Son Mühür / Alper Temiz - 16 Şubat günü gerçekleştirilecek İzmir Kent Konseyi seçimleri, sivil inisiyatif ve belediyelerde katılımcı yönetim anlayışı kavramını gündeme taşıdı. Başkanlık yarışına şu ana dek Nusret Doğan Albayrak, Özgür Topaç ve Ferdi Erten adaylıklarını açıklayan isimler oldu. Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi Grup Başkan Vekili Zafer Levent Yıldır'ın Son Mühür'e yaptığı açıklamada "Şahsi olarak gönlüm Özgür Topaç'tan yana" şeklindeki görüşlerine atıfta bulunan Albayrak, "Bu tür müdahaleler kabul edilemez" dedi ve demokrasi vurgusu yaptı. 

"Başkan Tugay'ın tarafsızlığına inanıyorum"

Albayrak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tarafsızlığına inandığını belirterek, “Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızın bu tür bir olayın tarafı içinde olmayacağına bütün kalbimle inanmaktayım. Sayın Başkanımızın demokrasi ve adalet anlayışına inancım tamdır” dedi. Kent Konseyi seçimlerinde tarafsız ve demokratik bir sürecin işletilmesi gerektiğini belirten Albayrak, “İzmir ve İzmirli için en doğru olanın demokratik bir yarış olmasıdır. İzmir her konuda olduğu gibi Kent Konseyi seçimlerinde de demokrasi ile yaşadığını ve demokrasinin işlediğini göstereceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

doğan albayrak-1

"Aday olmazdım..." 

Kent Konseyi yönetiminin, belli grupların, siyasi iradelerin ya da kliklerin etkisinde olmaması gerektiğini vurgulayan Albayrak, şunları söyledi:

“İzmir Kent Konseyine bir takım grupların, kliklerin, hiziplerin, cemaatlerin ya da bir siyasi iradenin müdahil olarak yönetimi belirlemesinden her kesim rahatsız olmuştur. Vesayetin hiç kimseye bir faydası yoktur. Seçilme şekli, seçimlerden sonraki süreci de etkileyeceğinin bilinci içerisinde olunmalıdır. Vesayet ile seçim sürecinde olan var ise adaylıktan vazgeçmesi en sağlıklı olanıdır. Türkiye’de demokrasinin kurum ve kurallarıyla işlemesi için yaşamı boyunca çaba sarf etmiş bir kişi olarak ben kendi adıma şunu söyleyebilirim ki; vesayet altında ayrıcalıklı bir şekilde adaylık benim için söz konusu olsaydı kesinlikle aday olmazdım. Adaylığımı açıkladıktan sonra da böyle bir durum gündeme gelseydi yine adaylıktan çekilirdim.”

Kent Konseyi’nin bağımsız ve kendi iradesiyle yönetimini belirleyebilecek olgunlukta olduğunu belirten Albayrak, “Şunu açıkça ifade edebilirim ki; Kent Konseyi yönetim süreçlerine müdahil olunması döneminin bitirilerek, yerine ‘Kent Konseyi artık kendi iradesi ile kendi yönetimini belirlemeli’ anlayışının her kesimde egemen olmasının sosyal, siyasal ve konsey yönünden çok fazla yararı vardır” diye konuştu.

Seçilecek yönetimin liyakat esasına dayalı olması gerektiğini vurgulayan Albayrak, “Doğal akışı içerisinde İzmir Kent Konseyi kendisiyle barışık, belediye ile barışık, diğer kamu kurum ve paydaşlarıyla barışık, liyakatlı bir başkan ve yönetim yapısını oluşturabilecek olgunluktadır. Kent Konseyi’nin kendi ayakları üzerinde kendini idare edebilecek düzeyde olması için yeterli deneyimleri yaşadığını düşünüyorum. Seçilecek başkan ve yönetim üyeleri, belediye ve konseyin diğer paydaşlarıyla uyum içerisinde çalışacak bilinç ve kapasitede olacaktır, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

"Fırsat eşitliği üzerindeki engelleri kaldırmalıyız" 

Albayrak, İzmir ve Türkiye için demokratik bir yönetim anlayışını güçlendirme hedefiyle yola çıktığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bütün benliğimle söylüyorum ki; ülkem ve kentimde demokrasinin yerleşmesini, kent konseylerinin gelişmesini, iletişimini ve kendi aralarında paylaşımını güçlendirmek; kent konseyleri politikasının yaşama geçirilmesini kolaylaştıracak olanakları sağlamak; kentin ekonomik ve sosyal sorunlarını araştırmak, gözlem ve kurumsal ilişki kurarak tespit etmek; kent konseylerinin ve sivil toplum örgütlerinin kent politikalarını belirlemesini, birbirleriyle paylaşmasını ve ortaklaştırmasını sağlamak, katılımcılığı ve ortak akla dayanan uzlaşmayı esas almak; sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık ilkelerini hayata geçirmek; var olan ilişkileri geliştirmek, ilgili kuruluşlar arasında etkin dayanışmayı sağlamak, fırsat eşitliği üzerindeki engelleri ortadan kaldırmak; kent konseylerindeki başarılı, örnek projelerin diğer kent konseylerinde yaygınlaştırılmasını sağlamak; kanun ve yönetmelikler konusunda günceli yakalayarak daha demokratik bir kent konseyi oluşturmak adına çalışmak; kent için yeni projeler üretmek; kentin geçmişine ve geleceğine sahip çıkarak kent bilinci oluşturmak için azimle çalışmaya devam edeceğim.”

Kent Konseyi’nin üretim odaklı, planlı ve katılımcı bir yönetim anlayışı benimsemesi gerektiğini vurgulayan Albayrak, “Daha yaşanabilir, daha katılımcı, daha çağdaş, daha mutlu, daha huzurlu, daha güvenli, daha sağlıklı, daha planlı bir İzmir ve üretim odaklı bir konseyde gönül birliği içerisinde olmamız dileğiyle” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Alper Temiz