Son Mühür- Gökçen, Manifest grubuna yönelik linç kampanyalarına dikkat çekti. “Manifest özellikle genç kadınlar arasında çok popüler olan bir grup. Sosyal medyadaki tartışmaları gördüğümde bu konu beni endişelendirmeye başlamıştı” diyen Gökçen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle kadın düşmanı profesyonel hesapların başını çektiği bir linç kampanyası vardı. Daha önce Gülşen örneğinde de gördüğümüz gibi, kadınların kıyafetleri, yaşam tarzları ve söyledikleri sözler hedef alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da adeta bir ‘ahlak polisi’ varmışçasına, hukuk dışı ifadelerle dolu bir soruşturma başlattı.”
“Yabancı sanatçılar için gündeme gelmiyor”

Gökçen, Türkiye’de çifte standart uygulandığını belirterek, Jennifer Lopez örneğini hatırlattı:
“Türkiye’ye gelen yabancı sanatçılarla ilgili hiç bunlar gündeme gelmiyor. Bu onlara da soruşturma açılsın demek değil; biz bütün kadınların özgürlüğü ve yaşam tarzlarının güvence altına alınmasını isteriz. Ancak bu çifte standart, şeriat rejimlerini hatırlatıyor.”
“Kadınların özgürlüğü kontrol altına alınmak isteniyor”

CHP’li Gökçen, soruşturmanın genç kadınlara verilen yanlış mesajın altını çizdi:
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kadınlara ‘sen özgür değilsin, senin görünüşün benim kontrolüm altında’ mesajı veriliyor. Buna karşılık, ülke dışında bambaşka bir imaj çizilmeye devam ediliyor. Türkiye’ye de dünyaya da verilen bu ikili mesajın altını çizmek isterim.”
“Ahlak konuşulacaksa şiddet ve istismar konuşulmalı”
Gökçen, “İlla ki ahlak konuşulacaksa kadına şiddeti, çocuğa şiddeti, çocuk istismarını ya da suç örgütlerinin adliyelere kadar sızmasını konuşalım” dedi ve ekledi:
“Her nasılsa ahlak denildiğinde sadece kadınların ahlakı akıllara geliyor. Bu yaklaşım kabul edilemez.”





