İzmir'in içme suyu ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi kritik düzeye gerilerken, Gördes Barajı'ndan su temininin tamamen durduğu belirtildi. Su tüketiminde üç büyük şehir arasında İzmir ikinci sırada yer alırken, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden (OMÜ) Prof. Dr. Yusuf Demir, “Büyükşehirlerde kişi başına düşen günlük su tüketimi ortalamanın çok üzerinde. İstanbul’da kişi başı günlük 200 litre, İzmir’de 221 litre, Ankara’da 246 litre su tüketiliyor. Türkiye ortalaması ise 130 litre civarında” diyerek önlem çağrısında bulundu.
İzmir'e su sağlayan barajlarda su seviyeleri kritik seviyelere geriledi. Kuraklık riskinin artmasıyla birlikte kent genelinde su tasarrufu uygulamaları devreye alındı. Bir süredir bazı ilçelerde kesintiler yaşanırken, 6 Ağustos'tan itibaren her gece kente kısmi su kesintileri uygulanmaya başlanacak.
Barajlar alarm veriyor
İzmir'in içme suyu ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesi kritik düzeye gerilerken, Gördes Barajı'ndan su temininin tamamen durduğu belirtildi. Yeraltı su kaynaklarının verimliliğinin de kuraklık nedeniyle ciddi oranda azaldığı İZSU tarafından belirtildi.
Kentte günlük ortalama 700 bin metreküp su tüketildiğine dikkat çekilirken, su arzının sürdürülebilir şekilde devam ettirilebilmesi için, Tahtalı Barajı'ndaki rezervin yağışlı döneme kadar kontrollü şekilde kullanılacağı ifade edildi.
6 Ağustos'ta su kesintileri başlıyor
Bu kapsamda, su tüketiminin yoğun olduğu bölgelerde vatandaşların günlük yaşamını en az etkileyecek şekilde, 6 Ağustos'tan itibaren her gece 23.00 ile 05.00 saatleri arasında kısmi su kesintileri uygulanacağı duyuruldu. Kesintiden etkilenecek mahalle ve bölgelerin ise önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden (OMÜ) Prof. Dr. Yusuf Demir, İstanbul’da kişi başı günlük 200 litre, İzmir’de 221 litre, Ankara’da 246 litre su tüketildiğini, su tüketiminde Türkiye ortalamasının ise 130 litre civarında olduğunu hatırlattı.
“Bu fark, israfın ne kadar büyük boyutlara ulaştığını gösteriyor. Buharlaşmanın artmasıyla su kayıpları daha da büyüyor” diyen Demir, “Su kaynaklarımızda da ciddi bir azalma var. Uzun zamandır uyarıyoruz, bugün artık pek çok yerde su kesintileri başladı. Önümüzdeki aylarda da benzer iklim koşulları bekleniyor, bu yüzden suyu tasarruflu kullanmak, gerekli tedbirleri almak mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.

Ege üzümünde ve zeytininde zarar yüzde 70
Prof. Dr. Yusuf Demir, ülke genelinde yaşanan don felaketinin birçok meyve ve sebzenin yetişmesinde sorunlara yol açtığını söyledi.
Son altı ayda ülkede üç büyük don olayı yaşandığını, nisan ayındaki don felaketinin 65 ilde meyve ve tahıllarda çok ciddi verim kaybına yol açtığına dikkat çeken Demir, şunları dile getirdi:
“Bu zararlar sadece bu yıla değil, gelecek yıllara da etki edecek. Çünkü ağaçlarda kuruma ve kalıcı zararlar oluştu. Karadeniz gibi en yağışlı bölgelerimizde bile fındık bahçelerinde kuruma, meyve dökülmeleri yaşanıyor. İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da buğday, arpa, mercimek tarlalarına çiftçi giremiyor. Doğru tarım politikalarıyla bu ülke, değil 85 milyon, 485 milyonu bakabilecek potansiyele sahiptir. Ege’de üzüm ve zeytin gibi ihracat ürünlerimizde zararın yüzde 70’lere ulaştığını görüyoruz. Tarım Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumların tarım politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor. Sürdürülebilir bir tarım ve çevre politikası oluşturmamız şart. Bugün toplam 112 milyar metreküp su varlığımızın 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz ve bunun 45 milyar metreküpü tarımda harcanıyor. Ancak tarımda kullanılan bu suyun yaklaşık 25 milyar metreküpü buharlaşma ve kayıplarla israf oluyor. Bu israf, sanayi ve hane kullanımından fazla.”





