Son Mühür- Berivan Kaya/ İzmir Ticaret Odası Mayıs ayı olağan meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleştirildi.

Enflasyonun düşeceğine ikna olmadılar!

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener konuşmasında, "2024 yılı ISO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile EBSO İzmir’in İlk 100 Sanayi Kuruluşu araştırmalarına göre; büyük firmaların, reel büyüme ve karlılık oranlarında düşüş yaşarken, finansman yüklerinin arttığını görüyoruz. Büyük firmaların yanısıra, KOBİ’lerimizde de durum farklı değil; 2024 yılı karlılık rakamları onlarda da çok düşük. Burada altını çizmemiz gereken husus; bu değerlendirmelerin 2024 yılına ait olması ve 2025 için öngörülen rakamlarda kayıpların daha da artacağının tahmin edilmesi. Mayıs ayı sektörel ve hanehalkı beklenti anketlerine baktığımızda, hem enflasyona hem de ekonomik aktivitenin seviyesine dair bozulma gözlemledik. Buna göre; hanehalkının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi, %59,3’ten %59,9’a yükseldi. Reel sektör için bu oran %41,7’den %41’e, piyasa katılımcıları için ise %25,6’dan %25,1’e geriledi. Hanehalkı beklentisindeki bu küçük artış, tek başına endişe verici görünmese de; beklentiler arasındaki farkın kapanmıyor olması ve Nisan’daki faiz artışına rağmen bireylerin enflasyonun düşeceğine dair ikna olmamalarını, üzerinde dikkatle durulması gereken bir husus olarak değerlendiriyoruz. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi, Mayıs ayında 100,8’den 98,6’ya geriledi. TÜİK tüketici güven endeksi Mayıs ayında Nisan’a göre sınırlı bir artış gösterdi. Hizmet, perakende ve inşaat sektörlerine ait endeksler de benzer şekilde Mayıs’ta yukarı yönlü bir hareket sergiledi. Ancak, iç ve dış piyasalardaki ciro ve sipariş miktarlarında gözlemlenen hareketlerin, üretim maliyetlerindeki artışları karşılamakta yetersiz kaldığını görüyoruz. Bu zorlukları gözardı etmeden, her zaman değindiğim gibi Orta Vadeli Programın uygulanmasına bağlı kalınmasının büyük önem taşıdığını tekrar ifade etmek istiyorum" dedi.

Krediye erişin kolaylaştırılmalı

Kamu harcamalarının enflasyon üzerindeki etkisinin harcama türüne göre farklılık gösterdiğine dikkat çeken Mahmut Özgener, "Cari harcamalar ekonomide hızlı ama geçici bir etki yaratırken, genellikle talep yönlü enflasyon baskısını artırma eğiliminde oluyor. Buna karşılık kamu yatırımlarının, etkisini daha geç gösterse de arz kapasitesini artırarak enflasyonu sınırlayıcı ve dengeleyici bir rol oynayabileceği kanaatindeyiz. Bu nedenle, kamu kaynaklarının tahsisine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aynı şekilde, kredi politikalarında atılacak adımların kalitesi de önem taşıyor. Kredi politikalarının sahadaki yansımalarına baktığımızda; finansmana erişimin hâlen en büyük darboğazlardan biri olduğunu net olarak görebiliyoruz. İş dünyası yeni yatırımların finansmanı bir yana, işletme sermayesi sıkıntısına çare olacak kaynağı bile bulmakta zorlanıyor. Uygun koşullarda kredi bulmak bir yana; kredi maliyetlerinin yüksekliğini göze alan firmalar bile, acil ihtiyaç duydukları finansal kaynaklara erişemiyorlar. Bankacılık sisteminde yaşanan kredi sıkılaşması ve buna bağlı olarak iş dünyamızın finansmana ulaşmasının ciddi biçimde zorlaşması, üretimi ve istihdamı olumsuz etkiliyor. Başta KOBİ’ler olmak üzere ihracata dönük çalışan sektörlere öncelik verilerek, sanayi ve ticaret kesiminin krediye erişimi kolaylaştırılmalı. İhracata yönelik üretimin artması, enflasyonla mücadele ve kur ile faiz dengesine de olumlu yönde katkı sağlayacaktır. İstihdamı korumada çok zorlanan işletmeler açısından da dış pazarlara dönük üretim potansiyelinin artması olumlu etki yaratacaktır" ifadelerine yer verdi.

Vize sorunu gündemde

Vize sorununa dikkat çeken Özgener, "Avrupa Birliği, ülkemizin ve kentimizin en yoğun ticari ilişkiler yürüttüğü bölge konumunda. Böylesine güçlü bir ekonomik bağa rağmen, iş dünyamızın Avrupa’ya erişimini kolaylaştırması beklenen vize süreçleri, bizler yaşanılan sorunları dile getirip çözüm taleplerimizi iletmemize rağmen, ne yazık ki daha da zorlaşıyor. Türk vatandaşlarının, özellikle de iş insanlarımızın Schengen ülkeleri başta olmak üzere seyahatlerinde karşılaştığı zorluklar her geçen gün daha da artıyor. Vize başvurularında yaşanan uzun bekleme süreleri, verilen vizelerin çoğunlukla kısa süreli ve tek girişli olması, hatta bazı ülkelerde transit geçişlerde dahi sıkı kontroller uygulanmaya başlaması, üyelerimizin uluslararası hareketliliğini ciddi biçimde kısıtlar hale geldi. Bu kısıtların başında gelen fuarlara, toplantılara ve ticari temaslara zamanında katılamamak, hem firma bazında hem de ülke genelinde önemli ticari kayıplara yol açıyor. Avrupa Birliği ile milyarlarca euroluk ticaret hacmine sahip olan firmalarımız, bu uygulamalar nedeniyle maalesef dezavantajlı bir konuma düşüyor. Bu vesileyle; vize süreçlerinde belirsizliklerin giderilerek, vize bekleme sürelerinin kısaltılması ve sağlıklı bir randevu sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini sizlerin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Muhabir: BERİVAN KAYA