın terimizin karşılığını istiyoruz. Biz buradayız hakkımızı almadan hiçbir yere gitmiyoruz. Bugün meclis salonunun önündeyiz, yarın belediyenin kapısındayız. Bu kapıların önünde, bu meydanlarda, bu adaletsizliği haykırmaya devam edeceğiz” dedi.
Erdağ: Bize gelince ‘Bütçe yok’ diyenler…

Tüm Yerel Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Devrim Onur Erdağ da “Konak Belediyesi Meclis Salonu’nun önündeyiz. Çünkü o meclisin içinde emekçinin hakkı konuşulmuyor! Çünkü o meclisin gündeminde emek yok, adalet yok, vicdan yok! Biz, bu kentin görünmeyen yüzleriyiz… Sabahın köründe belediyenin kapısından giren, akşam karanlığında evinin yolunu tutan, bürolarda, sahada, zabıtada, temizlikte, parkta, her birimde ter döken Konak Belediyesi emekçileriyiz! Ama bugün geldiğimiz noktada, emeğimizin karşılığı bile ödenmez hale geldi! Üç aydır sosyal denge tazminatlarımız ödenmiyor. Toplu iş sözleşmemizde yer alan sosyal haklarımız askıya alınmış durumda. Yani kısacası, emekçinin alın teri hiçe sayılıyor! Bize gelince “bütçemiz yok” diyenler, basında açıkça görüldüğü üzere, lüks araçlara, özellikle Volvo’lara ödenek ayırıyor! Demek ki para var, ama emekçiye yok! Demek ki kaynak var, ama emeğe değil, şatafata var!” ifadelerini kullandı.
“Konak Belediyesi yönetimine son çağrımız!”
“Buradan açıkça soruyoruz, Hangi vicdan, emekçinin alın teriyle aldığı hakkı gasp ederken, lüks araçlara imza atar?” sorusuyla devam eden Erdağ, “Hangi yönetim anlayışı, kendi çalışanını mağdur ederken, makam odalarını süslemeyi marifet sayar? Hangi “sosyal belediyecilik”, kendi emekçisini üç ay maaşsız bırakır? Bu çifte standardın adı adaletsizliktir! Bu tutumun adı emek düşmanlığıdır! Bizler bugüne kadar sabrettik. Hizmetin aksamaması için, halk mağdur olmasın diye elimizi taşın altına koyduk. Ama sabrın da bir sınırı var! Emeğin karşılığını vermeyen hiçbir yönetim meşru değildir! Şunu herkes bilsin: Bu belediyeyi ayakta tutan, o lüks araçlar değil; bu kente hizmeti ulaştıran, o makam koltukları değil; bu kentin asıl gücü, biziz! Alın teriyle, emeğiyle, vicdanıyla çalışan belediye emekçileriyiz! Bugün bu meclis salonunun kapısının önünde durmamız bir tesadüf değildir. Çünkü içeride alınan her karar, eğer emekçinin hakkını görmezden geliyorsa, o karar bu kapının önünde, halkın vicdanında geçersizdir! Konak Belediyesi yönetimine son kez çağrımızdır: Üç aydır gasp edilen sosyal denge tazminatlarımızı derhal ödeyin! Toplu iş sözleşmesinde yer alan tüm sosyal haklarımızı uygulayın! Emekçiyi yok sayan, adaletsiz bu tutumdan derhal vazgeçin! Aksi halde, bilinsin ki Konak’ın her sokağı, her meydanı, her binası emekçinin sesiyle, emeğin direnişiyle yankılanacaktır! Biz tehdit etmiyoruz; biz emeğin onurunu savunuyoruz! Biz kavga istemiyoruz; ama hakkımızı kimseye teslim etmeye de niyetimiz yok!” diye konuştu.





