Türkiye'nin doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetmek isteyen maceraperestler için yepyeni bir rota doğdu. İzmir'in Bornova sınırlarından başlayıp, Nif Dağı'nın heybetli yamaçlarını ve Bozdağlar'ın etkileyici zirvelerini aşarak, Hristiyanlık dünyası için önemli bir merkez olan Selçuk'taki Meryem Ana Evi'nde son bulan bu uzun soluklu yürüyüş ve kültür parkuru, şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak ve doğayla iç içe aktif bir tatil geçirmek isteyenlere benzersiz bir alternatif sunuyor. Bu zorlu parkuru tamamlayan ilk Türk kadını unvanını ise 38 yaşındaki Yeşim Toprak elde etti ve projenin özel ödülü olan "altın mühürlü pasaport"un sahibi oldu.

Kurtuluş Savaşı'nın izinden, Ege'nin kalbine

Adını, Kurtuluş Savaşı döneminde kahramanlıklarıyla destan yazan Efe'lerden alan 500 kilometrelik Efeler Yolu, sadece bir yürüyüş rotası olmanın ötesinde, adeta bir zaman yolculuğu vadediyor. Yüksek yaylalar, zorlu dağ geçitleri ve binlerce yıllık tarihi yapıların sıralandığı bu güzergah, aynı zamanda Ege'nin kendine has kültürel dokusunu yansıtan şirin kırsal mahallelerle de iç içe geçiyor. Yolda ilerleyenler, yöreye özgü gelenekleri, lezzetleri ve sıcakkanlı insanlarını tanıma fırsatı buluyor.

Efeler Yolu, Avrupa'nın seçkin kültür rotaları arasında

Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Özkaya'nın vizyoner çalışmalarıyla hayata geçirilen Efeler Yolu projesi, Türkiye için gurur verici bir başarıya imza attı. Bu özel rota, "Avrupa Konseyi Kültür Rotaları" ağına dahil edilen 12'nci Türk rotası olma özelliğini taşırken, aynı zamanda Avrupa Konseyi'nin "Yaylacılık Patikaları" ağına kabul edilen ilk kültür rotası olarak da tarihe geçti. Bu uluslararası tescil, Efeler Yolu'nun sadece Türkiye için değil, Avrupa için de önemli bir kültürel ve turistik değer taşıdığını gösteriyor.

Zorlu parkuru aşkla aştı

Şimdiye kadar 16 cesur doğaseverin tamamlamayı başardığı 500 kilometrelik Efeler Yolu'nu, eşi Tunç Toprak'ın yılmaz desteğiyle 32 günde kat eden Yeşim Toprak, bu zorluğun üstesinden gelen ilk Türk kadın olarak adını tarihe yazdırdı. İstanbul'un şehir hayatından doğanın dinginliğine uzanan bu yolculukta, Toprak çifti, rotanın tüm zorluklarına birlikte göğüs gerdi.

Köy evlerinde misafirperverlikle buluştular

Yolculukları boyunca Efeler Yolu'nun birbirinden güzel yaylalarını, sarp dağ geçitlerini, tarihi kalıntılarını ve sıcakkanlı insanlarıyla ünlü kırsal mahallelerini adım adım keşfeden Yeşim ve Tunç Toprak, konaklamalarını genellikle yanlarında taşıdıkları çadırda, bazen de rotanın üzerindeki köylerde yaşayan misafirperver ailelerin evlerinde gerçekleştirdi. Bu deneyim, onlara sadece doğayla iç içe olma fırsatı sunmakla kalmadı, aynı zamanda Ege'nin otantik yaşam tarzını da yakından deneyimleme imkanı verdi.

Yeşim Toprak'ın gözünden Efeler yolu

Yeşim Toprak, eşiyle birlikte doğa yürüyüşlerine olan tutkularını ve karavanla Türkiye'yi keşfetme maceralarını anlattı. Efeler Yolu'nun diğer yürüyüş rotalarından farklı bir atmosfere sahip olduğunu vurgulayan Toprak, "Efeler Yolu, zorlu bir dağ rotası olmasına rağmen, içinden geçtiği birbirinden keyifli köylerle bambaşka bir deneyim sunuyor. Muhteşem dağ manzaraları eşliğinde, adeta köy kültürünü yeniden yaşayabildiğimiz, hissedebildiğimiz bir güzergah. Yükseklerde özgürce dolaşan yılkı atlarını, vahşi doğanın sembolü domuzları ve gizemli kurtları görmek de cabası. Efeler Yolu'nu yürümeden önceki benle şimdiki ben arasında büyük bir fark hissediyorum. Artık daha cesur, daha dirençli ve çok daha güçlüyüm. Bu zorlu rotayı bitirmemde eşimin sonsuz desteği oldu. Başardığım için kendimle büyük bir gurur duyuyorum. Ayrıca Efeler Yolu, Türkiye'nin ilk pasaportlu yürüyüş rotası olmasıyla da ayrı bir öneme sahip. İnanıyorum ki Efeler Yolu, kısa sürede dünyaca ünlü bir kültür rotası olma yolunda hızla ilerleyecek," şeklinde konuştu.

İlk Türk kadın oldu

Tunç Toprak ise yolculukları sırasında geçtikleri köylerde belirlenen özel işletmelerde pasaportlarına hatıra mühürleri vurduklarını dile getirdi. Zaman zaman yorgun düştükleri anlar olsa da, günün sonunda ulaştıkları sıcak köylerin ve geçtikleri birbirinden etkileyici yolların kendilerini adeta büyülediğini ifade eden Toprak, "Yolda ilerlerken eşimin bu zorlu rotayı tamamlayan ilk Türk kadın olacağını öğrendiğim an, benim için de ayrı bir motivasyon kaynağı oldu," dedi.

'Altın Mühür' pasaporta işlendi

Efeler Yolu Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Özgür Özkaya, 28 etaptan oluşan bu özel rotada uygulanan pasaport sisteminin önemine dikkat çekti. Her etabın tamamlanmasının ardından yürüyüşçülerin pasaportlarına özel bir mühür basıldığını ve tüm rota tamamlandığında ise "altın mühür"ün pasaporta işlendiğini belirten Özkaya, "Projenin ilk döneminde binlerce doğasever bu eşsiz rotada yürüdü. Şu ana kadar 16 katılımcı ise 500 kilometrelik zorlu parkuru başarıyla tamamladı. Bu başarıya imza atan ilk Türk kadın olan Yeşim Toprak'ı tebrik ediyorum. Efeler Yolu, Türkiye'nin kültür turizmine yepyeni bir soluk getirecek ve uluslararası alanda da büyük ilgi görecektir," ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA