Son Mühür - Seçil Ünlü / Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanları, hazır giyim sektörünün geleceğini masaya yatırdı ve mevcut zorluklara çözüm önerileri sundu.

Akçakaya: "Katma değeri yükseltmezsek kaybederiz"

Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) başkanlarının katılımıyla, Buca Ege Organize Sanayi Bölgesi'nde (BEGOS) düzenlenen ortak basın toplantısında, Türk hazır giyim sektörünün mevcut durumu ve gelecekteki beklentileri ele alındı. Toplantıya EGSD Başkanı Yasin Akçakaya, TGSD Müşterek Başkanları Toygar Narbay ve Dr. Ümit Özüren katıldı.

İlk sözü alan EGSD Başkanı Yasin Akçakaya, Türkiye’nin hazır giyim sektöründeki ihracat performansına dikkat çekti. 2024 yılı itibarıyla Ege bölgesindeki ihracatın yüzde 9 oranında gerilediğini belirten Akçakaya, bununla birlikte tekstil hammaddeleri ihracatının arttığını ifade etti. Türkiye’nin yalnızca pamuk, iplik ve kumaş gibi hammaddeleri ihraç etmesinin yeterli olmadığını vurgulayan Akçakaya, bu hammaddelerin ülke içinde daha fazla katma değer yaratacak şekilde işlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Akçakaya, "Pamuk, iplik ve kumaş ihracatı yapmak yerine bu hammaddeleri kendi ülkemizde değerlendirip katma değerli ürünler üretmek zorundayız. Artan maliyetler nedeniyle bazı üreticiler yurtdışına kayıyor ve bu durum, sektörümüzü uzun vadede tehdit ediyor" şeklinde konuştu.

Egsd (3)

İthalat artışı ve tehditler

Yasin Akçakaya, sektörün içinde bulunduğu daralmayı ve ithalat artışını da gündeme getirdi. Türkiye'nin hazır giyim ithalatının son iki yılda yüzde 55 oranında arttığını belirten Akçakaya, ithalatın yükselmesinin nedenlerini, düşük kur ve yüksek yerli üretim maliyetlerine bağladı. Bu artış, yerli üreticilerin yurtdışından ithalat yapmayı tercih etmesine yol açarken, Türk hazır giyim sektörünün rekabetçiliğini de zorlaştırıyor.

Akçakaya, “Son 2 yılda hazır giyim ithalatımız 2 milyar 600 milyon dolardan 4 milyar dolara çıktı. Yüzde 55’lik ithalat artışından bahsediyoruz. İthalatın artmasının nedenlerinden biri kurların düşük olması, yurt içindeki maliyetlerin ise çok yüksek olması. Üreticilerimiz, üretemedikleri ürünleri ithal etmek zorunda kalıyor. Dünya, Türk hazır giyim sektörünü kalitesi, tecrübesi ve birikimiyle takdir ediyor fakat sektördeki üreticiler zararına satış yaparak, müşterilerini kaybetmemek için hala mücadele ediyorlar. Ancak bu durum ne kadar devam eder, bilmiyoruz. Bu sektörün bilgi birikimi ve insan kaynağı bir hazine, bunu korumak için çözüm üretmek zorundayız” diye konuştu.

Akçakaya ayrıca, sektördeki değerlerin yurtdışına taşınmaması gerektiğine dikkat çekti. “Türkiye olarak pamuk, iplik, kumaş da ihraç edelim ancak bu hammaddeleri kendimiz daha fazla değerlendirip, katma değeri yüksek ürünler haline getirip satalım, ihraç edelim istiyoruz. Bu konuda çok iyi bir birikime sahip firmalarımız ve personelimiz var. Bizim bu hammaddeleri, değerlerimizi, bilgi birikimimizi başka ülkelere taşımamıza gerek yok. Kendi ülkemizde kullanmaya devam etmeliyiz” dedi.

Dr. Ümit Özüren Yasin Akçakaya Toygar Narbal

Narbay: "Trump vergileri sektör için fırsat"

TGSD Müşterek Başkanı Toygar Narbay ise, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Uzak Doğu ve Güney Asya’daki 14 ülkeden ithal edilen ürünlere uyguladığı yeni gümrük vergilerinin Türk hazır giyim sektörü için önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti. Trump’ın bu kararla ABD’li firmalara tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmaları gerektiğini söylediğini belirten Narbay, Türkiye’nin bu yeni dünya düzeninde yüksek entegre yapısı ve tasarım gücüyle öne çıkabileceğini vurguladı.

Narbay, "ABD, Uzak Doğu ve Güney Asya’dan ithalat yaparken, Türkiye’nin yüksek entegre yapısı ve tasarım gücü ile avantajlı konumda olduğunu fark etti. Kamunun doğru destekleriyle sektörün rekabetçiliği artarsa, mevcut yatırımlarla 5 milyar dolarlık ilave ihracat yapılabilir ve 145 bin kişiye yeni istihdam yaratılabilir. Ancak bunun için, özellikle kur desteklerinin ve Eximbank kredilerinin artırılması, ithalatçı firmaları önceliklendiren mevcut teşvik sistemlerinin gözden geçirilmesi gerekiyor" dedi.

Narbay, Uzak Doğu’dan yapılan tedariklerde fiyat farkının yeni gümrük vergileriyle birlikte yüzde 28’e kadar düştüğüne dikkat çekerek, bu durumun Türkiye için benzersiz bir pazar fırsatı sunduğunu belirtti.

Kur desteği talepleri

Narbay, kur dönüşüm desteğiyle ilgili de önemli bir talepte bulundu. Firmaların ithalat ve ihracat rakamlarına, yarattıkları katma değere bakılmaksızın sadece ihracat ve döviz dönüşüm rakamlarına göre destek verildiğini belirten Narbay, "Örneğin yüzde 80 ithalat yapan ve yüzde 20 katma değer yaratan bir firmaya verilen yüzde 2 kur dönüşüm desteği, o firmanın yarattığı katma değer için yüzde 10 destek anlamına geliyor. Ancak yüzde 70-80 katma değeri ülkemizde bırakan sektörümüz için yüzde 2 destek son derece yetersiz kalıyor. Bu nedenle ithalatçıları destekleyen bu yapının yeniden düzenlenmesini ve net katma değeri ve üretimi önceleyen bir teşvik sistemi kurulmasını talep ediyoruz" dedi.

Narbay, ayrıca hazır giyim endüstrisinin net ihracatına yüzde 10 kur dönüşüm desteği verilmesi gerektiğini söyledi.

Özüren: "KGF destekleri devreye alınmalı"

Toplantıda son olarak söz alan TGSD Müşterek Başkanı Dr. Ümit Özüren, KOBİ’lere yönelik açıklanan çalışan başı 2.500 TL desteklerinin, firma ölçeği gözetilmeksizin tüm sektör firmalarına sağlanmasının önemine değindi. Büyük ölçekli firmaların ülkeye getirdiği müşteriler ve verdiği siparişlerle, KOBİ’lere katkı sağladığını belirten Özüren, bu desteklerin sektöre fayda sağlayacağını ifade etti.

Özüren, Eximbank kredi desteklerinin 2024 yılı itibarıyla yüzde 9 seviyesinde olduğunu, bunun 2018’deki kredi/ihracat oranı olan yüzde 16 seviyesine yükseltilmesini beklediklerini söyledi. Ayrıca, firmaların teminat mektubu sorunlarının çözülmesi için KGF desteklerinin devreye alınması gerektiğini dile getirdi. Eximbank’ın reeskont faizinin politika faizinin yarısı oranına çekilmesi ve faiz tahsilatının dönem sonunda yapılması gerektiğini de vurguladı.

Markalı ihracatın önemi

Özüren, hazır giyim sektörünün son iki yılda yaşadığı daralmanın arka planını da anlatarak, 2024 yılında sektörün ihracat birim fiyatının 15,2 dolar olduğunu belirtti. Mücevher ve savunma sanayi sektörlerinin ardından en yüksek birim fiyata sahip üçüncü sektör olduklarını kaydeden Özüren, “Birim fiyatını artırmanın tek yolu markalı ihracat yapmaktan geçiyor. Markalı satışla ürün değerini 2-2,5 kat artırabiliyoruz. Perakende ve e-ticaret kanallarında ise birim satış fiyatları 80-100 dolara kadar çıkabiliyor” dedi.

Özüren, TGSD olarak bu hedef doğrultusunda "Ufuk 2040 Stratejik Planı" ve "TGSD Gelişim Akademisi" gibi projeleri hayata geçirdiklerini sözlerine ekledi.

Muhabir: Seçil Ünlü