Son Mühür / Yiğit Uzun- AK Parti İzmir Kınık İlçe Başkanı Sami Mollaahmet’in geçtiğimiz günlerdeki istifasının ardından ilçede tefecilik iddiaları gündeme geldi. Gürsoy Apaydın ve İhsan Yılmaz, Mollaahmet’in aracılığıyla Yaşar Bulgurcu’dan borç aldıklarını, ödeyemedikleri için tapularını kaybettiklerini belirterek savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. İddialara göre en az 28 kişi benzer şekilde mağdur edildi.
Son Mühür, mağdurlardan Gürsoy Apaydın’a ulaştı.

“Aracı İlçe başkanı olduğu için güven verdi”
Apaydın, 200 bin lira borç karşılığında tapusunu verdiğini anlattı:
“Mollaahmet okuldan arkadaşımdı, AK Parti’nin ilçe başkanıydı. İki dönem belediye başkanlığını kazandırdı. Sonuçta AK Parti ilçe başkanı dediğin Cumhurbaşkanı’nı temsil ediyor. Ona güvenmeyeceğim de kime güveneceğim dedim. Onun yönlendirmesiyle Bulgurcu’dan borç aldım.”
“Arada ilçe başkanı var diye güvendik sözleşme yapmadık”
Apaydın, hiçbir yazılı sözleşme yapmadıklarını da vurguladı:
“AK Parti’nin ilçe başkanı olduğu için kendimizi güvene alacak bir sözleşmeye gerek duymadık. İlçede herkes ona makamından dolayı saygı gösterirdi. Ziraat Bankası’nda kredisi çıkmayanlara kredi çıkartıyordu, sulama işlerinde yardımcı oluyordu. Biz de ona güvendik. Ben zaten kötü durumdaydım, ölmüş eşek diriden korkmaz dedim.. Ekspertiz geldi tarla için 200 bin değer biçti, o miktar karşılığında tapuyu verdim. Ama borcu ödeyemeyince her ay 100 bin lira eklendi, borcum 1.6 milyona çıktı.”
“İlçede herkes biliyordu”
Apaydın, Mollaahmet’in uzun süredir ilçede tefecilik yaptığı iddiasında bulundu:
“Bildiğim kadarıyla 13-14 yıldır ilçe başkanlığı yapıyor. 15 yıl önce elinde pense, tornavida vardı elektrik dükkanı işletiyordu. Şimdi güneş enerjisi panelleri, tavuk çiftlikleri, aldığı ihaleler.. Bütün ilçeyi satın alacak parası var. Kınık’ta çoğu kişi bu işleri biliyordu ama AK Partil ilçe başkanı olduğu için kimse ses çıkarmadı. Bize tuzak kurdular, iyi niyetimizi ve güvenimizi kullandılar.”
“28 kişi aynı durumda, biri intiharı düşündü”
Apaydın, ödeme için gittiği günlerde başka mağdurlarla karşılaştığını söyledi:
“Her ay ödeme yapmaya gittiğimde farklı kişileri görüyordum. Toplam 27-28 kişiyi gör. Hepsi benim gibi borçluydu. Bunlardan biri de akrabam İhsan Yılmaz’dı. Kardeşlerinin evlerinin bulunduğu tapuyu habersiz teminat göstermiş. Borcu ödeyemeyince ailesi evsiz kalacak diye intiharı bile düşündü.”
“Şikayetler artıyor”
Apaydın, başta yalnızca iki kişinin şikayetçi olduğunu, fakat basına yansımasının ardından en az 15-20 kişinin daha savcılığa başvurduğunu belirtti:
“Biz bu işin öncüsü olduk. İlk şikayeti biz yaptık, haberlerden sonra duyduğuma göre 10-15 mağdur daha şikayetçi oldu. Bizden sonra mağdurlar ortaya çıkmaya başladı.”
“Ailemin gözünde düştüm”
Mağduriyetin sosyal hayatını da derinden etkilediğini belirten Apaydın, “Tarlamı kaybettim, eşime ve çocuklarıma karşı mahcup oldum. Ben AK Parti İlçe Başkanına itibar etmeyeceksem kime edeceğim? Burada AK Parti İlçe başkanı saygı görür, Cumhurbaşkanı’nı temsil ediyor diye düşünülür. Köylülerin gözünde düştüm. Devletin ve partilerin görevi, böyle kişileri araştırıp köylüyü bu tuzaklardan ve böyle insanlardan korumaktır” dedi.





