Son Mühür / Gamze Eskiköy - İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın Nisan ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Argun Gündüç’ün yönetiminde gerçekleşti .Toplantıda şehirlerin depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, Karaburun bölgesine yönelik deprem tehlikesine dikkat çekti. Deniz turizminde yaşanan maliyet artışları, mevzuat sorunları ve İzmir Limanı’nın gerileyen durumu da toplantının öne çıkan başlıkları arasında yer aldı.
Karaburun’da deprem tehlikesi!
Öztürk, “Şehirlerimizi en kısa sürede depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Rant düşünmeden, bunu bir an önce yapmalıyız. Deprem kuşağındayız. "O profesörün dediği çıktı, ötekininki çıkmadı" gibi medyada çok garip haberler çıkıyor. Hangisinin doğru olduğu bilinmez. Ortalığı bulandırmayalım. Ancak Üşümezsoy, Karaburun’a dikkat çekmiş. İnşallah öyle bir şey olmaz ama dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.
Sezon açılıyor. Bugün Çeşme ve Kuşadası’ndan sektör temsilcilerimiz de burada. Çeşme Gezi Tekneleri Kooperatifleri Başkanı ile birlikte yeni sezonda kendilerine hayırlı işler diliyorum. 2024’ün nasıl geçtiğini hepimiz biliyoruz. Siz de danışman olarak bu bölgelerdeki deniz turizmi açısından yaşanan sıkıntıları umarım çözersiniz. 2025’te 2024’ü yakalayabilirsek iyi gibi görünüyor” dedi.
“Maliyetler yüksek, personel alamadım”
Meclis üyelerinden biri, “Mevzuatlar biraz karışık ancak bilinçli ve doğru düzenlemeler yapılıyor. Maliyetler yüksek, personel alamadım. Güzelbahçe’de bir balıkçılar barınağımız var. Aliağa’daki ise kapandı. Hem maliyet hem de zaman açısından ciddi sıkıntılar yaşanıyor” dedi.
“Çağa ayak uydurmak zorundayız”
Ardından Öztürk şöyle yanıt verdi:
“Stajyer öğrenci ve usta-öğrenci meselesi de önemli. Herkes teknelerinde usta gemici bulundurmak zorunda. Sadece kaptanın usta olması yeterli değil; öğrenci de bu konuda bilinçlenmeli. Kuşadası’nda meslek lisesi, Çeşme’de Ulusoy var; ancak çocuklar mezun olmadan stajlarını günübirlik teknelerde yapardı, bu imkan da şu anda kapanmış durumda. Çağa ayak uydurmak zorundayız. Usta-öğrenciliğin sürmesi gerekiyor. Bu konunun nasıl evrileceğini zaman gösterecek”
“Deniz üzerinde canlı müzik, pek çok kişi için ekmek kapısı”
Müzik kısıtlaması kanuna tepki gösteren Öztürk, “Canlı müzik ile ilgili de problem var. Komisyonda ben de varım. İzmir’de başka, Antalya’da başka, Boğazlarda başka uygulamalar yapılmamalı. Boğaz’da uygulanan kural burada da geçerli olmalı.MÜYAP gibi müzik dernekleriyle ilgili ruhsat çalışmaları sürüyor. Teknede DJ ya da radyo çalınması, desibel ölçümleri gibi konular için ruhsatname alınması gerekiyor. Müzik platformlarına zaten bireysel olarak ücret ödüyoruz. Radyo yayını bile sayılıyor.Deniz turizminin interaktif olması önemli. Deniz üzerinde canlı müzik, pek çok kişi için ekmek kapısı. Özellikle Çeşme gibi yerlerde müziksiz turizm düşünülemez. Bir kanun var ve buna hepimiz uymak zorundayız. Bazı sanatçılar X kurumuna, bazıları Y kurumuna bağlı çalışıyor. Deniz turizm taşıtları için belirli bir bedelde anlaşmaya çalışıyoruz. Deniz turizmine hazır olmamız şart. Mevzuatlar da bu ihtiyacın bir sonucu. Hiçbir zaman duyarsız kalmadık” diye konuştu.
“İzmir Limanı her geçen gün kötüye gidiyor”
Aliağa Limanı’nın iyi gittiğini ama İzmir Limanı’nın kötü gittiğini belirten Öztürk, “Aliağa Limanı çok iyi çalışıyor. Ege Bölgesi'nin tüm yükünü taşıyorlar. Küçük adımlarla değil, koşarak ilerliyorlar. Çok başarılılar. İzmir Limanı içinse tam tersini söylemek gerekiyor. Ne yazık ki her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Üyelerimizden makinelerin eski olduğu, işlemlerin yavaş ilerlediği yönünde sürekli şikayetler alıyoruz. Bir an önce İzmir Limanı'nın geleceği hakkında karar verilmesi gerekiyor. Şu anki haliyle hiç kimseye bir faydası yok. Bir gün posta alabiliyoruz, ertesi gün alamıyoruz” diye konuştu.
“Aliağa’nın geldiği nokta kıskanılacak düzeyde”
Öztürk, “Özelleştirme meselesi 2007’de ortaya çıktığında, o zamanlar karşı çıkanlardan biriydim. Devletin yönettiği limanların kalması gerektiğini düşünüyordum. Zaten bir Haydarpaşa bir de İzmir Limanı kalmıştı. İzmir’in özel bir limana dönüşmemesi gerektiğine inanıyordum. Aliağa Limanı'na yapılan yatırımlar çok iyi oldu. Aliağa'nın geldiği nokta kıskanılacak düzeyde. İzmir Limanı'nda ise düşüş devam ediyor. 35 yıldır bu limana girip çıkıyorum. Şu anki durumu görmek gerçekten üzücü” ifadelerine yer verdi.