Son Mühür/Gamze Eskiköy- 1 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 30 Nisan 2025 tarihli 9772 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile gümrüksüz mısır ithalatının önü açıldı. Ancak Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi kararı yargıya taşıdı. Danıştay’a sunulan dilekçede, bu kararın tarımsal üretimi olumsuz etkileyeceği ve kamu yararına açıkça aykırı olduğu belirtildi.
Genel Başkan Av. İsmail Hakkı Atal imzalı başvuruda, kararın yürütmesinin durdurulması, duruşmalı yargılama yapılması ve kararın Anayasa Mahkemesi’ne taşınması talep edildi.
Üretim iki kat arttı, ithalata neden var?
Dava dilekçesinde, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine atıf yapılarak 2010 yılında 4,3 milyon ton olan mısır üretiminin 2023 yılında 9 milyon tona çıktığı, 2024 yılında da 8,1 milyon ton olarak gerçekleştiği belirtildi. Partiye göre, bu artışa rağmen ithalata yönelmek yerli çiftçiyi göz ardı etmektir. Raporda, 31 Temmuz 2025’e kadar vergisiz ithalata izin verilmesinin, Ağustos ayında başlayacak yerli mısır hasadının önüne geçerek çiftçinin ürününü maliyetin altında satmak zorunda bırakacağı söylendi .
“Karar anayasal ilkelere aykırı”
Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın dayandığı 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun gibi bazı düzenlemelerin Anayasa’nın 2, 5, 10, 17, 45, 56 ve 166. maddelerine aykırı olduğu öne sürüldü.
Dilekçede şu maddelere özellikle vurgu yapıldı:
Anayasa’nın 45. maddesi: “Devlet, üreticinin eline gerçek değeri geçecek tedbirleri alır”
Anayasa’nın 10. maddesi: “Hiçbir kişiye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz”
Anayasa’nın 56. maddesi: “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir”
Anayasa’nın 5. maddesi: “Devlet, vatandaşın maddi ve manevi varlığını korur”
Arz fazlası var, ithalat gereksiz
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 Temmuz raporuna da atıf yapılan dava başvurusunda, Türkiye’de tüketimden fazla mısır üretimi olduğu, dolayısıyla ithalatın gerekçesiz olduğu savunuldu. “Arz fazlası oluşmuşken ithalat kararı üreticiye ihanettir” denildi.
AİHM ve uluslararası sözleşmelere aykırılık vurgusu
Dilekçede ayrıca, kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı olduğu belirtildi. Yaşama hakkı (madde 2), mülkiyet hakkı (Ek Protokol madde 1), adil yargılanma hakkı (madde 6) gibi temel hakların ihlal edilebileceği belirtildi.
“Köylü kırsaldan koparılıyor”
Dava dilekçesinde, AK Parti hükümetinin tarıma yönelik önceki politikalarına da yer verildi. 2005 yılında Avrupa Birliği’ne verilen taahhütler kapsamında kırsal nüfusun azaltılmak istendiği, tarımsal ithalat politikalarının bu süreci hızlandırdığı ifade edildi.
Cargill örneğiyle şekerpancarı üretiminin düşürüldüğü, benzer bir sürecin mısır üreticileri için yaşandığı belirtilerek, bu ithalat kararının köylüyü üretimden kopardığı ve kırsal boşalmayı hızlandıracağı öne sürüldü.





