Son Mühür- Berivan Kaya / İzmir Kent Konseyi Başkan Adayı Özgür Topaç, İzmir Kent Konseyi ve İZ-AFED'in 6 Şubat depremlerine ilişkin anma ve farkındalık etkinliğinde yaptığı konuşmasında, "İzmir depreminden sonra içinizde gözü yaşlı kediyi hatırlayan var mı? O kedi benim kedimdi. Ben de depremzedeyim, evimi kaybettim. Bazen damdan düşeni anlamak için damdan düşmeye gerek yok diyorlar ancak bazen gerekiyor. Bugün depremzedelerimizi anıyoruz ancak empati yapmak kolay değil, ta ki yaşayana kadar. Yılmaz Erbek apartmanında ikinci katta oturuyorken depremden sonra zemin katından çıkan kişiyim" dedi. 

Gözü yaşlı kedi benim kedimdi... 

30 Ekim İzmir depreminde evini kaybettiğini dile getirerek sözlerine başlayan İzmir Kent Konseyi Başkan Adayı Özgür Topaç, "İzmir depreminden sonra içinizde gözü yaşlı kediyi hatırlayan var mı? O kedi benim kedimdi. Ben de depremzedeyim, evimi kaybettim. Bazen damdan düşeni anlamak için damdan düşmeye gerek yok diyorlar ancak bazen gerekiyor. Bugün depremzedelerimizi anıyoruz ancak empati yapmak kolay değil, ta ki yaşayana kadar. Yılmaz Erbek apartmanında ikinci aslında depremden sonra zemin katınından çıkan kişiyim. Her zaman her yerde anlatmak zorundayız. Ben deprem olayını pek fazla konuşmam. Hassas olduğum konulardan bir tanesi" ifadelerine yer verdi. 

Sosyal desteğin önemi

'Sosyal desteğin' önemine dikkat çeken Özgür Topaç, "Hepimiz bir gün diğerinin sosyal desteğine ihtiyaç duyacağız. Psikolog 3. seanstan sonra çok fazla sosyal destk aldığımı söyledi. Eşim, dostum beni pamuklara sardı. Depremin ikinci gün,nden itibaren ben deprem yaralarını sarmaya çalıştım. Sosyal destek çok önemliydi" dedi. 

Doğal değil kendi afetimiz

Doğal afetlerin 'insan' eliyle geldiğini belirten Topaç, "Afet dediğiniz zaman sadece depremden bahsetmiyoruz. İzmir'de devasa yangın oldu. Orada köylerde insanlar evlerini kaybettiler, hayvanlarını ve tarlalarını kaybettiler. Afetler bizi çok yönlü etkiliyor. Yangınlar ekolojik yıkıma da neden oluyor.  Biz doğaya kendimize davrandığımızdan da kötü davranıyoruz. Akbelen ormanında köylüler ormanına sahip çıktı. Ormanlar yok ediliyor, sular çekiliyor, aşırı yağışlar gelince sel oluyor. Bunlara doğal afetler diyoruz ancak bunlar sanki doğal değil de bizim kendi afetlerimiz gibi" dedi.

Afet meclisi talebi

Kent Konseyi'nden 'afet meclisi' kurulmasını talep eden Topaç, "Kent Konseyinden ricam, afetler için bir meclis oluşturulsun. Tüm STK'lar cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığa sahiplerse afet konusunda da farkındalığa sahip olmalılar. Yerel yönetimleri, merkezi yönetimleri ve sendikaları da çağıralım. Umarım tez zamanda böyle bir çalışma başlar. İzmir, ülkeye örnek bir meclis kurar ve çalışmalar gerçekleştirir" ifadelerine yer verdi. 

Zihniyet değişimine ihtiyaç var!

Etkinliğin açılışını gerçekleştiren İzmir Kent Konseyi Afetler Çalışma Grubu adına İnşaat Yüksek Mühendisi ve İş Güvenliği uzmanı Murat Burak Paksoy, "Bu dünyada eşi benzeri olmayacak bir depremdi. Yakın zamanda iki depremin olmasının eşine az rastlanır. 11 ilimizi etkiledi, verilere göre 55 bin ama belki de çok daha fazla ölüm var. Hala henüz cesetlerine ulaşılamamış vatandaşımız var. Şu an hala yaralar sarılmakla meşgul. İki yıldır hala konteynerde yaşayanlar var. Hem belediyeler hem devletimiz orada yardımlarına devam ediyor ve bir iki sene daha böyle sürecek gibi. Depremlere bakıldığında hepsinin sebebi aynı. 50 sene önceki deprem de Sisam Depremi de Kahramanmaraş Depremi de aynı. Düşük kalitede malzeme kullanımı, bozuk semine bina, işçilik ve proje hataları… Sebepler hep aynı. Sanki aynı filmi seyrediyor gibiyiz. Bir yandan inşaatlar sağlam yapılırken diğer yandan da halkımız bilinçlendirilmeli. Bize düşen de halkımızı bilinçlendirmek. Maalesef çürük binalarda oturmaya devam ediyoruz. Belki evimiz 10 metrekare küçülmesin diye dönüşüme girmek istemiyoruz. Artık hatalar, kusurlar belli. Zihniyet değişimine ihtiyacımız var" dedi. 

Kent Konseyi Başkan Adayı Topaç'tan 'Deprem' Konuşması (1)Projelerimiz var ancak yarım kalıyor

Deprem ve dirençli kentlere ilişkin projelerin yarım kalmasına tepki gösteren İzmir Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Emine Gümüş, "Günlerdir televizyonlarda deprem haberlerini izliyoruz. 2 yıl önceki depremde hepimşz can hıraç çalıştık. O günü hatırlamak bile istemiyoruz. Deprem 7,7 şiddetindeydi. Öncesinden artçılar oluyor. Büyük deprem korkusu yaşadık ve öyle oldu 11 ilimiz yıkıldı. 53 bin ölüm ve 53 bin kadar da kaybımız var. Beni en çok üzen de bu nokta. Olası bir depremde neler yaşarız diyerek yıllardır arkadaşlarımız çalışıyor. Şu an  bir deprem olsa bize ne yapacağız? Böyle bir hazırlığımız yok. Büyükşehir Belediyesi'nden gelenlerle çalışmalar yaptık. Kent Konseyi'nde yapılan çalışmaları çok önemsiyorum. Ancak sonuç önemli. Birlikte hareket etmek önemli. Sivil toplum gücüyle birlikte hareket etmek ve 'ne yapabilirizi' konuşmak önemli. Korkularımız var ancak elde bir şey yok. Naci Görür'ün toplantısında dinledik. Çok konuştuk ancak projelerimiz yarım kalıyor. Savaşa hazırlanır gibi hazırlanmalıyız" ifadelerine yer verdi. 

Eğitimler kalıcı davranışlara dönüşmüyor!

İzmir Afet Derneği (İZ-AFED) Başkanı Servet Ertaş ise, "Ülkemiz tarihi boyunca büyük afetler yaşadı çünkü önemli bir deprem kuşağındayız. Cumhuriyet tarihinde en büyüğü Erzincan olmak üzere çok büyük afetler yaşadık. Toplum tam bir daha deprem olmayacakmış gibi günlük hayatına devam ederken Kahramanmaraş merkezli çok büyük bir deprem meydana geldi, sonra yine büyük bir deprem oldu. İlk depremin yıkamadığını ikinci büyük deprem yıktı. Aslında bu depremlerden hepimiz etkilendik, acı ve üzüntüsünü bugün bile yaşıyoruz. Biz çalışma grubumuzu 30 Ekim’de İzmir’de meydana gelen depremden sonra kurduk. AFAD’ta uzun yıllar görev yaptım. Maalesef eğitimler kalıcı davranışlara dönüşmüyor. Yaşadığımız konjonktür de bunu getiriyor. Afetlere hem binalar hem toplum dirençli olmalı. Bu şekilde de afetlere dirençli kentlerimiz olur. Maalesef bu iki konuda da sorunlarımız var. Biz maalesef ders çıkartmıyoruz" dedi.

Muhabir: Berivan Kaya