Son Mühür / Yağmur Daştan - 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmeleri kapsamında 1 Aralık 2025 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda üst düzey kamu yöneticileri ile uzman, denetçi, müfettiş gibi bazı meslek kadrolarında bulunanların maaş/ücretlerini artıracak şekilde verilen önerge kabul edildi. Verilen önergeye karşı ‘Kamu hizmetleri bir bütündür, ayrımcılığı kabul etmiyor yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret istiyoruz’ mesajı veren KESK İzmir Şubeler Platformu, Konak’ta bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında, kamuda ayrımcılığın iş barışını bozacağını söyleyen KESK İzmir Şubeler Platformu üyeleri, kamu emekçilerinin taleplerini de tek tek sıraladı.
‘Bu önergeyi kınıyoruz’

Konuyla ilgili basın açıklamasını KESK İzmir Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan okudu. Açıklamada, “Medyaya yansıyan bilgilere göre 1 Aralık gecesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna bir önerge verilmiştir. Komisyonda kabul edilen ve önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kuruluna sunulması beklenen önergeye göre; üst düzey yöneticilerin ve merkez teşkilatına ait genel idare hizmetleri sınıfında yer alan başmüfettiş, müfettiş gibi kariyer personel kadrolarında görev yapanların maaşlarında, bulunduğu kadroya göre 10 bin TL ile 40 bin TL arasında değişmekle birlikte, ortalama 30 bin TL tutarında seyyanen artış yapılmaktadır. Üstelik önergede “Bu ödemenin miktarı ile usul ve esaslarını; görev yapılan birim, kadro veya görev unvanı, görevin önem ve niteliği gibi kriterleri birlikte veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle tespit etmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir" denilerek söz konusu seyyanen artışları daha da artırma konusunda Cumhurbaşkanı tek yetkili kılınmaktadır. KESK olarak öncelikle böylesine önemli bir konunun sendikalardan, konfederasyonlardan, kamu emekçilerinden adeta kaçırılarak “bir gece ansızın” Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilmesini, önergenin alelacele görüşülüp kabul edilmesini kınıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
‘Kamu emekçileri göz göre göre cezalandırılıyor’
“İşin özü bu Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen önerge ile ezici çoğunluğu 23 yıldır ülkeyi yöneten iktidar tarafından göreve getirilen yönetici kadrolar en az 30 bin TL seyyanen maaş artışı ile ödüllendirilmektedir. Buna karşın 86 milyona verilen kamu hizmetlerinin tüm yükünü çeken 4 milyon kamu emekçisi ise göz göre göre cezalandırılmaktadır” sözleriyle devam eden açıklamada, “Cezalandırılan bir başka kesim ise 2023 genel seçimleri öncesinde bizzat Cumhurbaşkanı tarafından “memurlara verilen seyyanen ödemenin memur emeklilerinin aylıklarına da yansıtılması” sözü verilen ama 2,5 yıldır oyalanan, sefalete itilen 2,5 milyon kamu emeklisidir. Geldiğimiz noktada ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının yarısına kadar inerken, emekli maaşları açlık sınırı altında kalmıştır. Milyonlarca kamu emekçisinin, emeklinin yıllardır adım adım içine itildiği mevcut karanlık tablo Hükümet-Hakem Kurulu ve yandaş konfederasyonların yönetimi arasındaki danışıklı dövüş oyunlarının ve bunun bir parçası olan sözde toplu sözleşmelerin eseridir” ifadeleri kullanıldı.
İsteklerini tek tek sıraladılar

KESK olarak kamu emekçilerinin, emeklilerinin hak ettiği insanca yaşamaya yetecek bir ücret, demokratik-adil bir çalışma yaşamı istediklerinin altı çizilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 18 bin 682 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek tutarının taban aylık katsayısına dâhil edilmesini, söz konusu tutarın mevcut emekli aylıklarına da yansıtılmasını istiyoruz. En düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını istiyoruz. Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz. Konut sahibi olmayan tüm kamu emekçilerine konut hakkı kapsamında Kira Desteği verilmesini istiyoruz. Mevcutta çok düşük olan eş ve çocuk yardımlarının yaşadığımız gerçek enflasyon temel alınarak güncellenmesini istiyoruz. Birinci dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini istiyoruz. Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini istiyoruz. Maaşlarımızdan kesilen Gelir Vergisi 1. dilim oranının yüzde15 ten yüzde 10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan kesilen Gelir Vergisi’nin bu oranda sabitlenmesini istiyoruz. Tüm kamu emekçilerinin ortaklaştığı bu taleplerin hayat bulmasının yolu ne “ben yaptım oldu” anlayışı ile yapılan tek yanlı düzenlemelerden ne torba yasalara eklenen düzenlemelerden ne de kararnamelerden geçmektedir. Söz konusu yöntemlerin birer çıkmaz sokak olduğu defalarca ispatlanmıştır. Tek yol vardır. O da grev hakkımızı teminat altına alan, evrensel sendikal normlarla uyumlu bir yasadan, gerçek bir toplu sözleşme sisteminden geçmektedir. Bunun için iktidarı; bu ülkenin kamu emekçilerinin çoktan hak ettiği, sendikal hak ve özgürlükleri sınırlayan değil genişleten bir yasa yapım sürecini hemen bugün başlatmak, bu sürece tüm sendikaların katılımını sağlamak üzere göreve çağırıyoruz.”
Angün: İş barışı bozulur

Tüm Bel Sen 1 No’lu Şube Başkanı Turgut Angün de “Antidemokratik uygulamalarla karşı karşıyayız. Tüm kamu emekçilerine eşit davranılsın istiyoruz. Kamu emekçileri olarak kamu hizmeti yürütüyoruz. Kamu hizmetleri bir bütündür. Eğer bu fark ortaya konulursa iş barışı bozulur. Geçinemiyoruz, geçinemediğimiz bir yerde tüm kamu emekçilerinin yoksulluk sınırı altında yaşadığı yerde bu aradaki makası genişletirseniz sosyal yıkıma neden olursunuz. Bu ayrımcılığı kabul etmiyoruz. Bütçenin hakça bölüşülmesini istiyoruz” diye konuştu.





