İzmir’de barajlar kritik seviyelere inerken, kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan en büyük kaynaklardan biri olan Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 10’un altına düştü. Artan su sıkıntısı kent genelinde planlı kesintileri beraberinde getirirken, uzmanlar tarımda dönüşümün şart olduğunu belirtiyor.

İzmir Ekonomi Üniversitesi Afet Yönetimi ve Risk Azaltma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gökhan Kılıç, su krizinin yalnızca yağış eksikliğinden değil, yanlış kullanım alışkanlıklarından kaynaklandığını vurguladı.

"Topraksız tarım artık zorunluluk"

"Topraksız tarım artık zorunluluk"

Prof. Dr. Kılıç, Türkiye’de suyun yüzde 74’ünün tarımsal sulamada tüketildiğini hatırlatarak, topraksız tarım gibi su tasarrufu sağlayan alternatif üretim modellerinin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini ifade etti.

“Kaçak sondaj kuyuları, yazlıklardaki havuzlar, kontrolsüz sulama ve yer altı suyu sömürüsü doğal dengeyi bozuyor. Bu tabloyla sadece kuraklık değil, tarımsal çöküş de kapıda” dedi.

Yüzde 90 su tasarrufu

Yüzde 90 su tasarrufu

Topraksız tarımda (hidroponik sistemlerde) suyun döngüsel kullanıldığını belirten Kılıç, “Klasik tarıma kıyasla su kullanımı yüzde 90 oranında azalıyor. Buharlaşma ve sızıntı kayıpları minimum. Verimlilik artıyor, ilaç kullanımı düşüyor. Aynı alanda daha fazla ürün alınabiliyor” ifadelerini kullandı.

İzmir’de kent tarımına kapı aralıyor

Bu sistemin sadece büyük işletmeler değil, kent yaşamı içinde bireysel üretim için de uygun olduğunu belirten Kılıç, “İzmir gibi büyükşehirlerde balkon, çatı katı, konteyner alanlarda üretim mümkün. Gıda tedarik zinciri ve kent tarımı açısından bu büyük bir fırsat” dedi.

Teşvik ve eğitim şart

Hidroponik sistemlerin ilk kurulum maliyetini üç yılda amorti ettiğini belirten Kılıç, devletin bu alanda teşvik sunması ve çiftçilerin eğitimlerle desteklenmesinin hayati olduğunu söyledi. “Topraksız tarım, İzmir gibi su baskısı yaşayan şehirler için stratejik bir çıkış yolu olabilir” diye konuştu.

Kaynak: İHA