İzmir’de yaşayan Akın ailesinin tek çocuğu Yaman Akın (10), 5 ay önce baygınlık geçirmesi üzerine Ege Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı.
Yapılan tetkiklerde B hücreli akut lenfoblastik lösemi (B-ALL) tanısı konulan Yaman, tedavi için Ankara’daki LÖSANTE Hastanesi’ne sevk edildi. Ancak kemoterapiye yanıt alınamayınca süreç daha zorlu bir aşamaya geçti.
Aile, çocuğun tedavisinin sürdürülebilmesi için yaşamını tamamen Ankara’ya taşıdı ve uygun donör bulunabilmesi amacıyla sosyal medyada geniş katılımlı bir kampanya başlattı.
Türkiye’de uygun donör bulunamayınca büyük bir yıkım yaşandı

Annesi Özge Akın, tanı konulduğu andan itibaren büyük bir şok yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: “Yaman daha önce hiçbir belirti vermemişti. Kemoterapiye yanıt vermemesi bizi hem duygusal hem psikolojik açıdan çok etkiledi.
Sosyal medyada çağrı yaptık, binlerce kişi destek verdi ama Yaman’ın doğum günü olan 13 Ağustos’ta Türkiye’de uygun donör bulunamadığını öğrendik. Bu bizim için büyük bir yıkım oldu.”
Donör taraması Almanya’ya uzandı

Yurt içinde uygun donör bulunamayınca Dünya Kemik İliği Donörleri Birliği üzerinden yurt dışı tarama süreci başladı. 1 Eylül’de sevindirici haber Almanya’dan geldi. Tam uyumlu bir donör ile Yaman’ın iliği eşleşti.
Anne Akın, bu sürecin önemini anlatırken şöyle dedi: “Almanya dünyada en fazla donöre sahip ülkelerden biri. Türkiye ise maalesef alt sıralarda.
Donörün Almanya’dan çıkmasına çok sevindik ama keşke Türkiye’den bulunabilseydi. Bu hem erişim kolaylığı hem maliyet açısından daha avantajlı olurdu. Yine de çok şanslı hissediyoruz.”
Nakil için hazırlık süreci başladı
Doktorlar, Yaman’ın kemik iliği nakli öncesi vücudundaki lösemi hücrelerinin tamamen temizlenmesi gerektiğini belirtiyor. Yaman'a bu aşamada “akıllı ilaç” tedavisi uygulanıyor.
Anne Özge Akın, naklin olası tarihini şöyle paylaştı: “Aralık veya ocak gibi nakil planlanıyor. Donör de eş zamanlı olarak hazırlanıyor. Biz de umutla o günü bekliyoruz.”
Yaman’ın hastaneyle güçlü bir bağ kurduğunu da ekledi: “Yaman burayı ailesi gibi görüyor. Hemşireler, doktorlar onun için adeta yol arkadaşı oldu.”
“Bir çocuğa hayat olabilirsiniz”

18–35 yaş aralığında, bulaşıcı hastalığı olmayan herkesin donör olabileceğini hatırlatan Anne Akın, sürecin oldukça kolay olduğunu vurguladı:
“Kan merkezlerinde 3 tüp kan vererek başvuruyorsunuz. Eşleşme olduğunda aranıyorsunuz. Tamamen gönüllülüğe dayalı bir süreç.
‘Umut varsa iyileşmek de var’ diyoruz.” Yaman Akın da tüm lösemili çocuklar için donör olma çağrısında bulundu.





